Metalar, kendi başlarına hareket edemezler; sahipleri aracılığıyla pazara getirilirler. Pazarda metalar,
toplumsalı temsil eden değer olarak birbirleri karşısındadırlar. Meta sahipleri
ise meta temsilcileri olarak "iradeleri nesnelere yerleşmiş kimseler" durumundadırlar. Marx’ın deyimiyle “Burada kişiler
birbirleri için yalnızca metaların temsilcileri ve dolayısıyla sahipleri olarak
vardırlar.”K-1-100 Onun dışında bir ilişkileri yoktur. Meta sahipleri,
birbirleri karşısında eşit haklara sahiptirler. Her bir sahip, diğerlerinden bağımsız birey olarak ötekinin
mülkiyet hakkını tanır. Ortak mülkiyete dayalı ilkel toplumun bağımlılığından kurtulmuş ve mülkiyet hakları oluşmuş, böylece ihtiyacı olmayan üretim fazlasını pazara
getirmişlerdir. Ya da üretimin bir kısmını pazar için üretmeye başlamışlardır.
Pazara getirilen metalar, kendi eşdeğerleri değiştirirler.
29 Eylül 2013 Pazar
14 Eylül 2013 Cumartesi
Metaların Fetişizmi ve Bunun Sırrı
Marx, metaların ilk bakışta kolayca anlaşılabilir olduğunu, ama tahlili
yapıldığında metafizik inceliklerle, teolojik süslerle dolu olduğunu
belirtiyor. Marx’a göre metalar, kullanım değeri olduğu sürece, onda
anlaşılmayan mistik bir yön yoktur. Çünkü; her meta, kullanım değeri olarak,
bütün toplumlarda olan ve gereksinme gideren bir şeydir. Zira bir
toplum bireyi olarak insanlar, gereksinmelerini gidermek amacıyla toplumsal bir ilişki
içerisindedirler. Bu yolla topluluk ya da toplum olarak, kendilerini sürekli olarak yeniden üretirler, üretmek zorundadırlar. Her üretimde emek, nesnesiyle birleşir ve ona gereksinim gideren bir
biçim verir. Onu her hangi bir amaç için kullanılır hale getirir. Çevremizde gördüğümüz,
üretilmiş nesnelerin bu özellikleri ve yararlılığı gözle görülür apaçıktır.
Dolayısıyla kullanım değeri olarak nesnelerde anlaşılmaz mistik bir yan yoktur.
Öyleyse diyor Marks “metaların mistik özelliği onların kullanım değerinden
doğmuyor” K-1-86
9 Eylül 2013 Pazartesi
Hizmet Alanı ve Üretken Emek
Satışa çıkarılan emek gücünün kendisi de diğerleri gibi bir metadır. Ne var
ki bu emek gücü metasının özel bir durumu vardır. Bu özel durumuyla hem değer,
hem de artı değer üretir. Yani değeri büyütmek genişletmek gibi bir özelliğe
sahiptir. Emek gücü metası satın alındığında diğer üretim araçlarıyla
ilişkilenip yeni meta üretir. Kapitalist, emek gücü metasıyla ürettiği metasını
satarak, emek gücüne yatırdığı değeri elde ettiği gibi fazladan bir değer de
elde eder. Dolayısıyla kişileşmiş sermaye olan kapitalist, metanın satışıyla
elde edilecek bu toplumsalı temsil eden değerin peşindedir. Üretilen metada
bulunan yararlılık, kullanım değeri onun için önemli değildir. Bir tekstil
üretiminin kaç kişiyi giydirmiş, soğuktan korumuş olmasının bir önemi yoktur.
Kapitalist kullanım değeriyle, yalnızca satışı sağlaması ölçüsünde ilgilenir.
Üretilen meta toplum için yararlı ve gerekli olacak ki, kapitalist onu paraya
çevirebilsin ve sermayesini koruyup genişletebilsin. Demek ki emek
gücü Meta üretmesiyle esasen, kapitalistin ilgilendiği toplumsal olan değeri
üretiyor olmasıdır. Buradan şu sonuç çıkar ki; emek gücünün kapitalistin
istediği değer üretmiş olması yeterlidir.
Labels:
emek gücü,
hizmet üretimi,
Marks'ta Üretken Emek,
meta,
üretken emek
3 Eylül 2013 Salı
Değerin Biçimi Yada Değişim Değeri
“metalar”
diyor Marks “dünyaya kullanım değeri olarak gelirler.” Metalar ilkin yararlılığı olan kullanım değeridirler. Her meta fiziksel özelliği nedeniyle bir
kullanım değerine sahiptir. Ama sadece kullanım değerleri olması onları meta haline
getirmez. Bir başka deyişle, her
kullanım değerine sahip olan şey, bir meta olmayabilir. Kullanım değeri olan bir ürünün meta
olabilmesi için değişime girmesi gerekir. Değişim değeri / değer biçimini alması gerekir
ki öyle de olur. Pazara adımını atan her ürün, kendisini değer olarak ifade eder. Bu aynı
zamanda onun toplumsal karakterini gösterir. Metaların kullanım değeri olma
özelliklerine bakarak onun değerini göremeyiz. Bir kitabı elimize alıp evirip
çevirerek bakarız, ama onun bu maddiliğinde değerin zerresini dahi göremeyiz. Değeri değişim alanında, meta ile meta arasındaki toplumsal ilişki içerisinde kendini gösterir ve onu ilişki içerisinde kavrarız.
Metada Somutlaşan Emeğin İki Yönlü Niteliği
Marx, metanın kullanım ve değişim değerini açıkladıktan sonra, metada
somutlaşan emeğin, somut emek ve soyut emek niteliğini ortaya koyuyor. Marx,
emeğin somut ve soyut niteliğini ilk kez kendisinin ortaya koyduğunu, bu
noktanın anlaşılmasının ise ekonomi politiğin anlaşılmasının ekseni olduğunu
düşünüyor.
Labels:
Kapital-I,
kullanım değeri,
meta,
servet,
somut emek,
soyut emek
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)