emek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
emek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Eylül 2019 Pazar

Kapitalist Toplumda Kadın Emeği

Kapitalist toplumda kadın, iki biçimde emek harcar. İlkinde aile içerisinde ev işiyle, ailenin yeniden üretimi için emek harcarken; ikincisinde, sermayenin yeniden üretimi için emek harcar. Kadının, aile içerisinde harcadığı emek, ücretli emek değildir. Zira aile içerisinde harcanılan emek değer üretmez. Yalnızca, ailenin ihtiyacına yönelik kullanım değeri üretir. Sermayenin yeniden üretimi sürecinde ise; hem değer, hem de artı değer üretir. Kadının emeği burada ücretli emektir. Emek gücünü, bir ücret karşılığında kapitaliste satarak üretim sürecine girer. Üretim sürecinde, kadının emek gücü tüketilirken değer ve artı değer üretilir.

9 Ocak 2018 Salı

Meta, Değer ve Artı Değer

Metalar, bir yararlılığı olan, bireysel ya da toplumsal bir ihtiyacı gideren nesne olarak, değişim için üretilirler. Bunun anlamı şudur ki; bir emek ürünü olarak her meta, satılmak üzere üretilir ve tüketicisinin eline değişimden geçerek ulaşır. Meta üretimi sadece kapitalizme özgü değildir. Kapitalizm öncesi biçimlerde de meta üretimi vardı. Ama meta üretimi, kapitalizm öncesi biçimlerde genelleşmiş değildi ve istisnai bir durumdu. Oysa kapitalist toplumda meta üretimi, önceki biçimlerden farklı olarak istisnai değil, genelleşmiştir. Öyleyse üretiminde, kapitalist sistemin önceki biçimlerden farkı; meta üretiminin genelleşmiş olmasıdır.

30 Ekim 2017 Pazartesi

Emek Yağması

İnsana özgü olan emek süreci, insanın toplumu ve kendisini yeniden ürettiği bir süreçtir. Emek harcamak, yaratmak özünde insana haz veren, doyuma ulaştıran bir faaliyettir. Zira bu yolla insan, kendi becerisini, yetisini üründe somutlarken; kişiliğini ortaya çıkarır. Ne var ki sınıflı toplumlarla birlikte emek süreci, sömürünün konusu haline dönüşmüştür. Böylece insana haz veren emek süreci acı veren bir süreç haline gelmiştir. Kapitalist toplum acıyı daha da büyütüp, derinleştirmiştir. Emek gücünü metalaştırarak ve bireyi kendi emeğine yabancılaştırarak emek sürecini zulüm süreci haline getirmiştir. İnsanın toplumu ve kendisini yeniden ürettiği emek sermayenin egemenliği altında sömürülmektedir. Emeğin sömürüsü üzerinden büyüyen sermaye, rekabetçi ortamda daha fazla kara ulaşabilmek için kuralsızlaşmakta bir sakınca görmemektedir. Emek üzerinde egemenliğini daha da artırarak; emek gücünü bol keseden harcayıp, emek yağmasına neden olmaktadır.

26 Ekim 2017 Perşembe

Kapitalist Toplumda Sömürü ve Sömürünün Gizemi

Bir sömürü sistemi olan kapitalist toplumda sömürü ilişkisi, emek ile sermaye arasındadır. Başka bir ifadeyle, işçiyle kapitalist arasındadır. Sömürünün temelinde artı değer üretimi vardır. Kapitalist bu ilişkide, üretim aracı sahibi olarak; artı emeğe, artı değer biçiminde el koyar. Kapitalistin, artı değere el koyabilmesi için; özel bir metaya ihtiyacı vardır. Bu özel meta, işçinin mülkiyetinde ve tasarrufunda olan emek gücü metasıdır. Emek gücü metasını, özel kılan şey; üretimde tüketildikçe değer üretilmesidir.

14 Ekim 2017 Cumartesi

Kapitalist Toplumda Ücretin Özü

İşçi her hangi bir işletmede, belirli aralıklarla (gün, hafta, ay) çalışarak, belirli miktarda para alır. Aldığı para, işçinin belirli bir işin yapılması ya da belirli saat çalışmasının karşılığı olarak görünür. Varsayalım işgünü 8 saattir ve işçinin 8 saatlik çalışmasının karşılığı 100 liradır. Bu durumda işçi, 8 saat çalışacak ve çalışmasının sonunda 100 lira alacaktır. İşçinin 8 saatlik çalışmasının sonunda aldığı 100 lira onun ücretidir. Bu ilişkide ücret, işçinin 8 saatlik çalışmasının, yani 8 saatlik emeğin karşılığı olarak görünür. İşçinin emeği, sanki bir metaymış gibi; sanki ücret, emeğe yapılan bir ödemeymiş gibidir. Bu kadar da değil, işçi, 8 saatlik çalışmasının karşılığını, yani sekiz saatlik emeğinin karşılığını almış gibidir. Artı emeğin bir biçimi olan artı değer, yani işçinin ödenmeyen emeği görünmez. Bütün emek karşılığı ödenmiş gibi görünür. Karşılığı ödenen ve ödenmeyen emek ayrımı yok olduğu gibi, karşılığı ödenmeyen emekte, karşılığı ödenmiş olarak görünür. Böylece hem işçi hem kapitalist, emeğin karşılığının ödendiği kanısına varır. Bu yanlış bir algıdır. Yanlış algı bu kadarla da bitmez. İşçi örgütlenmelerine de sirayet ettiği gibi; ücretlilik sistemi kaldırılmadan, emeğin karşılığının alınabileceği kanısını da uyandırır. Emeğin karşılığının ödendiği kanısını yaratan görünüm, ücretlilik biçiminin kendisinden kaynaklanır. Ücretlilik biçimi, emeğin ödenen ve ödenmeyen ayrımını gözden saklayarak sömürü ilişkisini gizler.

15 Eylül 2017 Cuma

Sınıflı Toplumlarda Sömürü Biçimleri


İnsan da diğer canlı varlıklar gibi yaşamını sürdürebilmek için çeşitli nesnelere ihtiyaç duyar. Ama ihtiyaçlarını giderecek olan nesneleri, her zaman doğada hazır bulamaz. İhtiyaçlarını, doğadaki nesnelere etkide bulunarak üretir. Üretim, insanın doğayla olan etkileşimini, yani ilişkisini ifade eder. İnsan doğayla ilişkisini, emeği aracılığıyla kurar. Emek, tüm canlılık içerisinde sadece insana özgüdür. İnsan emekle, doğa nesnelerini kendi ihtiyaçları doğrultusunda üretir ve yeniden üretir. Üretirken, emek gücü harcar. Üretimi, diğer insanlardan tecrit olmuş bir şekilde değil, onlarla birlikte yapar. Topluluk halinde, birlikte…

23 Eylül 2014 Salı

GELİRLER VE KAYNAKLARI - Üçlü Formül

Marx’a göre, “dış görünüş ile şeylerin özü, eğer doğrudan doğruya çakışsaydı, her türlü bilim gereksiz olurdu.“K-3-718 Dolayısıyla, günlük yaşantıdaki görüngülerden yola çıkarak, iktisadi tahliller yapmak yanlış teorilere götürür. Marx, bu bölümde gelirler ve onların kaynakları görünenine değiniyor.

Sermaye - kâr, toprak - rant ve emekte ücret… “işte” diyor Marx, “toplumsal üretim sürecinin tüm gizemini kapsayan üçlü formül.”K-3-715 Buna göre, sermaye ile kâr, toprakla rant, emekle de ücret elde ediliyor görünmektedir. Yani kâr, rant, ücret olmak üzere üç tür gelir ve bunlara kaynaklık eden, sermaye, toprak, emek olmak üzere üç üretim kaynağı… Ayrıca kâr daha önceden gösterildiği üzere, faiz ve girişim kârına ayrıldığında, kâr sermayeden bağımsız, ücret (yönetim ücreti) göründüğü için, dışarıda tutulur ve elde faiz kalır. Yani kârın yerine faiz ikame edilmiş olur. Şimdi üçlü formül kendisini sermaye - faiz, toprak - toprak rantı, emek - ücretler olarak gösterir.

22 Aralık 2013 Pazar

ÜCRETLER - Emek Gücü Değerinin ya da Fiyatının Ücrete Dönüşmesi

Marx bu bölümde, emeğin satılması yanılgısını ve emek gücünün değeri ya da fiyatının ücrete dönüşümünü ortaya koyuyor. Marx burada değerin fiyattan sapmadığı varsayımıyla hareket ediyor. Diğer bir deyişle, fiyatla değerin aynı olduğu varsayımıyla hareket ediyor.

Burjuva Toplumda, bir işçinin ücreti, işçinin emeğinin değeri ya da fiyatı olarak belli bir miktarda para olarak görünür. Bu görüngüden hareket eden herkes, emeğin değerinden ya da fiyatından söz ederler. Burada yanlış bir algı vardır. Bu yanlış algı, işgücünün değeri ya da fiyatının, emeğin değeri ya da fiyatı olarak görünmesinden kaynaklanır. Diyelim işçi, 12 saat çalıştı ve karşılığında 6 şilin aldı. İşçinin aldığı bu 6 şilin emek gücünün değil de emeğinin karşılığı olarak görünür. İşçi emek gücünü değil de, emeğini satıp eş değerini almış olarak görünür. Eğer işçi, göründüğü gibi 12 saat çalışıp, 6 şilinlik bir değer üretip, 6 şilinlik emeği karşılığını almış olsaydı, ne artı değer, ne de kapitalizm olurdu.

Bu yanlış algı, aynı zamanda işgünün, ücret olarak ödenen bölümünün, tüm işgününün değeri ya da fiyatı olarak görünmesinden kaynaklanır.  Böylece, gerekli emek ve artı emek ayrımının tüm izleri silinir gider ve işçinin, tüm çalışma zamanının karşılığı ücret olarak ödenmiş olarak görünür. Böylelikle, sömürü gerçeği, bir sis perdesi altında kalmış, gizlenmiş olur. 

14 Kasım 2013 Perşembe

MUTLAK ARTI DEĞERİN ÜRETİMİ - Emek Süreci ve Artı Değer Üretim Süreci

Emek Süreci ya da Kullanım Değerlerinin Üretimi

Kapitalist, emek gücünü satın aldıktan sonra; emek gücünü satanı çalıştırarak, emek gücü metasını tüketir. Emek gücü sahibi, çalışmakla, potansiyel emek gücünü harekete geçirir ve işçi olur. O artık fiilen işçidir. İşçinin emeğinin, bir metada tekrar ortaya çıkabilmesi için, yararlı bir iş üzerinde, ya da, her hangi bir gereksinmeyi karşılayacak bir şey üzerinde harcanması gerekir. Yararlı bir şey üzerinde harcanan emek, kullanım değeri, yararlı bir nesne üretir. İşte Marx burada, bu kullanım değeri ile ilgilenmektedir.  Her toplum, kendi devamlılığını sağlayabilmek için kullanım değeri üretmek zorundadır. Marks, bu başlık altında emek sürecini, belli toplumsal koşullarda almış olduğu biçimlerden bağımsız olarak irdeliyor. Yani, her toplumda bir üretim söz konusudur ve her toplum kullanım değeri üretmek zorundadır.

9 Kasım 2013 Cumartesi

Emek Gücünün Alım ve Satımı

Paranın sermayeye dönüşümünde, değer değişikliği paranın kendisinde olamaz. O, satın alma ve ödeme aracıdır. Nakit olarak elimizdeyken de donmuş bir değerdir.  Değer değişikliği, dolaşımın ikinci evresi olan meta-para ilişkisinden de (M-P) ileri gelmiş olamaz. Bu ilişkide olan şey de, sadece, meta biçiminden çıkıp para biçimine girmektir. O halde değişiklik, ilk ilişkide (P-M), yani satın alınan metada olmalıdır. Bu öyle bir meta olmalı ki, o metanın kullanım değerinin tüketiminden bir değer değişikliği meydana gelsin. Yani meta tüketilirken, ondan değer üretilsin, başka bir deyişle ondan değer sızdırılsın. Marx, böyle özel bir metanın olduğunu belirtir. Bu meta, emek kapasitesi ya da emek gücü metasıdır. Bu meta, özel bir meta olarak tüketilirken değer üretir.