Toplum kapitalist biçime
evrilirken, çocuklar da eğitimden uzak, ucuz emek gücü olarak çalışma mekânlarına
çekildiler. Rekabetçi ortamda, kapitalistin daha çok kâra ulaşma isteği ve
sistemin yarattığı yoksullaşma bunu zorluyordu. Çalışma alanlarına akan
çocuklar, fiziksel, sosyal ve psikolojik yıkımın en acımasızını yaşadılar.
Geceli gündüzlü uzun saatler çalıştırıldılar. Ucuz emek gücü olarak, sermayenin
değerlenmesinin aracına dönüştürüldüler. Çocukların çalıştırılmasındaki bu “tiksindirici”
duruma karşın Marx, sanayinin gelişmesinde, gelecek kuşakların (çocuğun ve
genel olarak ta bireyin); çok yönlü gelişimine olan katkısını görüyordu. Zira gelişen
sanayide ortaya çıkan iş çeşitliliği ve işin kolay kılınması, bireyin çok yönlü
gelişmesinin olanağını sunuyordu.