smith etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
smith etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Mart 2014 Pazartesi

Konunun Daha Önceki Serimleri

I. Fizyokratlar


İlk kez, fizyokratlardan Quesnay, ekonomik tablosunda (Tableau Economique) ulusal üretimin, yıllık mahsulünün, dolaşım aracılığıyla, aynı ölçekte yeniden üretimi gerçekleştirecek şekilde nasıl dağıtıldığını göstermektedir. Demek ki Quesnay, yıllık üretimin, farklı kesimler arasında dağılımını ve toplumsal yeniden üretim sürecini ortaya koymaya çalışmıştır. Marx, bu tabloyu, yeniden üretim sürecinin basit ortaya koyuluşu olarak görmüş ve kapitalizmin ilk sistematik anlayışı olarak değerlendirmiştir. Bu konuda şöyle diyor Marx, “gerçekte fizyokratların sistemi, kapitalist sistemin ilk sistematik anlayışıdır.”K-2-322 

13 Şubat 2014 Perşembe

Sabit ve Döner Sermaye Teorileri Fizyokratlar ve Adam Smith-Ricardo

Marx, kendinden öncekilerin, sabit ve döner sermaye ayrımını ve bunların arasındaki farkı tam olarak kavrayamayışlarını ve yanlış olarak ele almalarını eleştiriyor. 

Fizyokratlardan Quesnay, sabit ve döner sermaye ayrımını, doğru olarak, üretken sermaye içerisinde aramıştır. Ne var ki,  fizyokratlar için, üretken sermaye sadece tarımda vardır. Bu nedenle de, sabit döner ayrımını, çiftçi sermayesi üzerinde yapmışlardır. Sermayenin, yıllık devreden bölümünü her yıl yatırılan, on yılda devreden bölümünü ise ilk yatırılan diye ayırmışlardır. Marx, fizyokratların, sabit ve döner sermayeyi, üretken sermaye de aramalarını ve onları devir farklılıklarına ayırmış olmalarını olumluluk olarak değerlendirir. Ne var ki fizyokratlar, yanlış bir şekilde, üretken sermayeyi tarıma indirgerler. Diğer üretim alanlarında üretkenlik görmezler. 

7 Şubat 2014 Cuma

Sabit Sermaye ve Döner Sermaye


I. Biçim Ayrılıkları

Marx, daha önce sermayeyi, değişen sermaye ve değişmeyen sermaye olarak iki kısma ayırmıştı. Değişen sermaye emek gücünü, değişmeyen sermaye de üretim araçlarını ifade ediyordu.

Marx, şimdi de, değişmeyen sermayeyi, yani üretim araçları olarak yatırılan sermayeyi, sabit sermaye ve döner sermaye olarak ikiye ayırmaktadır. 

Makineler, binalar gibi, bazı üretim araçları, fiziksel olarak, üretim alanında kaldıkları halde, onların değerleri, parça parça dolaşım alanına katılırlar. Üretim araçlarının bu kısmı sabit sermayedir. Sabit sermaye, üretim sürecinde bağımsız olarak bulunurlar ve fiziksel olarak ta orayı terk edemezler. Üretken süreçteki işlevleri, onları orada tutar ve sabit olarak kalırlar. Fiziki olarak, orada kalmalarına karşın, değerleri parça parça üretim sürecinden ayrılarak dolaşım sürecine girerler. Bunların ayırıcı özellikleri, yeni ürüne değerlerinin parça parça aktarılmasıdır. Değerlerinin ürüne aktarılan kısmı, ürünle dolaşım alanına girerken, değerinin bir kısmı da fiziksel varlığıyla beraber üretim alanında kalır. Bu şekilde üretim alanında kalan değer, üretim aracının eskimesi, değerini aktararak yıpranması ölçüsünde azalır. Diyelim 10.000 değerinde makine, 10 yıl dayanırsa, her yıl 1.000 lik bir değeri yeni ürüne aktarılır. Bu makinenin başlangıçta yatırılan değerinin toplam devri 10 yıldır.

1 Şubat 2014 Cumartesi

Dolaşım Maliyeti

Gerçek Dolaşım Maliyetleri
 
Hemen belirtelim ki, Marks’ın gerçek dolaşımdan kastı, sermaye değerin biçiminde, varlık durumunda bir değişiklik yaratılması, yani satma ve satın alma olayıdır. Maliyetse, satma ve satın alma sürecindeki harcamalardır. 
 
Sermayenin dolaşımını ifade eden, M-P ve P-M devresi, bir alış verişi ifade eder. Sermaye değer, bu süreçte başkalaşıma girer ve varlık biçiminde bir değişme olur. Sermaye değerde, bu değişimi gerçekleştirmek, belli bir zamana mal olur. Bu zaman, kişileşmiş sermaye olan kapitalistin işlev yaptığı zamanın bir kısmıdır. Yani, onun iş saatinin bir kısmıdır. Bu satış ve alış zamanı gerekli bir zamandır. Bu iş için harcanan emekte gerekli emektir. Ne var ki bu alanda harcanan emek, gerekli emek olmasına karşın, üretken bir emek değildir ve dolayısıyla ne değer ne de artı değer üretir.

Demek ki kapitalistin, alış veriş eyleminin gerçekleştiği dolaşım sürecinde harcadığı emek üretken değildir. Dolayısıyla, değer ve artı değer yaratmaz. Bu işi kapitalist, ücretini ödediği üçüncü bir kişiye, tüccara yaptırsa da durum değişmez. Bu iş için istihdam edilen emek üretken emek değildir. Ne değer nede artı değer yaratır.