Kapitalist sürekli olarak sömürüyü artırma derdindedir. Sömürüyü artırabilmek için artı değer peşinde koşar. Ne var ki artı değere (kâra) giden yol, haramiler sofrasıdır ve bu sofrada kıran kırana rekabet vardır. Bu rekabetçi ortamda, kimse kimsenin gözünün yaşına bakmaz. Sermayesini artı değerle buluşturabilen, yeniden üretimini sağlayabilen ve onu büyütebilen kapitalist, yoluna devam eder. Sermayesini artı değerle buluşturamayan kapitalist, sermayesini gerçekleştiremez ve kurtlar sofrasında sermayesinin varlığını koruyamaz. Bu nedenle her kapitalist; artı değer peşinde koşarak sömürüyü artırma kavgası verir.
artı emek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
artı emek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
30 Ocak 2018 Salı
7 Ekim 2014 Salı
Rekabetin Yarattığı Yanılsama
Metaların değeri ya da değerince belirlenen üretim
fiyatının; üretim araçlarından yeni ürüne aktarılan kısma, değişen sermayeye
tekabül eden ve ücretlerde ifade olunan kısma ve artı değer dediğimiz ödenmeyen
artı emeği temsil eden kısma ayrıldığı gösterilmişti. Değerin son kısmı artı
değerin de; gelirin biçimleri olarak bağımsızlaşarak; kâr (girişimci kârı,
faiz) ve rant olarak ayrıştığını biliyoruz.
Sermayenin, değişmeyen kısmını temsil eden değer, yeni
üretilmiş olan üründe korunur, başka bir deyişle, değişmeyen sermaye değeri
yeni üretilen ürüne aktarılır. Değişmeyen sermayenin dışında kalan değer ise
yeniden yaratılmış değerdir ve iki kısma ayrılır. Bunlardan birisi, gerekli
emeği temsil eden ve işçinin ücretine tekabül eden değer, ikincisiyse artı
emeği temsil eden ve artı değere tekabül eden değerdir. “Şimdi, bu değişmeyen kısım dışında bir metaın
değerinin, yani, yeni eklenen emeği temsil etmesi bakımından, sürekli olarak
kendisini, gelirin üç biçimin oluşturan üç kısma, ücretlere, kâr ve ranta ayrıştırdığını
söylemek doğru olur.”K-3-749 Demek ki, bir ürünün değerini temsil eden ürüne
aktarılmış değer ve yeni yaratılmış değere açıklık getirdikten sonra; yeni
yaratılmış değerin; gelirin üç biçimi olan ücret, kâr ve ranta ayrıldığını
söylemekte sorun yoktur.
Labels:
artı emek,
değişmeyen sermaye,
gelir,
gerekli emek,
Kapital-III,
kâr,
kâr oranı,
rant,
rekabet,
tekel fiyatı,
ücret,
üretim fiyatı
1 Aralık 2013 Pazar
NİSPİ ARTI DEĞER ÜRETİMİ - Nispi Artı Değer Kavramı
İşgünü, gerekli emek ve artı emek zamanına ayrılır.
Gerekli emek zamanı, bir işçinin, kapitalistten aldığı paranın, değerin
karşılığını yeniden ürettiği zamandır. Bu zaman, işçinin gereksinimleri için
harcanan zamandır. Biz bu gerekli emek zamanını, değişmeyen büyüklük olarak
kabul ediyoruz. Şimdi biz, işçinin, gerekli emek zamanının ötesinde 2,3,4,6 saat
daha çalışabileceğini biliyoruz. İşçinin, gerekli emek zamanının ötesinde
çalıştığı zaman, artı emek zamanıdır ve bu zaman değişkendir.
Labels:
artı emek,
emek üretkenliği,
gerekli emek,
işgünü,
Kapital-I,
mutlak artı değer,
nispi artı değer
24 Kasım 2013 Pazar
İşgünü
İşgününün Sınırları
İşgününün bir kısmı, işçinin emek gücünün yeniden üretimini kapsar. Diyelim
işçinin, günlük ortalama yaşamı için gerekli olan nesnelerin üretimi, 4 saat
alıyorsa, işçi 4 saat çalışmayla emek gücü değerini yeniden üretir. Bu,
işgününün gerekli emeğe tekabül eden kısmıdır. Demek ki, işgününün bir kısmı,
emek gücünün yeniden üretimi için gerekli emek zamanıyla belirlenir. İşgünün
bir kısmı da artı emek zamanı ile belirlenir. Yani işçinin kapitalist için
bedavaya çalıştığı zamanı kapsar. Öyleyse işgünü, gerekli emek ve artı emek
zamanından oluşur diyebiliriz. Bu birinci vargımız.
İkinci vargımız, Marx’ın, işgününün değişken bir büyüklük olduğunu ortaya
koymasıdır. Marx'a göre, işgününün toplam miktarı artı emek zamanına göre
değişir. İşgünü değişken olmasına karşın, asgari ve azami sınırlılıkları
vardır.
Labels:
artı emek,
devlet,
fabrika yasaları,
gerekli emek,
işçi sınıfı,
işgünü,
işgünü sınırları,
Kapital-I,
kapitalist,
kolektif emek,
sınıf savaşı
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)