Marx bu bölüme, iktisatçıların tüccar sermayesine,
sanayi sermayesinin özel bir bölümü olarak bakan anlayışlarını eleştirerek
başlıyor. Zira onlar, tüccar sermayesinin, sanayi sermayesinden bağımsızlaşan,
değişmiş biçimleri olduklarını görmüyorlar.
Öyle ki, Smith ve Ricardo gibi büyük iktisatçıların,
sermayenin temel şekli olarak sanayi sermayesini irdelemelerinden ortaya
çıkardıkları kurallar, tüccar sermayesini kapsamına almamaktadır. Tüccar
sermayesini bütünüyle bir yana bırakıp, sadece sanayi sermayesinin bir türü
olarak sözünü etmektedirler. Yani onları, bağımsız biçimleri içerisinde
irdelememektedirler. Bu sermayeyi özel olarak irdelediklerindeyse, sadece Ricardo’nun,
dış ticaret irdelemesinde yaptığı gibi, bu sermayenin değer yaratmadığını ortaya
koymaya çalışmışlardır. Ne var ki diyor Marx, “dış ticaret için doğru olan şey iç, ticaret için de
doğrudur.”K-3-285