Basit meta dolaşımında, ya da metaların değişiminde üretici, ürünün
fazlasını değiştirir. Yani üretici, ürün fazlasını pazara getirir ve kendisi
için kullanım değeri olmayan metayı satıp, aldığı para ile kendisi için
kullanım değeri olan meta alır, süreç sona erer. Bu ilişkide, iki tarafta
(satıcı, alıcı) kendileri için, kullanım değeri olmayan şeyden kurtuluyorlar.
Aynı biçimde, kendileri için kullanım değerine ulaşıyorlar. Bu durumda,
“Değişim, her iki tarafında kazandığı alışveriştir.” K-1-172 Burada amaç,
mübadele değerine ulaşmak değil, kullanım değerine ulaşmaktır.
eşdeğer etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
eşdeğer etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
6 Kasım 2013 Çarşamba
26 Ekim 2013 Cumartesi
Para ya da Meta Dolaşımı
Değerin Ölçüsü
Marx, yapıt boyunca kolaylık olsun diye, altını para-meta olarak kabul
eder. Altının ilk ve esas işlevi, metaların birbirleriyle değer olarak eşit olduklarını,
nicelik olarak ta karşılaştırılabilir büyüklükler olarak, onları temsil
etmektir. Dolayısıyla altın bir eşdeğer rolü oynar. Tüm metalarda
“değerin evrensel bir ölçüsü olarak iş görür.”K-1-109 Bu işleviyle de eşdeğer
bir meta ve para haline gelir.
İlk bakışta metalar, para sayesinde karşılaştırılabilir
oldukları izlenimi doğabilir. Marks bu yanılgı durumuna vurgu
yapıyor. Metaları karşılaştırılabilir hale getiren para değildir. Metaları
karşılaştırılabilir hale getiren şey, bütün metaların değer olarak insan emeği
taşıyor olmalarıdır. Bu nedenle de değerleri aynı ölçüyle, bir meta ile
ölçülebilirler. Bu ölçme görevini yüklenen de altındır. Şimdi tüm
metalar kendilerini altında ifade ederler. X kadar A metası, y kadar B, para
metası eder gibi; ya da 1 ton demir, 10 gram altın eder gibi... Bir
ton demirin fiyatı 10 gram altındır. Bu eşitlemenin olanaklı olmasının nedeni
altının da emek ürünü olması ve bir değerinin olmasıdır. Yani onda da emeğin cisimleşmiş olmasıdır.
Altın evrensel bir eş değer olarak, toplumsalı temsil eder. Bu durumda değer, parada bağımsız bir görünüm kazanır.
29 Eylül 2013 Pazar
Değişim
Metalar, kendi başlarına hareket edemezler; sahipleri aracılığıyla pazara getirilirler. Pazarda metalar,
toplumsalı temsil eden değer olarak birbirleri karşısındadırlar. Meta sahipleri
ise meta temsilcileri olarak "iradeleri nesnelere yerleşmiş kimseler" durumundadırlar. Marx’ın deyimiyle “Burada kişiler
birbirleri için yalnızca metaların temsilcileri ve dolayısıyla sahipleri olarak
vardırlar.”K-1-100 Onun dışında bir ilişkileri yoktur. Meta sahipleri,
birbirleri karşısında eşit haklara sahiptirler. Her bir sahip, diğerlerinden bağımsız birey olarak ötekinin
mülkiyet hakkını tanır. Ortak mülkiyete dayalı ilkel toplumun bağımlılığından kurtulmuş ve mülkiyet hakları oluşmuş, böylece ihtiyacı olmayan üretim fazlasını pazara
getirmişlerdir. Ya da üretimin bir kısmını pazar için üretmeye başlamışlardır.
Pazara getirilen metalar, kendi eşdeğerleri değiştirirler.
3 Eylül 2013 Salı
Değerin Biçimi Yada Değişim Değeri
“metalar”
diyor Marks “dünyaya kullanım değeri olarak gelirler.” Metalar ilkin yararlılığı olan kullanım değeridirler. Her meta fiziksel özelliği nedeniyle bir
kullanım değerine sahiptir. Ama sadece kullanım değerleri olması onları meta haline
getirmez. Bir başka deyişle, her
kullanım değerine sahip olan şey, bir meta olmayabilir. Kullanım değeri olan bir ürünün meta
olabilmesi için değişime girmesi gerekir. Değişim değeri / değer biçimini alması gerekir
ki öyle de olur. Pazara adımını atan her ürün, kendisini değer olarak ifade eder. Bu aynı
zamanda onun toplumsal karakterini gösterir. Metaların kullanım değeri olma
özelliklerine bakarak onun değerini göremeyiz. Bir kitabı elimize alıp evirip
çevirerek bakarız, ama onun bu maddiliğinde değerin zerresini dahi göremeyiz. Değeri değişim alanında, meta ile meta arasındaki toplumsal ilişki içerisinde kendini gösterir ve onu ilişki içerisinde kavrarız.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)