Kapitalizmin varlığı, sermayenin kendisini yeniden üretebilmesi ve birikimini sürdürebilmesine bağlıdır. Ne var ki, kapitalist üretim biçiminde sermayenin birikimi süreci sorunsuz değildir. Bu süreç derin çelişkilerle doludur. Bu çelişkiler, kâr oranlarının düşmesi eğilimi yasasında açık olarak görünür. Kâr oranlarının düşmesi birikim sürecini sekteye uğratır. Kapitalist üretme biçimin sınırlı karakterini açığa çıkarır.
Üretim sürecinde işçiler üretim
araçlarını kullanarak; ham maddeleri, tüketime hazır metalar haline
dönüştürürler. Dönüştürme sürecinden geçen yeni üretilmiş metaya, kullanılan
üretim araçlarının ve hammaddelerin değeri aktarıldığı gibi, yeni değer de
katılır. Üretim araçlarının ve kullanılan ham maddelerin değeri yeni ürüne
aynen aktarıldığı için değişmeyen sermaye (s) olarak adlandırılır. Yeniden
üretilen değer ise iki kısma ayrılır. Biri emek gücünün değeri olan ve
işçilerin tüketim nesnelerinin değeri (d) diğeri ise kapitaliste giden artı
değer(a) dir. Yeni üretilen değer; emek gücünün değeri(d) ile artı değer(a) dir.
Bu ikisinin birbirine bölünmesi (a: d) artı değer oranını yani sömürü oranını
verir. Sömürü oranı, başka bir deyişle artı değer oranı(a:d) işçilerin
sömürülme derecesidir.