Sermayenin çevrimi, kapitalin ikinci cildinde üretim ve dolaşım
alanını kapsar. Üç evreden oluşan sermayenin çevrimi para sermaye, üretken
sermaye ve meta sermaye aşaması olarak belirtilir. Birinci ve üçüncü evreler
(para sermaye, meta sermaye ) semayenin dolaşım evresidir. İkinci evre ise
sermayenin üretim evresidir. “Sermaye-değerin, dolaşımının çeşitli aşamalarında
büründüğü iki biçim, para-sermaye ve meta-sermayedir. Üretim
aşamasına ilişkin biçim ise üretken sermayedir.” (K-2-65)
30 Ağustos 2013 Cuma
Dolaşım Alanı ve Üretken Emek
28 Ağustos 2013 Çarşamba
Kollektif İşçi ve Üretken Emek
Marx üretim sürecine bir bütün olarak baktığında, üretim süreci ile
ilişkilenen emekleri kollektif emek olarak görür. Bu, bir ürünün tek bir işçi
tarafından üretilmediği, ama ürünün, kollektif işçi tarafından üretildiği
anlamına gelir.
Kapitalizm öcesi biçimlerde bir emekçi tüm yönleriyle tamamlanımış bir
ürünü ortaya çıkarabiliyordu. Örneğin bir zanaatçı yaptığı işi kendi açısından
bölümlendirse de ürün kendi emeği ile üretilebiliyordu. Ya da bir köylü üretici
en fazla ailede bir işbölümü ile ürünü üretebiliyordu. Kapitalist üretim
ilşkileriyle birlikte “Ürün bireyin doğrudan ürünü olmaktan çıkar ve
kollektif emekçinini ürettiği toplumsal bir ürün yani her bir emek konusu
üzerindeki işlemlerin az ya da çok bir parçasını yapan bir emekçi topluluğunun
ortak ürünü halini alır. “ (K-1-520) Zira işçi köylü ya da
zanaatçı gibi üretim aracı sahibi değildir. Tüm yönleriyle tamamlanmış olarak
kendi ürününü üretemez. Onun bireysel emeği emeğin nesnesinden yani üretim
araçlarından yoksun olduğu için hiç bir işe yaramaz. Onun emeği ancak diğer
emeklerle birlikte işe yarar. Dolayısıyla bireysel emekler kapitalist üretim
sürecinin sadece eksik parçalarıdır. Onlar ancak birlikte kollektif
olarak emek sürecine katıldıklarında işlevli olur ve ancak o zaman
üretebilirler. Kafa ve kol emeği olmalarının bu süreçte bir anlamı yoktur. Bir
araya gelmmiş olmaları gerekir.
27 Ağustos 2013 Salı
META ve PARA - Meta
Metanın İki Ögesi: Kullanım Değeri ve
Değer
Marks, kapitalist üretimin egemen olduğu toplumlarda; zenginlik birikiminin, meta
birikimi olarak kendisini gösterdiği vurgusu yapıyor ve metanın tahlili ile işe
başlıyor.*
“Meta” diyor Marks: “her şeyden önce, bizim dışımızda bir nesnedir
ve, taşıdığı özellikleriyle, şu ya da bu türden insan gereksinmelerini gideren
bir şeydir. Bu gereksinmelerin niteliği, örneğin ister mideden, ister hayalden çıkmış
olsun, bir şey değiştirmez.” (K-1-49) Her birey varlığını sürdürebilmek için, ister fiziksel
isterse ruhsal olsun çeşitli gereksinmelere ihtiyaç duyar. Bu ihtiyaçlar, yaşamsal varlığı sürdürmek için
zorunlu ihtiyaçlar (yeme, içme gibi) olduğu gibi; ruhsal doyum
sağlayan ihtiyaçlar da olabilir. Bu ihtiyaçların özünde farklılık olmasına karşın, ihtiyaç
giderme anlamında hiç bir farklılıkları yoktur. Bir tablonun duvarda asılı
durması ve her sabah ya da akşam, ona heyecanla bakan biri için tablo; gereksinme karşılayan bir şeydir ve ruhsal bir doyuma denk düşer. Ama asgari
ücretle çalışan biri için daha yaşamsal olan karnını doyurma ihtiyacı öne
çıkmışken, duvarda asılı bir tablonun onun gereksinmesi olamayacağı açıktır. Ne var
ki, her iki türden durum da gereksinmeyi ifade eder. Gereksinme
gideren şey ise yararlılığı olan bir şeydir. Çünkü, bir ihtiyacı karşılamaktadır.
Yararlılık bir nesneyi, Marks’ın ifade ettiği gibi: “kullanım değeri haline getirir” O halde, bir nesnenin yararlılığından dolayı, yani bir ihtiyacı karşılama özelliğinden dolayı, kullanım değeri vardır diyebiliriz.
Yararlılık bir nesneyi, Marks’ın ifade ettiği gibi: “kullanım değeri haline getirir” O halde, bir nesnenin yararlılığından dolayı, yani bir ihtiyacı karşılama özelliğinden dolayı, kullanım değeri vardır diyebiliriz.
Labels:
değer,
değişim değeri,
Kapital-I,
kullanım değeri,
meta
26 Ağustos 2013 Pazartesi
Ürünün Maddiliği ve Üretken Emek
Marx satın
alınmış emeğin maddi nesnelerde nesneleşmiş, ya da nesneleşmemiş olması açısından
bakmaz. Emeğin, maddi nesnelerle ilişkisinden
ziyade sermayeye satılıp satılmadığı ile ilgilidir.
Ürünün maddiliğini biraz açalım.
Ürünün maddiliğini biraz açalım.
Marx’a göre
yaratılan bir metanın kullaım değeri ve değeri vardır. Kullanım değeri somut
emeğin, değer ise soyut emeğin sonucudur. Kullanım değeri metanın yararlılığı
ve maddiliğiyle ilgilidir. Bir fırıncı emeğinin ekmek maddiliğinde nesneleşmesi
ve bir gereksinme gideren bir şey olması onun bir kullanım değeri olduğunu
gösterir. Toplum biçimleri ne olursa olsun kullanım değeri servetin özüdür. Dolayısıyla
meta, kullanım değeri olarak bir toplum biçimini imlemez. Çünkü kullanım değeri
bir yararlılığı ifade eder ve bir gereksinmeyi giderir. Tüm toplum biçimlerinde
görülür somut emeğin (fırıncı, ayakkabıcı vb. Emeği) sonucudur. Soyut emekle
yani değerle ifade edilense toplumsal olandır. Bütün kullanım biçimlerinde
varolabilen ortak bir özdür. Fırıncının emeği, ayakkabıcının emeği vs olmasına
bakılmaksızın inasan enerjisi ve faliyetinin
harcanmasıdır ve değerle ifade bulur. Bu öz değişim değeri olarak
kensini gösterir. Ürüne harcanan emek zamanla ifade edilir.
Labels:
değer,
kullanım değeri,
Marks'ta Üretken Emek,
meta,
servet,
somut emek,
soyut emek
Üretken Emek Anlayışının Sermaye ile İlişkilendirilmesi
Emek sürecine
sonucu açısından bakıldığında tüm toplumsal sistemlerde emek süreci üretken
süreç olarak görülür. Zira emeğin araçlarıyla birleşmiş olduğu her durumda bir
ürünün ortaya çıktığını görürüz. Sürecin yararlı bir üründe sonlanması emeği
üretken emek yapar. Burada emek yararlı yani gerekli emektir, emeğin ürünüde
yararlı üründür. Bu biçimiyle üretken emek tanımı ilkel toplumlarda dahil tüm
toplumsal sistemler de vardır denilebilir. Çünkü her toplum kendini yeniden
üretebilmek için üretmek zorundadır. Bu bakış açısıyla her toplum, her üretim
sistemi kendi üretken emek kavramına sahiptir. Marx ta emek sürecine sonucu
açısından baktığında bu yaklaşımı kabul eder ve şöyle der: “Eğer emek-sürecinin tümünü, sonucu
açısından, ürün açısından incelersek, hem araçların, hem de emek konusunun
üretim araçları olduğu, ve emeğin kendisinin üretken bir emek olduğu açıkça
görülür.” (K-1-197) Ne varki marx’ın ilgilendiği üretken emek bu
değildir.
Labels:
artı değer,
kapitalizm,
Marks'ta Üretken Emek,
meta,
sermaye
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)