29 Ocak 2014 Çarşamba

Dolaşım Zamanı

Sermayenin, üretim ve dolaşım alanında hareketi zaman ile ifade edilir. Sermayenin, üretim alanında kaldığı süre üretim zamanını, dolaşım alanında kaldığı süre dolaşım zamanını oluşturur. Üretim zamanı ve dolaşım zamanı, sermayenin devresini çizdiği toplam zamandır. Yani, sermayenin devir zamanı, üretim ve dolaşım zamanını kapsar. 

Marks, üretim zamanını ele alıyor. Üretim zamanı ile iş zamanı ayrımı yapıyor. İş zamanı bizzat emeğin üretim sürecinde faaliyette bulunduğu zamandır. Emeğin, bizzat faaliyette bulunduğu bu zaman, artı değer yaratma zamanıdır. Üretim zamanı ise, iş zamanından daha fazla bir zamanı ifade eder. Öyleyse, üretim zamanı, iş zamanından daha uzundur ve üretim zamanı iş zamanını kapsar. Üretim zamanının, iş zamanından fazlalığının nedeni, üretken sermayenin, iş sürecinde yer almaksızın, üretken süreçte işlev yapmasından kaynaklanır. Üretimde meydana gelen duraklamalar, ürünün büyüme süresi, tomruğun bekletilme zorunluluğu, şarabın mayalanması için bekletilme durumu vb. nedeniyle üretim zamanı daha uzundur. Ayrıca, üretim araçları değerlerini parça parça aktardıkları için, bunlar, iş yapma süreci dışında da üretim sürecinde kalırlar. Pamuk, demir, kömür gibi üretim araçları da hemen kullanılmadıkları halde, üretken sermayenin parçası olarak beklerler. Bunlar, üretim sürecinin devamı için bekletilirler ve bunlar gizil sermayedirler. Gizil sermayenin depolama alanları (bina, aygıt vb.) üretken sürecin koşuludurlar ve dolayısıyla üretken sermayenin parçalarıdırlar.  

26 Ocak 2014 Pazar

Devrenin Üç Formülü

Sermayenin üç devresi birbirine bağımlı ayrılmaz bir bütün oluştururlar. Dolayısıyla, “toplam süreç, kendisini, üretim ve dolaşım süreçlerinin bir birliği biçiminde ortaya koyar. Üretim süreci, dolaşım sürecinin, dolaşım süreci üretim sürecinin aracısı olur.” K-2-95 Her bireysel sermaye, üretim ve dolaşım aşamasından geçmek zorundadır. Öyle ki, bir bireysel sanayi sermayesi, üç evrede de aynı anda bulunabilir ve bunlar yan yana gerçekleşirler. Sermaye değerin, bir kısmı para sermayeye dönüşürken, bir kısmı üretim sürecindedir veya üretim sürecinden ayrılırlar. Süreç böylece, birlikte, bütünlüklü bir süreklilik arz eder. “Demek oluyor ki, tüm devre, aslında bu üç biçimin bir birliğidir.”K-2-96 Bu birliğin gözden kaçırılması, herhangi bir aşamanın öne çıkarılması hatalı bir tutum olacaktır. Sermaye değerin anlaşılmamasını getirecektir.

24 Ocak 2014 Cuma

Meta Sermaye Devresi

Meta sermaye devresinin formülü M'–P'–M... R... M' dür.

Yeniden üretim eğer ki, genişlemiş ölçekte yapılıyorsa, son M', başlangıçtaki M' den büyüktür ve M'' olarak gösterilmelidir. Ama değil, bunun nedeni ileride görülecektir. 

Bu biçim diğer iki biçimden (para sermaye, üretken sermaye) farklıdır. Para sermaye devresinde dolaşım, üretim süreci ile kesintiye uğratılıyor. Üretken sermaye devresinde ise, dolaşım üretim sürecinin sadece bir aracısı durumundadır. Bu devrede ise (meta sermaye) toplam dolaşım ve onun iki karşıt evresiyle birlikte devreyi açar. Yani satma ve satın alma gibi dolaşım sürecinin iki evresi devreyi açıyor.

22 Ocak 2014 Çarşamba

Üretken Sermayenin Devresi

Üretken sermaye devresinin formülü R… M'–P'–M…R dir. Bu devre, üretken sermaye ile başlayıp, üretken sermaye ile biter. Bu devrede, R den R ye gidişte para, basit bir aracı görünümündedir. Sanki kapitalizmde amaç, üretim için üretimdir. Kapitalistin, para ya da değer peşinde olduğu burada gizlenmiş görünür.

I. Basit Yeniden Üretim 

Basit yeniden üretim varsayımına göre, üretilmiş artı değerin tamamı kapitalistin tüketimine gider. Şöyle ki, meta sermaye M', paraya dönüşür dönüşmez, paranın sermaye değer kısmı, sermaye devresinde dolaşımına devam eder. Paraya dönüşen, artı değer kısmı ise ondan ayrılarak, sermaye dolaşımının dışına çıkar ve meta dolaşımına katılır. Dolayısıyla, sermaye dolaşımının dışına düşmüş olur. 

M'
{
M
+
m
}

– P'
{
P
+
p
}
– M< (E-ÜA)

– m

Burada m–p–m kapitalistin gelir dolaşımıdır ve basit meta dolaşımını temsil eder. İlk evre m-p, meta sermaye (M'–P') evresinde bulunur, tamamlayıcı evre p-m ise, genel meta dolaşımından ayrı olarak, devre dışına düşer. Bu artı değeri temsil eden kısım, basit yeniden üretimde, kapitalistin harcadığı para ile bir dizi bireysel satın almalarını temsil eder. Bu para yatırılmaz harcanır. Bir kez daha yinelemek gerekirse, artı değeri temsil eden para, kapitalistin ihtiyacı için harcanır. Dolayısıyla sermaye devresinden çıkar. Ama genel dolaşımına devam eder.

19 Ocak 2014 Pazar

SERMAYENİN BAŞKALAŞIMI VE BUNLARIN DEVRELERİ - Para Sermaye Devresi

Bütün bireysel sermayeler, üretim ve dolaşım alanından geçerler. Sermayenin üretim ve dolaşımını kapsayan hareketi dairesel bir harekettir ve 3 aşamadan oluşur.

Birinci aşama, P–M< (E-ÜA) formülü ile ifade edilir. Bu aşamada kapitalist, para sahibidir ve parasıyla meta ve emek pazarından, üretim aracı ve emek gücü satın alır. Kapitalist, alıcı olarak bu hareketiyle para sermayesini üretken sermayeye çevirir.

17 Ocak 2014 Cuma

Modern Sömürgecilik Teorisi


Marx bu bölüme, ekonomi politiğin, kendi emeğine ve başkasının emeğinin kullanılmasına dayanan, iki özel mülkiyeti, birbirine karıştırmasından söz ederek, başlıyor. Ekonomi politik ayrıca, ikincinin, birincisinin mezarı üzerinde boy verdiğini de unutmaktadır. 

Anayurdun gücüne sırtını dayayan kapitalist, küçük üreticiyi yolundan temizler. Sermaye dalkavuğu ekonomi politikçi ise, anayurtta, kapitalist üretim tarzıyla karşıtının özdeşliğini öne sürer. Sömürgelerde ise, iki üretim tarzının uzlaşmaz karşıtlığını ifade etmeye çalışır. Zira sömürgelerde kapitalist rejim, kapitalisti değil ama, kendisini zengin etmeye çalışan küçük üreticilerin direnişleri ile karşılaşır.

14 Ocak 2014 Salı

Kapitalist Birikimin Tarihsel Eğilimi

Marx, sermayenin ilkel birikiminin nasıl oluştuğunu sorarak başlıyor. İlkel birikim eğer, köle ve serfler, direkt olarak ücretli işçiye dönüşmemişlerse, doğrudan üreticilerin(küçük köylü, zanaatçı) mülksüzleşmesi yoluyla gerçekleşmiştir. Bu, sahibinin emeğine dayalı özel mülkiyetin yok oluşu demektir.

Marx özel mülkiyete değiniyor. Özel mülkiyet, toplumsal kolektif mülkiyetin antitezidir. Ancak, emek araçlarıyla, emeğin koşullarının, özel kişiye ait olduğu yerlerde var olabilir. Bu kişilerin, emekçi olup olmamalarına göre, özel mülkiyetin niteliği farklı olur. Demek ki Marx, özel mülkiyete, sahibinin emekçi olup olmaması açısından yaklaşıyor. Diğer bir deyişle sömürü ilişkisi açısından yaklaşıyor. Zira özel mülkiyet sahibi, emekçi değilse, onun mülkiyeti başkasını sömürü aracıdır ancak. Oysa emekçi için, üretim aracı ve emeğin koşulları başkasının emeğinin sömürüsü için kullanılmaz. Eğer bu durmda da, bir sömürüden söz edilecekse, o ancak, kendi emeğini sömürebilir. 

12 Ocak 2014 Pazar

Sanayici Kapitalistin Doğuşu

Marx hemen, sanayici kapitalistin doğuşu ile çiftçinin doğuşunu kıyaslayarak, sanayici kapitaliste dönüşebilenleri belirtiyor: “Sanayici kapitalistin doğuşu, çiftçinin doğuşu gibi yavaş yavaş yürüyen bir süreç olmamıştır. Kuşkusuz, pek çok küçük lonca ustası, daha da fazla bağımsız küçük zanaatçı ve hatta ücretli emekçi, küçük kapitalist haline gelmiş ve (ücretli emeği, git gide artan ölçüde sömürerek ve dolayısıyla birikim sağlayarak) tam kapitalist olup çıkmışlardır.”K-1-768

Kapitalist üretim tarzı, henüz gelişmeden önce, tefeci ve tüccar sermayesi devralınmıştı. Ne var ki, bir süre, tefeci ve ticaret yoluyla meydana gelen para sermayesi, sanayi sermayesine dönüşememiştir. Bu para sermayesi, kırsal alanlardaki; feodal hukuk ve lonca örgütlenmelerince engellenmiştir. Bu engeller ancak, feodalizmin çözülmesi, kırsal nüfusun mülksüzleştirilmesi ve topraklardan atılmayla ortadan kalkabilmiştir. Demek ki, ilkel birikim süreci aynı zamanda, sermayeye dönüşmenin önündeki engellerinin kaldırıldığı bir süreç olmaktadır.

9 Ocak 2014 Perşembe

Yüzyılın Sonundan Başlayarak, Mülksüzleştirilenlere Karşı Kanlı Yasalar Ücretlerin Parlamento Yasalarıyla Düşürülmeye Çalışılması

Halkın, topraklarından uzaklaştırılması yoluyla yaratılan proletarya, yeni doğmakta olan manifaktür tarafından aynı hızla emilemiyordu. Alışılagelen yaşamlarından koparılan bu insanlar, yeni disipline yaşantıya uyum sağlayamıyordu. Dolayısıyla bunlar, koşulların baskısıyla hırsız, dilenci, serseri haline geldiler. Bu durum, cezalandırma yöntemiyle önlenmeye çalışıldı. “Böylece, 15. Yüzyıl sonuyla, 16. Yüzyıl boyunca bütün Batı Avrupa’da serseriliğe karşı kanlı yasalar çıkarıldı.”K-1-751 Bugünkü işçi sınıfı ataları, dilenci durumuna düşürüldükleri için cezalandırılıyordu. Önce topraklarından koparılan, evlerinden atılan, işsiz güçsüz bırakılan insanlar, serseri haline getirilip, şiddetle cezalandırılıyor, ücretlilik sisteminin gerektirdiği biçimde disipline ediliyorlardı.

6 Ocak 2014 Pazartesi

Tarımsal Nüfusun Topraksızlaştırılması

İngiltere’de serflik 14. Yüzyılda tamamen kalkmıştır. 15. Yüzyıl, büyük ölçüde, kendi toprağını işleyen özgür köylülerden oluşuyordu. Bu koşullar, halkın rahat yaşamasını sağlayan koşullardır. Ne var ki, bu durum, kapitalist nitelikte servet olanağını dışlamıştır. Dolayısıyla, küçük üreticiler, gelişmenin önünde ayak bağı durumuna gelmiştir ve öyleyse mülksüzleştirilmeleri elzemdir. Marx bu bölümde, bu mülksüzleştirilmeyi ve mülksüzleştirmenin zora dayalı karakterini belirtmektedir.

4 Ocak 2014 Cumartesi

SÖZDE İLKEL BİRİKİM - İlkel Birikimin Sırrı

Sermaye birikimi, artı değerin varlığını, artı değer kapitalist üretimi, kapitalist üretimse, daha önceden bir miktar birikmiş sermaye ve emek gücünü gerektirir. Birikim için artı değer gerekir, ne var ki, artı değer için de sermaye olmak gerekir. İlkel birikim, sermayenin ilk birikimini anlatır. Bu birikimi sağlayan süreç, kişisel çalışmaya dayalı özel mülkiyetin (küçük üretici) tasfiyesine dayanan süreçtir. Başka bir deyişle, bu süreç, küçük üreticiyi özgür işçiye, küçük üreticinin araçlarını da sermayeye dönüştüren süreçtir.