zenginlik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
zenginlik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Ekim 2024 Perşembe

Kapitalizmin Vazgeçilmezi, Çocuk İşçiliği


Çocukların çalışması, üretime katılması bütün toplum biçimlerinde görülür. İlk toplumlarda çocuk emeği, topluluğun bir parçası olarak üretime katılıyordu. Çocuk emeği, topluluğun kendisini yeniden üretmesinin doğal bir eklentisiydi. Topluluğun ailelere ayrılmasıyla birlikte, aile emeğinin bir eklentisi haline dönüştüler. Yaşa ve cinsiyete dayalı işbölümünün gereği olarak; evde, bahçede, tarlada, merada, hayvan bakımında; aile emeğinin bir parçası olarak aile üretimine katıldılar. Sınıflı toplumlarla birlikte yine çocuklar, üretim alanlarında bulundular. Kırsal alanda, köylü üretiminin bir parçasıyken, kentlerde, çırak olarak bir ustanın yanında çalıştılar. Emekleriyle toplumsal üretime katılarak, toplumsal üretimin bir parçası oldular. Bu toplum biçimleri, çocuk emeğinin sistemli bir şekilde sömürülmesi kavramına yabancı olduğu gibi; bütün bu çalışmalar da çocuğu, işçi olarak damgalamaya yeter bir durum değildi.

4 Ekim 2019 Cuma

Sömürü Koşullarının Yeniden Üretimi

Kapitalist toplumda üretme süreci, sermayenin üretimi ve yeniden üretimi sürecidir. Yeniden üretim sürecinin temeli, emeğin, ürünlerinden; emek gücünün ise emeğin nesnel koşullarından ayrılmış olmasıdır. Başka bir deyişle, bir yanda üretim araçlarına ve geçim nesnelerine sahip olan kapitalistlerin; diğer yanda ise, sadece, emek gücüne sahip olan işçilerin var olmasıdır. Bu temel üzerinde, emeğin sömürüsü üzerinden sermayenin üretimi gerçekleşir. Bu durum, sürekli olarak yinelenen biçimde olur. Yani kapitalist üretme biçimi, bu sömürü ilişkisini, sürekli olarak yeniden üretir. İşçinin emeği, üretme sürecinde sürekli olarak, kendisine ait olmayan ürünlerde nesneleşir. Sermaye biçiminde, kapitalistin zenginliği olarak ortaya çıkar.

21 Aralık 2017 Perşembe

Kapitalizm ve Yoksullaşma

Kapitalist toplumlarda her zaman, ekonominin şu ya da bu kadar büyüdüğünden söz edilir. Ekonomide büyümenin işsizliği ve yoksulluğu giderek azaltacağından dem vurulur. Oysaki ekonomideki büyümenin, işsizliği ve yoksulluğu azaltacağı yönünde doğrusal bir ilişki yoktur. Ekonomi büyüdüğü halde, işsizlik artabilir; yoksulluk ve sefalet büyüyerek genişleyebilir. 

Sözü edilen ekonomik büyüme, aynı zamanda sermayenin büyümesidir de. Sermayeyi büyüten süreç olan sermaye birikimi süreci, işsizliği artırdığı gibi yoksulluğu da artırıp genişletir. Üstelik bu durum, kapitalist sistemde arızi bir durum da değildir. Aksine bu durum, sermaye birikiminin; başka bir deyişle kapitalist gelişmenin normalidir.