Kapitalist toplumda üretme
süreci, sermayenin üretimi ve yeniden üretimi sürecidir. Yeniden üretim
sürecinin temeli, emeğin, ürünlerinden; emek gücünün ise emeğin nesnel
koşullarından ayrılmış olmasıdır. Başka bir deyişle, bir yanda üretim araçlarına
ve geçim nesnelerine sahip olan kapitalistlerin; diğer yanda ise, sadece, emek
gücüne sahip olan işçilerin var olmasıdır. Bu temel üzerinde, emeğin sömürüsü
üzerinden sermayenin üretimi gerçekleşir. Bu durum, sürekli olarak yinelenen
biçimde olur. Yani kapitalist üretme biçimi, bu sömürü ilişkisini, sürekli
olarak yeniden üretir. İşçinin emeği, üretme sürecinde sürekli olarak,
kendisine ait olmayan ürünlerde nesneleşir. Sermaye biçiminde, kapitalistin
zenginliği olarak ortaya çıkar.
Sermayenin yeniden üretimi
süreci, kapitalist tarafından emek gücünün tüketilmesi sürecidir. Emek gücü
tükenirken, ürünler sürekli olarak işçiden uzaklaşır. İşçiden uzaklaşan metalar;
kapitalist için üretim araçlarına ve tüketim nesnelerine dönüşür. Yani işçi
kendisi için değil, kapitalist için üretir. İşçi daha üretim sürecine girmeden
önce, emek gücünü kapitaliste satmıştı. Üretim araçları zaten kapitaliste
aitti. Bu nedenle emek gücü tüketilirken; işçinin emeğinin kristalleştiği bütün
metalar kapitalistin olur. Yani emek gücünü kapitaliste terk eden işçi, bütün
zenginliği kapitalist için sermaye olarak üretir. Kendisine hükmeden, kendisini
egemenliği altına alan, kedisini sömüren o devasa gücü yaratır.
Kendisini sömüren sermaye gücünü
üreten işçi; kendi emek gücünü de üretir. Emek gücünü, üretim alanı dışında
tüketim nesneleriyle yeniler. İşçi kapitalist için sermayeyi, kendisi için de
emek gücünü üretmekle; kapitalisti kapitalist, kendisini de işçi kılan
koşulları yeniden üretir. Bu süreç sermayenin yeniden üretimi sürecidir.
Sermayenin yeniden üretimi süreci, aynı zamanda işçinin tüketim sürecidir de.
Kapitalist toplumda, işçinin
tüketimi iki biçimde gerçekleşir. İlkin işçi, üretim sırasında üretim
araçlarını tüketir. Üretim araçları tüketilirken, kapitalistin yatırmış olduğu
sermayenin değeri, yeni ürüne aktarılırken, fazladan bir değer de üretilir. Bu
nedenle, işçinin üretim araçlarını tüketmesi üretken bir tüketimdir. Çünkü bu
tüketimle sermaye değeri korunur, yeni değer üretilerek; sermayenin
değerlenmesini sağlanır. Ayrıca bu tüketimle ortaya çıkan değerin bir kısmı
kapitalistin bireysel yaşamı için harcanır. Böylece kapitalist, kapitalist olarak
varlığını sürdürmüş olur. Bu süreçte bir tüketim daha gerçekleşir ki, o da emek
gücü metasının tükenmesidir.
İşçinin tüketiminin diğer biçimi; işçinin, ücretini
ihtiyacı olan tüketim nesnelerine çevirmesidir. Yani ücretiyle aldığı tüketim
nesnelerini bizzat kendi ihtiyacı olarak tüketmesidir. İşçinin bu tüketimi
bireysel tüketimdir. Bireysel tüketimle işçi, üretim sürecinde tükenen emek
gücünü yeniler. Yeniden üretir. Aynı
zamanda “bu tüketim, kapitalist için vazgeçilmez bir üretim aracı olan şeyin,
yani emekçinin kendisinin üretimi ve yeniden üretimidir.”(1) Emek gücünü
yeniden üreten işçi, aynı zamanda kendi işçi varlığını da yeniden üretmiş olur.
Çünkü işçinin, zihinsel ve fiziksel yeteneklerini ifade eden emek gücü, işçiden
ayrı bir varlığa sahip değildir.
Bu durumda işçi, üretken
tüketimle kapitalistin sermayesini değerlendirdiği gibi, kapitalistin varlığını
da üretmiş olur. İkincisinde; tüketim nesneleri tüketimiyle emek gücü yeniden
üretimini sağlayarak işçi olarak varlığını üretir. “İlkinde işçi, sermayenin
devindirici gücü olarak iş görür ve kapitaliste aittir. İkincisinde kendisine
aittir ve üretim faaliyetleri dışında kendi gerekli yaşamsal işlevlerini yerine
getirir. Birincinin sonucu ile kapitalist yaşar, ikincisininki ile işçi.”(2) İşçi,
sermayeyi yeniden üreterek kapitalistin varlığını; emek gücünü yeniden üreterek
kendi varlığını üretmiş olur.
Sisteme bütünsel olarak bakıldığında
aslında, işçinin emek gücünün üretimi de, dolaylı olarak sermayenin yeniden
üretimidir. Zira işçinin emek gücü, satış yapıldıktan sonra kapitalistin
sermayesinin bir bölümüdür. İşçi emek gücünü yeniden üretmekle kapitalistin
sermayesini yeniden üretmiş olur. Emek gücünün yenileme sürecinin, üretim
süreci dışında, işçinin yaşam alanlarında
gerçekleşiyor oluşu bu sonucu değiştirmez. İşçi emek gücünü, kendi yaşam
alanında, aile içerisinde yeniden ürettiğinde, sermayeye ait olan emek gücünü
üretmiş olur. Aynı zamanda da işçi olarak varlığını koruyup yeniden üretmiş
olur.
Kapitalist toplumda üretme
süreci, sermayenin üretimi ve yeniden üretimi sürecidir. Bu süreç, emeğin kendi
ürününden ayrılmış olmasını; emek gücünün de, emeğin nesnel koşullarından ayrı
olmasını gerektirir. Başka bir deyişle üretim araçlarının kapitalistte, emek
gücünün de işçide olmasını öngörür. Sermayenin yeniden üretimi süreci,
kapitalisti üretim aracı ve tüketim nesneleri sahibi olarak üretir, yeniden üretir.
Aynı süreç, emek gücünden başka bir şeyi olmayan emek gücü sahibini de, işçi
olarak yeniden üretir. Bu süreç, kapitaliste zenginliği bahşederken; işçiye,
sömürüyü yoksulluğu garanti eder.
Kaynaklar
1- Karl
Marx, Kapital 1, Sayfa 588, 1. Baskı, Sol Yayınları
2- Karl Marx, Kapital 1, Sayfa 587, 1. Baskı, Sol
Yayınları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder