5 Kasım 2019 Salı

Kapitalist Toplumda Çocuk Emeği

Çocukların çalışması sadece kapitalizme özgü bir durum değildir. Kapitalizm öncesi biçimlerde de çocuk emeği, aile emeğinin ve toplumsal emeğin bir parçasıydı. Evde, bahçede, tarlada, merada ya da bir usta yanında çırak olarak emekleri üretime katılıyordu. Ama kapitalist ilişkilerle birlikte; çocuklar, yığınlar halinde ücretli emek olarak üretim sürecine, sömürü alanlarına çekilmiştir. Ücretli emek olarak, üretim sürecine giren çocuklar; en ağır sömürüye maruz kaldılar. Çocukluklarına bakılmadan kölelik koşullarında, uzun çalışma saatleriyle sömürüldüler. Sermayenin değerlenmesinin ve kapitalizmin gelişmesinin bir aracı oldular. Öyle ki, kapitalizmin tarihi bir anlamda, çocuk emeğinin acımasızca sömürüsünün de tarihidir. Bugün halen, milyonlarca çocuk, sermayenin yeniden üretimi sürecinde sömürülmektedir.

Kapitalist üretme süreci, sermayenin değerlenme sürecidir. Bu süreçte sermaye, ücretli emeği emerek varlığını korur, büyümesini sürdürür. Sermayenin değerlenme süreci, aynı zamanda sömürü sürecidir. Bu süreç, ücretli emeğin sömürüsüne dayanır. Sömürü artırıldığı ölçüde sermaye daha fazla değerlenir. Kapitalist bu bilinçle, sömürüyü artırmanın bütün araçlarını kullanır. Öte yandan kapitalist kendi maliyetini düşürerek, makine kullanarak ek kâra ulaşmaya çalışır.

Makineler, emek üretkenliğini artırarak, makineyi kullanan kapitaliste artı kâra ulaşma olanağı vermiştir. Ayrıca, yapılan işi daha kolaylaştırarak, adale gücüne ve hünerli emeğe olan ihtiyacı azaltarak; çalışan işçilerin, yapısında bir değişime yol açmıştır. Adale gücüne ve hünerli emeğe ihtiyacın azalması ölçüsünde, daha esnek, vücut gelişimini tamamlamamış olan çocuklar ve kadınlar üretim alanına çekilmiştir. Küçük bedenleriyle, narin elleriyle çocuklar; üretim alanının işçilerine dönüşmüşlerdir. Yetişkin bir işçinin, emek gücünden çok daha ucuza çalıştırılmışlardır. “Bu nedenle de, kadın ve çocuk emeği, makine kullanan kapitalist için aranılan ilk şey olmuştur.”(1)

Çocuk emeğiyle kapitalist, daha ucuza çalıştırabileceği emek deposuna ulaşmıştır. Kendi aralarındaki rekabetin de etkisiyle, yetişkin işçi yerine, aynı işi yaptırabilecek çocuk emeğini tercih etmiştir. Zira çocuklar, daha kolay baskı altına alınabiliyor, daha ucuza çalıştırılabiliyordu. Baskıya karşı duramıyor, kölece çalışma koşullarına boyun eğiyorlardı. Kapitalist için muazzam bir sömürü kaynağıydılar. Uzun saatler, gece ve gündüz çalıştırılıyorlardı. Bu dizginsiz sömürüde kapitalist, ne vicdani rahatsızlık duyuyor ne de yasal bir sınır tanıyordu. Çocukların kölece çalıştırılmasını sınırlayan yasalar bile, onların kâr hırsı karşısında işlevsiz kalıyordu. Kapitalde, çocuk emeğinin kapitalist için iştah açıcı bir sömürü kaynağı olduğuna değinen Marx;  çocukların gece vardiyasında çalıştırılmasının yasaklanmasına karşı çıkan, bir fabrika sahibinden alıntı veriyor. “18 yaşından küçük çocukların gece çalıştırmaları önlenmekle büyük güçlükler doğacak, bunların başlıcası, çocuk yerine erkek çalıştırmakla masrafların artması olacak.”(2) Çocuk işçi yerine yetişkin işçi koymanın maliyeti artıracağından kaygılanan kapitalist; çocuk işçinin yerine, yetişkin işçi koymanın getireceği masraftan yakınıyor. Kapitalistin bütün düşündüğü düşük maliyet, yüksek kârdır. Çocuğun yaşadığı travmanın, bozulan sağlığının, eğitimden uzak kalışının iş kazalarında yaşamlarını kaybetmelerinin hiçbir önemi yoktur.

Marx yine, çocuk işçi aranırken verilen ilanların; eskiden Amerika köle aranırken verilen ilanlara benzerliğinden söz ederek; bir fabrika denetmeninden alıntı veriyor. “12 ile 20 yaşlar arasında gençler aranıyor; 13 yaşından küçük görünmemeleri şarttır.”(3) Kapitalistin bu şartı koymasının nedeni, fabrika yasasının 13 yaşından küçüklerin 6 saat çalıştırılabileceğiyle ilgilidir. Kapitalist istiyor ki, çocuklar gece-gündüz uzun saatler çalıştırılabilsin. Sömürü sürsün, kâr artsın, sermaye değerlenerek büyümesini sürdürsün. Bu bilinçle kapitalist, çeşitli kurnazlıklarla, yol yöntemlerle çocuk emeğini, uzun saatler sömürebilme çabasında olmuştur. Emeğin en savunmasızını, bu biçimde sömürüye tabi tutmak yüz kızartıcı bir durumdur. Lakin kapitalist, sömürünün en acımasızını gerçekleştiriyor oluşunun; zerre kadar utancını, kaygısını taşımaz. Zira sömürü sürecinin bir vicdanı yoktur, orada geçerli olan tek yasa; daha çok sömürü, daha çok kârdır.

Kapitalizm, dün olduğu gibi bugün de, milyonlarca çocuk emeğini acımasızca sömürerek yol almaktadır. Savunmasız bedenleri üzerinde egemen olmanın kolaylığıyla, küçücük kolları, narin elleri ve ucuz emek güçleriyle kapitalist sömürü sürecinin vazgeçilmezi olarak çocuklar; bugün de sermayenin iştahını kabartan sömürü nesnesidirler. (ILO) verilerine göre, dünya genelinde; 5 ile 17 yaş arası 152 milyon çocuk, çocuk emeği sömürüsüne maruz kalmaktadır. Milyonlarca çocuk, çocuk işçiler olarak; sermayenin değerlenmesi sürecine katılmaktadır. Girdikleri üretim sürecinde; ağır çalışma koşullarında ücretli emek olarak sömürülmektedir.

1-     Karl Marx, Kapital 1, Sayfa 408, 1. Baskı, Sol Yayınları
2-     Karl Marx, Kapital 1, Sayfa 275, 1. Baskı, Sol Yayınları
3-     Karl Marx, Kapital 1, Sayfa 409, 1. Baskı, Sol Yayınları

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder