emeğin değeri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
emeğin değeri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Ağustos 2024 Perşembe

Kapitalist Üretim İlişkisinin Görüneni: Emeğin Değeri

 Burjuva toplumun görünüşünde, işçinin ücreti, emeğinin fiyatı olarak, belli miktarda emek için ödenen belli miktarda para olarak görünür.” (1) 

Görünen, gerçeğe ulaşmada sadece bir veridir. Görünenden gerçekliğe uzanan meşakkatli bir yol vardır. Bu yol yürünmediğinde, bırakalım gerçekliğe ulaşmayı, gerçekliğin örtülmüş, tersyüz edilmiş hali içerisinde; görüneni yeniden üretirken buluruz kendimizi.

Emek sermaye ilişkisinde, “emeğin fiyatı, “emeğin değeri” gibi kavramlar; görünenin ifadesi olan kavramlardır. Bu kavramlarla düşünmenin sonucu, emeği bir meta olarak kavrayıştır ve günlük dilde, mücadelede sıkça kullanılan yanlış söylemlere yol açarlar.

“ucuz emek”
"ucuz emek sömürüsü"
“ucuz emek cehennemi”
“Emek en yüce değerdir.”
“Emeğimizin karşılığını istiyoruz, alacağız.”

22 Aralık 2013 Pazar

ÜCRETLER - Emek Gücü Değerinin ya da Fiyatının Ücrete Dönüşmesi

Marx bu bölümde, emeğin satılması yanılgısını ve emek gücünün değeri ya da fiyatının ücrete dönüşümünü ortaya koyuyor. Marx burada değerin fiyattan sapmadığı varsayımıyla hareket ediyor. Diğer bir deyişle, fiyatla değerin aynı olduğu varsayımıyla hareket ediyor.

Burjuva Toplumda, bir işçinin ücreti, işçinin emeğinin değeri ya da fiyatı olarak belli bir miktarda para olarak görünür. Bu görüngüden hareket eden herkes, emeğin değerinden ya da fiyatından söz ederler. Burada yanlış bir algı vardır. Bu yanlış algı, işgücünün değeri ya da fiyatının, emeğin değeri ya da fiyatı olarak görünmesinden kaynaklanır. Diyelim işçi, 12 saat çalıştı ve karşılığında 6 şilin aldı. İşçinin aldığı bu 6 şilin emek gücünün değil de emeğinin karşılığı olarak görünür. İşçi emek gücünü değil de, emeğini satıp eş değerini almış olarak görünür. Eğer işçi, göründüğü gibi 12 saat çalışıp, 6 şilinlik bir değer üretip, 6 şilinlik emeği karşılığını almış olsaydı, ne artı değer, ne de kapitalizm olurdu.

Bu yanlış algı, aynı zamanda işgünün, ücret olarak ödenen bölümünün, tüm işgününün değeri ya da fiyatı olarak görünmesinden kaynaklanır.  Böylece, gerekli emek ve artı emek ayrımının tüm izleri silinir gider ve işçinin, tüm çalışma zamanının karşılığı ücret olarak ödenmiş olarak görünür. Böylelikle, sömürü gerçeği, bir sis perdesi altında kalmış, gizlenmiş olur.