para sermaye etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
para sermaye etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Temmuz 2014 Pazartesi

Para Sermaye ve Gerçek Sermaye-III

Sözü edilmesi gereken birkaç özel para sermaye birikim şekli daha vardır. Örneğin hammadde vb fiyatlarını ucuzlamasıyla sermaye serbest kalır. Sanayi kapitalistin yeniden üretim sürecini hemen genişletmediği durumlarda, para sermayenin bir kısmı borç verilebilir sermaye haline dönüşebilir. Diğer yandan tüccarın işinde bir kesinti olması halinde para biçiminde sermaye serbest bırakılabilir. Ayrıca küpünü doldurduktan sonra yeniden üretim sürecinden çekilen kişiler de para sermaye birikimini etkiler.

9 Temmuz 2014 Çarşamba

Para Sermaye ve Gerçek Sermaye-II

Marx, bu bölümde, para sermaye biçiminde biriken sermayenin, gerçek birikimle ne ölçüde çakıştığı sorusunu sormaya devam ediyor ve paranın, borç verilebilir sermayeye dönüşmesi süreçlerini irdeliyor.

I.Paranın Borç Sermayesine Dönüşmesi

Üretken birikimle bağlı, büyük borç sermayesinin yığılmasını Marx, iki evrede gözlemektedir. Birincisi, sanayi sermayesinin, hem üretken hem de meta sermaye olarak daraldığı, bunalım sonrası çevrimin başlangıcında, ikincisi ise, iyileşmelerin başladığı, ama ticari kredinin henüz banka kredisini kullanmadığı sırada, borç sermayesinin fazlalığı gözlemlenmektedir. Birinci durumda daha önce, ticaret ve üretimde kullanılan sermaye, atıl borç sermayesi olarak görünür. Borç sermayesi bolluğu burada, sanayi sermayesinde bir durgunluğu ifade eder. Dolayısıyla gerçek birikimin karşıtı bir durum söz konusudur. İkinci durumda ise, artan ölçüde ama düşük faiz oranıyla kullanılır görünür. Borç sermayesinin bolluğu burada, ticari kredinin, banka kredisinden bağımsızlığını ifade eder. Burada borç sermayesi fazlalığı, yeniden üretim sürecinde yavaş yavaş genişleme ile bir arada bulunur ve artık borç sermayesi azalmaktadır. Yani bolluk talebe göre henüz nispidir. 

6 Temmuz 2014 Pazar

Para Sermaye ve Gerçek Sermaye-I

Marx, para sermayenin kıtlığının, yani borç verilebilir sermayenin kıtlığının, gerçek sermayenin kıtlığını ne ölçüde ifade ettiği sorununu ortaya atıyor. Yani para sermayenin, bol ya da kıt olması, gerçek sermayenin (meta sermaye ve üretken sermaye) bol ya da kıt olmasını ne ölçüde yansıtmaktadır. Marx, burada ilgilenilenin devlet tahvili, hisse senedi vb değil, bankerlerin bir aracı konumuyla, sanayici ve tüccarlara verdikleri borç paralarla ilgilenildiğini belirtiyor. Zira devlet tahvili, hisse senedi gibi şeyler de borç verilebilir sermayenin yatırım alanıdır.

Marx ilkin, yeniden üretim sürecinde iş gören ticari kredi tahliliyle işe başlıyor. Zira “bu, kredi sisteminin temelini teşkil eder.”K-3-425 Bu, ertelemeli ödeme belgesiyle temsil edilir. Herkes birbirine kredi verip birbirinden kredi alır. Bu poliçeler, tüccarların kendi aralarında ciro edilerek dolaştığı sürece, bir alacağın transferidir. Borçların ödenmesi bile araya para girmeden yapılabilir. 

23 Haziran 2014 Pazartesi

Para Sermayenin Birikimi Bunun Faiz Oranı Üzerindeki Etkisi

Marx bu bölümde de, çeşitli alıntılarla eleştiri yaparak, faiz oranını, para sermayenin arz ve talebiyle belirlendiği üzerinde duruyor. Sermaye kavramı üzerindeki karışıklıklara değiniyor. 

Metaların arz ve talebiyle, faiz oranının düzenleneceği, para olmasa dahi faiz oranı olacağı düşüncesini eleştiriyor. Oysa faiz oranı, metaların arz ve talebiyle değil, para sermayenin arz ve talebiyle belirlenir. Para olmasaydı, faiz oranı diye bir şey olmazdı. 

Sermayeyi, üretimde olan metalar olarak gören anlayış eleştiriliyor. “Bu metalar, sermaye olarak iş gördükleri sürece, metalar olarak değerlerinden farklı olan, sermaye olarak değerleri, bunların üretken ya da ticari kullanımlarından doğan kârda ifadesini bulur.”K-3-370 Demek ki metalar, sermaye değer olarak kullanıldıklarında ancak, kâr elde edebilirler. Faiz oranı ise genellikle bu kâr ile sınırlıdır.” Ve bu sınır, öteki sermaye biçimlerinden farklı olarak para-sermayenin arz ve talebi ile belirlenir.”K-3-371

3 Haziran 2014 Salı

KARIN FAİZE VE GİRİŞİM KARINA BÖLÜNMESİ - Faiz Getiren Sermaye

Genel ya da ortalama kâr oranı, ilk inceleme sırasında, sanayi sermayeleri arasında bir eşitlenme olarak görünüyordu. Daha sonra tüccar sermayesinin katılımıyla tamamlandı. Bundan böyle kâr oranı ya da ortalama kâra değinildiğinde, tüccar sermayesinin de katıldığı son hali kastedilecektir. Zira artık sanayi ve ticari kâr ayırımı gereksizleşmiştir. Bu durumda “Sermaye, ister üretim alanına sanayi, ister dolaşım alanına ticaret sermayesi olarak yatırılmış olsun, büyüklükleri ile pro rata aynı ortalama yıllık kârı sağlarlar.”K-3-297

Belli miktarda değerin bağımsız ifadesi olarak para, kapitalist ilişkilerde sermayeye çevrilip, kendi kendini genişleten değer haline dönüşebilir. Para, kapitaliste artı emek, artı ürün ve artı emek sızdırma, diğer bir deyişle kar etme olanağı verir. Böylece para, para olarak kullanım değerinin dışında, sermaye olarak bir kullanım değeri misyonu yüklenir. Dolayısıyla “para, bu potansiyel sermaye niteliği içerisinde, kâr üretme aracı olarak, bir meta halini alır, ama kendine özgü bir meta. Ya da, aynı şey demek olan, sermaye, sermaye olarak bir meta haline gelir.” K-3-298 Demek ki sermaye özel, yani kendine özgü bir meta haline geliyor. Kendine özgü meta olan bu para, kapitalist ilişki içerisinde, sermaye olarak, ödünç sermaye biçimini alır. Ödünç sermaye faiz getiren sermayedir.

26 Mayıs 2014 Pazartesi

Para Ticaretiyle Uğraşan Sermaye


Sanayi sermayesi ve (sanayi sermayesinin dolaşım kısmını, kendi üzerine aldığı için) tüccar sermayesinin, dolaşım sürecinde paranın yapmış olduğu teknik hareketler, özel bir sermayenin işlevi olarak bağımsızlaştığında, bu sermaye, para ticaretiyle uğraşan sermaye haline gelir. Bu teknik işlemleri yerine getiren sermaye daima para biçiminde bulunur. Bağımsızlaşan para ticaretiyle uğraşan sermaye, Tüm sanayici ve tüccar kapitalist için, dolaşım sürecindeki hareketleri yerine getirir. O halde demek ki, “Toplam sermayenin belirli bir kısmı, kendisini geri kalan kısımdan bağımsızlaştırır ve kapitalist işlevi, yalnızca, tüm sanayici ve tüccar kapitalistler sınıfı için bu işlemleri yerine getirmekten ibaret bulunan, para-sermaye biçiminde onlardan ayrılır.”K-3-277 Bu hareketler, paranın korunması, ödeme ve tahsil etme işlemi, hesapların tutulması vb. işlemlerdir.

5 Mart 2014 Çarşamba

Toplumsal Sermayenin Yeniden Üretimi -Giriş

I. İnceleme Konusu

Sermaye üretiminin doğrudan süreci, onun, emek ve kendini genişletme sürecidir, sonucu meta-ürün, itici gücü artı-değer üretimi olan bir süreçtir. “K-2-314 Demek ki sermaye üretim süreci sermayenin kendini genişletme sürecidir. Bu süreç, üründe sonlanır ve bu sürecin itici gücü artı değer üretimidir.

Sermayeni yeniden üretim süreci, sermayenin doğrudan üretim sürecini içerdiği gibi, sermayenin devrini oluşturan bütün devreyi içerir. Yani metanın oluşum sürecini, alınıp satıldığı süreci, emek gücü ve üretim aracına çevrildiği süreci içerir. Bu süreç bir dairesel hareket oluşturur.

Her bireysel sermaye, toplam toplumsal sermayenin bir parçasıdır ve her bireysel sermaye hareketi, yani bireysel sermayelerin devri, toplumsal sermayenin hareketini oluşturur. Bireysel sermayenin başkalaşımı devri, toplumsal sermayenin çizmiş olduğu devrede bir halkadır. Bu hareketi oluşturan tüm toplam süreç, biçim değişiklikleriyle birlikte, hem üretken tüketimi hem de bireysel tüketimi kapsar.