arz-talep etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
arz-talep etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Haziran 2014 Salı

KARIN FAİZE VE GİRİŞİM KARINA BÖLÜNMESİ - Faiz Getiren Sermaye

Genel ya da ortalama kâr oranı, ilk inceleme sırasında, sanayi sermayeleri arasında bir eşitlenme olarak görünüyordu. Daha sonra tüccar sermayesinin katılımıyla tamamlandı. Bundan böyle kâr oranı ya da ortalama kâra değinildiğinde, tüccar sermayesinin de katıldığı son hali kastedilecektir. Zira artık sanayi ve ticari kâr ayırımı gereksizleşmiştir. Bu durumda “Sermaye, ister üretim alanına sanayi, ister dolaşım alanına ticaret sermayesi olarak yatırılmış olsun, büyüklükleri ile pro rata aynı ortalama yıllık kârı sağlarlar.”K-3-297

Belli miktarda değerin bağımsız ifadesi olarak para, kapitalist ilişkilerde sermayeye çevrilip, kendi kendini genişleten değer haline dönüşebilir. Para, kapitaliste artı emek, artı ürün ve artı emek sızdırma, diğer bir deyişle kar etme olanağı verir. Böylece para, para olarak kullanım değerinin dışında, sermaye olarak bir kullanım değeri misyonu yüklenir. Dolayısıyla “para, bu potansiyel sermaye niteliği içerisinde, kâr üretme aracı olarak, bir meta halini alır, ama kendine özgü bir meta. Ya da, aynı şey demek olan, sermaye, sermaye olarak bir meta haline gelir.” K-3-298 Demek ki sermaye özel, yani kendine özgü bir meta haline geliyor. Kendine özgü meta olan bu para, kapitalist ilişki içerisinde, sermaye olarak, ödünç sermaye biçimini alır. Ödünç sermaye faiz getiren sermayedir.

20 Nisan 2014 Pazar

Genel Kâr Oranının Rekabet Yoluyla Eşitlenmesi, Piyasa Fiyatları ve Piyasa Değerleri, Artı Kâr

Bazı üretim alanlarında kullanılan sermaye ortalama bileşime sahiptir. Yani bunların bileşimi, toplam toplumsal sermayenin ortalamasıyla neredeyse aynıdır. Bu durumda toplumsal ortalamayla aynı bileşime sahip üretim alanlarındaki üretim fiyatı, metanın değerinin para ifadesiyle aynıdır ya da neredeyse aynıdır. Rekabet, toplumsal sermayeyi çeşitli üretim alanlarına taksim ederek, her alandaki üretim fiyatlarını, ortalama bileşimli alandaki üretim fiyatına göre şekillendirir. Özcesi, tüm toplumsal sermayenin ortalaması, toplumsal ortalamayı verir. Sermaye bileşimi, toplumsal ortalama ile aynı olan üretim kollarında, üretim fiyatları değerlerle aynı olur. Marx’ın deyimiyle, “ortalama ya da ortalamaya yakın bileşimli sermayelerde üretim-fiyatı, demek ki, değerle aynı ya da neredeyse aynı ve kâr da, bu sermayelerce üretilen artı-değerle aynıdır. Bileşimleri ne olursa olsun, diğer bütün sermayeler, rekabetin baskısı altında bu ortalamaya doğru gelme eğilimindedir.”K-3-157   

17 Ocak 2014 Cuma

Modern Sömürgecilik Teorisi


Marx bu bölüme, ekonomi politiğin, kendi emeğine ve başkasının emeğinin kullanılmasına dayanan, iki özel mülkiyeti, birbirine karıştırmasından söz ederek, başlıyor. Ekonomi politik ayrıca, ikincinin, birincisinin mezarı üzerinde boy verdiğini de unutmaktadır. 

Anayurdun gücüne sırtını dayayan kapitalist, küçük üreticiyi yolundan temizler. Sermaye dalkavuğu ekonomi politikçi ise, anayurtta, kapitalist üretim tarzıyla karşıtının özdeşliğini öne sürer. Sömürgelerde ise, iki üretim tarzının uzlaşmaz karşıtlığını ifade etmeye çalışır. Zira sömürgelerde kapitalist rejim, kapitalisti değil ama, kendisini zengin etmeye çalışan küçük üreticilerin direnişleri ile karşılaşır.