kar oranı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kar oranı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Mayıs 2014 Cumartesi

Zıt Yönde Etkiler

Emek üretkenliğinin, hızla gelişmesiyle birlikte, kâr oranlarındaki düşüşün, neden daha büyük ve hızlı olmadığı iktisatçıların bir anlam veremediği bir durumdur. Öyle ya, sermaye muazzam bir şekilde artarken, kâr oranları sürekli düşerken süreç halen devam etmektedir. 

Marx, kâr oranlarının düşmesi gerçeğini ortaya koyduktan sonra, bu genel yasanın etkisine ters düşen ve bu yasayı, bir eğilim haline getiren karşıt etkilerin olduğunu belirtiyor. Kâr oranı, sermayenin organik bileşiminin büyümesiyle artar, lakin bu artış, organik bileşimin büyümesi oranında olmaz. Zira yasaya karşıt etkiler vardır. Marx’a göre bu karşıt etkiler, yasayı bir eğilim haline getiriyor. Bunu Marx, şöyle ifade ediyor: “Genel yasanın etkisine ' ters düşen ve onu yok eden, ona yalnızca kendine özgü bir eğilim niteliği veren ve bu yüzden, genel kâr oranındaki düşmeden, bir düşme eğilimi olarak söz etmemize neden olan bazı zıt yönde etkilerin işe karışmaları gerekir.” K-3-206

Marx, zıt yönde etki yapan güçlerin en genel olanlarını veriyor.

12 Nisan 2014 Cumartesi

KARIN ORTALAMA KARA DÖNÜŞMESİ - Farklı Üretim Kollarında Farklı Sermaye Bileşimleri ve Kar Oranlarında Bundan İleri Gelen Farklılıklar

Marx, bundan önceki kısımda, artı değer oranı sabit kaldığı halde, kâr oranının değişebileceğini göstermişti. Bu bölümde Marx, bir ülkedeki bütün sanayi kollarında, artı değer oranı ve iş günü uzunluğunu aynı kabul ediyor. Zira Smith’in de ortaya koyduğu gibi, emeğin sömürülmesindeki bu farklılıklar, telafilerle dengelenir ve ayrıca bu farklılıklar geçici ve yok olandır. Örneğin iş günü, işçi sınıfı mücadelesiyle aynı duruma gelmektedir. Dolayısıyla genel bir incelemede bunların önemleri yoktur. Başka bir deyişle tüm kapitalizmin işleyişi açısından belirleyici değildir.

Diğer farklılıklardan; ücret farklılıkları, basit ve karmaşık emek arasındaki farka dayanır. Bunun sömürü yoğunluğuyla ilişkisi yoktur. Eğer karmaşık emeğe sahip olan biri, basit emeğe sahip olandan daha iyi ücret alıyorsa, onun emeği, aldığı fazla oranında, fazla artı değer üretir. “Ve, ücretler ile işgünlerinin ve dolayısıyla, farklı üretim alanları ve hatta aynı üretim alanındaki çeşitli sermaye yatırımları arasında artı-değer oranlarının eşitlenmesi, her türlü yerel engellerle frenlenmekle birlikte, kapitalist üretimin ilerlemesi ve bütün ekonomik koşulların bu üretim tarzının egemenliği altına girmesiyle gene de gitgide daha fazla ölçüde gerçekleşmektedir.” K-3-130 Dolayısıyla bu, kapitalist üretimin genel incelenmesinde gelip geçici olduğu için bir yana bırakılabilir.

25 Mart 2014 Salı

Kâr Oranının Artı Değer Oranı ile Bağıntısı

Marx, burada ve bu kısmın (artı değerin kâra ve artı değer oranının kâr oranına dönüşmesi) tamamında, belli sermayeye düşen kâr miktarının, o sermaye tarafından, belli dolaşım dönemi boyunca üretilen, artı değer miktarına eşit olduğu varsayımıyla hareket ediyor. Böyle yapılmakla, şimdilik, artı değerin alt biçimlere (rant, faiz, vergiler vb.) bölünmesi ve ikinci kısımdaki (kârın ortalama kâra dönüşmesi) kâr oranı yoluyla elde edilen kârla özdeş olmaması durumu bir yana bırakılmış olunuyor.

Artı değer oranı, üretilen artı değerin, ücretler olarak yatırılmış değişen sermayeye oranıdır ve a' = a / d olarak gösterilir. Eğer artı değer, değişen sermaye ile değil de, toplam sermaye ile ilişkiye sokulursa, buna kâr denir. Öyleyse kâr oranı, artı değerin toplam sermayeye oranıdır ve k' = a / S olarak gösterilir. Ya da, k' = a / a + s olarak gösterilir. Zira henüz, değişmeyen sermayenin tamamını aktardığını düşünüyoruz. 

23 Mart 2014 Pazar

Kâr Oranı

Sermayenin genel formülünün, P-M-P' olduğunu biliyoruz. Formülün anlamı, daha fazla değer çekme amacıyla, dolaşıma bir miktar değer sokulmuş olmasıdır. Bu süreci gerçekleştiren, sermaye sürecidir ve daha fazlayı üreten süreç, kapitalist üretimdir. Kapitalist, her hangi bir metayı, ne meta üretmiş olmak için, ne de kullanım değeri yaratmış olmak için üretir. Onun tek bir amacı vardır. O da değer üretmektir. Yalnızca değer üretmek değil, yatırdığından daha fazla değer üretmektir.

Kuşkusuz kapitalist, daha fazla değere ulaşabilmek için, elindeki değişen sermayesini canlı emek karşılığında değişmesi gerekir. Tabi ki bu değişim, onun, emeği hemen sömürmesini sağlamaz. Kapitalist, canlı emeği sömürebilmek için, onu üretim sürecine sokması gerekir. Bunun için de kapitalistin, üretim koşullarına yatırım yapması gerekir. Çünkü kapitalist, canlı emeğin işlev yapması için gerekli olan, emek araçlarına, işleyeceği konuya, makinelere, ham maddelere yatırım yapmaksızın sömüremez.