Marx, organik bileşimleri farklı olan ve toplam
toplumsal sermayeyi oluşturan, beş ayrı üretim kolu ele alıyor. Artı değer
oranlarını tüm üretim alanlarında aynı ( %100
)
kabul ediyor. Sabit sermayenin aşınan
yıpranan kısımlarının farklılığını bir yana bırakıp, değişmeyen sermayenin
bütünüyle aktarıldığını varsayıyor. Ayrıca, devir sürelerindeki farklılığı da
aynı (1 yıl ) olarak kabul ediyor. Marx bu varsayımlarla oluşturduğu, birinci
tablosunda, organik bileşimleri farklılığından dolayı, ürünler kendi
değerlerinden satılırsa, kar oranları da farklı olacağını belirliyor. Bunu
tabloda görelim.
Sermayeler
|
Artı-Değer
Oranı
|
Artı-Değer
|
Ürünün
Değeri
|
Kâr
Oranı
|
I. 80s+20d
|
%100
|
20
|
120
|
%20
|
II. 70s +
30d
|
%100
|
30
|
130
|
%30
|
III. 60s
+ 40d
|
%100
|
40
|
140
|
%40
|
IV. 85s+
15d
|
%100
|
15
|
115
|
%15
|
V. 95s+ 5d
|
%100
|
5
|
105
|
%5
|
Oluşturulan bu tabloda, aynı sömürü oranına karşın,
farklı organik bileşimlere tekabül eden, farklı kâr oranları elde edilmiştir. Demek
ki metalar, kendi değerlerinden satılsaydı, tabloda görüldüğü gibi farklı kâr
oranları olurdu. Hemen bir vurgu yapalım. Aslında bu durum kapitalizme aykırı
durumdur. Zira böyle farklı kâr oranları olsaydı ya da farklı kâr oranlarıyla
satılsaydı, kapitalizmden söz edemezdik.