dolaşım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
dolaşım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Mayıs 2014 Pazartesi

Ticari Kâr

Marx bu bölümde tüccar tarafından mata almak için yatırılan sermayenin, yatırdığı değişmeyen sermayesinin ve değişen sermayesinin durumunu irdeliyor.

Sermayenin dolaşım alanındaki saf işlevleri, yani metadan paraya ve paradan metaya başkalaşım işlevleri, ne değer ne de artı değer yaratır. Bu işlevi, ister sanayi kapitalisti kendisi yerine getirsin, isterse tüccar kapitalisti yerine getirsin hiçbir şey fark etmez. Satın almayla satma işi ne değer ne de artı değer yaratır. 

Demek ki, tüccar sermayesi, dolaşımdaki başkalaştırma işleviyle, ne değer ne de artı değer yaratmaktadır. Değer ve artı değer yaratmadığı gibi, kendi değerini de ürüne aktaramaz. Ama bütün bunlara karşın, tüccar sermayesi de, yeniden üretim sürecinin bir evresi olduğu için, çeşitli üretim alanlarında iş gören sermayeler gibi, yıllık ortalama kârdan payını almalıdır. Üstelik bu kâr, sanayi sermayesinin ortalama kârı kadar olmalıdır. Aksi durumda, yani tüccar sermayesinin ortalama karının az olması durumunda, tüccar sermayesinin bir kısmı, ticari alandan çekilip, sanayi sermayesine çevrilirdi. Ya da tüccar sermayesinin ortalama daha fazla kâr sağlaması durumunda, sanayi sermayesinin bir kısmı tüccar sermayesine çevrilirdi.

14 Mart 2014 Cuma

Basit Yeniden Üretim

I. Sorunun Konuluşu


Toplam toplumsal sermayenin, yeniden üretimini ortaya koymak için Marx, ilkin sorunu belirtiyor. Her şeyden önce, toplumun, kapitalist ve işçilerden meydana geldiği varsayımıyla hareket ediyor.

Bir toplumun toplam yıllık ürünü, Hem üretken tüketimi hem de bireysel tüketimi içerir. Başka bir deyişle, yıllık ürün sermayeyi yerine koyan kısmı, hem de kapitalistlerin ve işçilerin tükettiği kısmı içerir. Demek ki, yıllık ürün sermaye olarak yeniden üretime giden ve işçi sınıfı ve kapitalistlerin bireysel tüketimine giden kısma ayrılır. 
Çözümlenmesi gereken dolaşım formülü şöyledir.
  (Yıllık Ürün)  M' –
{
P–M ... R ... M' (Üretken Tüketim)
p-m (Bireysel Tüketim)
Marx, formülü de verdikten sonra sorusunu soruyor: “Karşımıza doğrudan çıkan, soru şudur: Üretimde tüketilen sermaye, nasıl oluyor da değer olarak yıllık üründen yerine konuluyor ve bu yerine konma hareketi nasıl oluyor da, artı-değerin kapitalistler, ücretlerin emekçiler tarafından tüketilmesi ile iç içe geçiyor? Öyleyse bu, ilkin, basit ölçekli bir yeniden-üretim sorunudur.” K-2-351 

Marx, metaların değerlerinden değişildiğini ve yeniden üretimin aynı ölçekte yinelendiğini, yani basit yeniden üretimi var sayıyor. 

19 Ocak 2014 Pazar

SERMAYENİN BAŞKALAŞIMI VE BUNLARIN DEVRELERİ - Para Sermaye Devresi

Bütün bireysel sermayeler, üretim ve dolaşım alanından geçerler. Sermayenin üretim ve dolaşımını kapsayan hareketi dairesel bir harekettir ve 3 aşamadan oluşur.

Birinci aşama, P–M< (E-ÜA) formülü ile ifade edilir. Bu aşamada kapitalist, para sahibidir ve parasıyla meta ve emek pazarından, üretim aracı ve emek gücü satın alır. Kapitalist, alıcı olarak bu hareketiyle para sermayesini üretken sermayeye çevirir.

9 Kasım 2013 Cumartesi

Emek Gücünün Alım ve Satımı

Paranın sermayeye dönüşümünde, değer değişikliği paranın kendisinde olamaz. O, satın alma ve ödeme aracıdır. Nakit olarak elimizdeyken de donmuş bir değerdir.  Değer değişikliği, dolaşımın ikinci evresi olan meta-para ilişkisinden de (M-P) ileri gelmiş olamaz. Bu ilişkide olan şey de, sadece, meta biçiminden çıkıp para biçimine girmektir. O halde değişiklik, ilk ilişkide (P-M), yani satın alınan metada olmalıdır. Bu öyle bir meta olmalı ki, o metanın kullanım değerinin tüketiminden bir değer değişikliği meydana gelsin. Yani meta tüketilirken, ondan değer üretilsin, başka bir deyişle ondan değer sızdırılsın. Marx, böyle özel bir metanın olduğunu belirtir. Bu meta, emek kapasitesi ya da emek gücü metasıdır. Bu meta, özel bir meta olarak tüketilirken değer üretir. 

2 Kasım 2013 Cumartesi

PARANIN SERMAYEYE DÖNÜŞÜMÜ - Sermayenin Genel Formülü

Marx, sermayenin doğup büyüdüğü tarihsel zeminini; meta üretimi, dolaşım ve ticaret olarak belirtiyor. Sermaye “16. Yüzyılda dünyayı saran ticaret ile yeryüzüne yayılan pazar”ın yaratılmasıyla ortaya çıkıyor. Marx, bu dönemi “sermayenin modern tarihinin başlangıcı” olarak gösteriyor. Ayrıca, sermayenin ilk önce, para şeklinde göründüğünü belirtiyor.  Bu para şeklinde görünüm, “tüccar ve tefeci sermayesi olarak ortaya çıkıyor.”K-1-160 

Marx’a göre, para ile sermaye olan para arasında, göze çarpan ilk fark dolaşım biçimdeki farklılıktır. Metanın basit dolaşımında (M-P-M) satın almak için satma eylemi vardır. Üretici, bu ilişkide, kendisi için kullanım değeri olmayan bir ürünü parayla değişiyor. Daha sonra, aynı parayla kendi ihtiyacı olan bir kullanım değeri alıyor. Bu, metanın basit dolaşımıdır. Burada para, basit bir dolaşım aracıdır. Diğer bir dolaşım biçiminde (P-M-P) ise, satmak için satın alma eylemi vardır. Bu eylemde para, metaya dönüşüyor, ardından tekrar paraya dönüşüyor. Üreticinin bu değişim ilişkisinde, kullanım değeri ile bir ilgisi yoktur.  Onun peşinde olduğu şey değişim değeridir. Yani paradır. 

26 Ekim 2013 Cumartesi

Para ya da Meta Dolaşımı

Değerin Ölçüsü

Marx, yapıt boyunca kolaylık olsun diye, altını para-meta olarak kabul eder. Altının ilk ve esas işlevi, metaların birbirleriyle değer olarak eşit olduklarını, nicelik olarak ta karşılaştırılabilir büyüklükler olarak, onları temsil etmektir. Dolayısıyla altın bir eşdeğer rolü oynar. Tüm metalarda “değerin evrensel bir ölçüsü olarak iş görür.”K-1-109 Bu işleviyle de eşdeğer bir meta ve para haline gelir.  

İlk bakışta metalar, para sayesinde karşılaştırılabilir oldukları izlenimi doğabilir. Marks bu yanılgı durumuna vurgu yapıyor. Metaları karşılaştırılabilir hale getiren para değildir. Metaları karşılaştırılabilir hale getiren şey, bütün metaların değer olarak insan emeği taşıyor olmalarıdır. Bu nedenle de değerleri aynı ölçüyle, bir meta ile ölçülebilirler.  Bu ölçme görevini yüklenen de altındır. Şimdi tüm metalar kendilerini altında ifade ederler. X kadar A metası, y kadar B, para metası eder gibi; ya da  1 ton demir, 10 gram altın eder gibi... Bir ton demirin fiyatı 10 gram altındır. Bu eşitlemenin olanaklı olmasının nedeni altının da emek ürünü olması ve bir değerinin olmasıdır. Yani onda da emeğin cisimleşmiş olmasıdır. Altın evrensel bir eş değer olarak, toplumsalı temsil eder. Bu durumda değer, parada bağımsız bir görünüm kazanır. 

30 Ağustos 2013 Cuma

Dolaşım Alanı ve Üretken Emek

Sermayenin çevrimi, kapitalin ikinci cildinde  üretim ve dolaşım alanını kapsar. Üç evreden oluşan sermayenin çevrimi para sermaye, üretken sermaye ve meta sermaye aşaması olarak belirtilir. Birinci ve üçüncü evreler (para sermaye, meta sermaye ) semayenin dolaşım evresidir. İkinci evre ise sermayenin üretim evresidir. “Sermaye-değerin, dolaşımının çeşitli aşamalarında büründüğü iki biçim, para-sermaye ve meta-sermayedir. Üretim aşamasına ilişkin biçim ise üretken sermayedir.” (K-2-65)