Satışa çıkarılan emek gücünün kendisi de diğerleri gibi bir metadır. Ne var
ki bu emek gücü metasının özel bir durumu vardır. Bu özel durumuyla hem değer,
hem de artı değer üretir. Yani değeri büyütmek genişletmek gibi bir özelliğe
sahiptir. Emek gücü metası satın alındığında diğer üretim araçlarıyla
ilişkilenip yeni meta üretir. Kapitalist, emek gücü metasıyla ürettiği metasını
satarak, emek gücüne yatırdığı değeri elde ettiği gibi fazladan bir değer de
elde eder. Dolayısıyla kişileşmiş sermaye olan kapitalist, metanın satışıyla
elde edilecek bu toplumsalı temsil eden değerin peşindedir. Üretilen metada
bulunan yararlılık, kullanım değeri onun için önemli değildir. Bir tekstil
üretiminin kaç kişiyi giydirmiş, soğuktan korumuş olmasının bir önemi yoktur.
Kapitalist kullanım değeriyle, yalnızca satışı sağlaması ölçüsünde ilgilenir.
Üretilen meta toplum için yararlı ve gerekli olacak ki, kapitalist onu paraya
çevirebilsin ve sermayesini koruyup genişletebilsin. Demek ki emek
gücü Meta üretmesiyle esasen, kapitalistin ilgilendiği toplumsal olan değeri
üretiyor olmasıdır. Buradan şu sonuç çıkar ki; emek gücünün kapitalistin
istediği değer üretmiş olması yeterlidir.
Kapitalistin sermayesi ile satın almış olduğu emek gücü metası somut
meta üretim alanında kullanılmayabilir. Kapitalist onu hizmet alanında
kullanabilir (Zaten o emek hizmet üretme niteliği ile vardır.) “Emeğin
bir sermaye üretmeden gerçekleştiği yerde, yani üretken olmadığı yerde paranın
emekle doğrudan değişiminde, emek hizmet olarak satın alınır...” (ADT-378)
Bu durumda işçi doğrudan somut maddi bir meta üretmek yerine hizmet üretir.
Hizmet üretimi üretilirken tüketilen ve bir gereksinimi karşılayan faaliyettir.
Bu faaliyette bir meta gibi işlem görür, üretilip satılabilir. Bir temizlik
şirketinden bir işçi, hizmet üretimi için başka birinin bürosuna ya da evine
gönderilebilir. Burada çalışma sürecinde işçi hizmet üretir. Bu hizmet
üretirken şirket sahibine ya da sermayeye hem ücretin karşılığı değeri, hem de
artı bir değeri üretir. Yani meta biçiminde satılmak yerine hizmet biçiminde
satılmış olur. Değer de üretmiş olur. Onun emeği kapitalist için yararlı
emektir ve dolayısıyla üretkendir. Emeğin değer üretmesi maddi
metada ifade olsun ya da olmasın o bir değer de üretiyorsa kapitalist için
yararlıdır. Demek ki emeğin üretkenliği, ürettiğinin maddi meta olup olmamasına
bağlı değildir.
Hizmet alanındaki emekçilere bu perspektiften bakılır. Eğer bir hizmet
kapitalist bir işletmece sermaye tarafından yürütülüyorsa burada çalışan
emekçilerin emeği üretkendir. Diyelim bir temizlik şirketinde çalışan bir işçi,
emek gücü metasını sermayeye satmıştır. Onun üretim süreci sonucunda; hem kendi
ücreti karşılığı değer, hem de karşılığı ödenmeyen artı değer, bir başka
deyişle kar üretilir. Çünkü, onun emeği sermaye ile ilişkilenmiştir. Emek gücü
karşılığı sermayeden ödenmiştir. Marx’a göre onun emeği üretken bir emektir. O
üretken bir işçidir. Aynı emekçi kapitaliste sermayesi karşılığı değil de, aynı
temizlik hizmeti için emek gücünü, kapitalistin geliri karşılığında satmış
olsaydı. Üretken bir işçi olmayacaktı. Çünkü onun aldığı ücret kapitalistin
gelirinden karşılanmıştır. Bu durumda kapitalisti ilgilendiren kullanım
değeridir. Herhangi bir kullanım değeri için satın alınmış ve karşılığında
gelirden para ödenmiş giderdir. Bir gereksinimini karşılamıştır. Para burada
sermayeye dönüşmemiş harcanmıştır. Kullanım değeri olarak tüketilerek, değişim
değeri varlığını yitirmiştir. Sermayesinin büyümesine zerre kadar katkısı
olmamıştır. Hatta bu emekçiyi temizlik için bir başka işçi de tutabilirdi de…
Bu durumda da işçinin gelirinden tutulmuş olacaktı.
Aynı emekçiyi kapitalistin, sermayeyle ilişkilenmiş olduğu temizlik şirketinden
tutuğunu varsayalım; bu durumda kapitalist, yine bir temizlik hizmeti
alacaktır. Bunun karşılığını da kendi gelirinden ödeyecektir. Dolayısıyla,
emekçi onun için üretken değildir. Zira kendi sermayesiyle ilişkilenmemiştir.
Ama o işçi temizlik şirketinde sermaye ile ilişkilendiği için üretken bir
işçidir. Emeği de üretkendir. Temizlik şirketi sahibi kapitalist tarafından,
hizmet metası satışa çıkarılmıştır ve onu diğer kapitalist satın almıştır.
Bu durumda, tüm hizmet alanları, sermaye bu alanları kendine bağladığı
sürece ve buraları sermaye egemenliğine dahil olduğu sürece, bu alanlara dahil
olan emekçilerin emekleri üretken emek olacaktır. Bunların sağlık, eğitim,
temizlik vs hizmeti olmasının önemi yoktur. Burada çalışanların da doktor,
öğretmen, temizlikçi olmalarının bir önemi yoktur. Bu, onların
emeklerinin somut niteliğidir. Sermaye için bu somut niteliğin önemi yoktur.
Önemli olan emeğin soyut toplumsal niteliğidir. Bu niteliğiyle emekçi; doktor,
öğretmen, temizlikçi de olsa değer ve artı değer üretir. Sermayenin istediği
budur.
Hizmet alımın bir alt sözleşmeyle başka bir taşerona verilmesi üst sözleşmeci açısından Artı değer üreten bir süreçtir diyebilir miyiz? Size göre diyebiliriz. Peki ama değişim Sürecinde oluşmayan değer sorunu burada ortaya çıkmaz mı? Para Meta para döngüsünde sadece meselenin Meta para kısmına odaklanmak marx ın klasik politik iktisatçılarda sürekli eleştirdiği husus değil midir?
YanıtlaSilPara meta ve para ilişkisinde, meta para durumunda kalmayı Marx’ın doğru bulmadığını belirtmişsin. Sürecin bitmediği anlamında doğrudur, lakin değer üretim alanında(değer ve artı değer her nerede üretiliyorsa) üretilir. Lakin bu yeterli bir durum değildir. Zira üretim, özünde üretim ve dolaşımın birliğidir. Üretilen ve sermayeyi genişletecek olan artı değer içeren meta, dolaşım alanından geçerek gerçekleşmelidir. Zira değerin değerlenmesi süreci, üretim ve dolaşım alanının tümünü kapsayan bir ilişkiyi, değerin ilişki durumunu ifade eder. Ama bu süreç gerçekleşmiyorsa ne gam…
YanıtlaSil“Hizmet alımın bir alt sözleşmeyle başka bir taşerona verilmesi üst sözleşmeci açısından Artı değer üreten bir süreçtir diyebilir miyiz? Size göre diyebiliriz” diyorsun ve ben burayı anlayamadım. Bu düşünceni biraz açar mısın?
Kapitalist bir kurgu ile yapılandırılmış tüzel kişiliğe sahip bir kurum( kapitalist anlamda kar güdüsü ile donanmış bir yapı) bir işletmenin , ya da devlet kurumunun temizlik ihalesini aldı varsayalım. Sonra bu aldığı ihaleyi bir alt sözleşme ile bir taşerona devretti. Yani M-P-M döngüsü var olsun. Buradaki döngüyü M-P-M' olarak mı göreceğiz? Ya da kurgusal hata mı yaptık birinci işletme için P-M-P' olarak mı göreceğiz? Buna verilen cevaba göre konuşmanın seyri değişeceği için burada kesiyorum. Umarım daha sarih bir şekilde anlatabilmişimdir.
YanıtlaSil