Marx, bu
bölüme, üretken emek anlayışını belirterek başlıyor. Kitabın yedinci bölümünde,
üretken emek anlayışı, kullanım değeri üretimi açısından tanımlanmıştı. Aynı
sayfada, yedinci dipnotta da, emek sürecini dikkate alan bu yöntemin,
kapitalist üretim sürecine doğrudan doğruya uygulanamayacağı uyarısında
bulunulmuştu. Şimdi Marx, konuyu daha geniş açıdan irdeliyor.
15 Aralık 2013 Pazar
11 Aralık 2013 Çarşamba
Makine ve Büyük Sanayi
Makinenin Gelişmesi
Emek üretkenliğini artıran, diğer şeyler gibi makine de, metaların
ucuzlatılması ve gerekli emek zamanının kısaltılması yoluyla, artı emek
zamanının uzatılması amacıyla kullanılır. “Kısacası makine, bir artı değer
üretme aracıdır.”K-1-385
Labels:
alet,
bunalım,
büyük sanayi,
denetim,
eğitim,
fabrika,
işşizlik,
Kapital-I,
kapitalist tarım,
kapitalizm,
luddizm,
makine,
rekabet,
telafi teorisi,
yabancılaşma
8 Aralık 2013 Pazar
İşbölümü ve Manifaktür
Manifaktürün İki Yanlı Niteliği
Manifaktür, belli yetenekteki işçilerin, bir işbölümüne dayalı olarak, bir
araya geldiği elbirliği biçimidir. Manifaktür dönemi, 16. Yüzyıl ortalarından
18. Yüzyılın son üçte birini kapsar.
Manifaktür iki yoldan oluşur.
Birincisi, birbirinden bağımsız el zanaatlarına bağlı zanaatçıların, ürün,
son şeklini alıncaya kadar, sırayla, birbirlerinin elinden geçmek zorunda
olduğu, tek bir kapitalistin denetimi altında, belli iş yerlerinde toplanmalarıyla
oluşur. Örneğin, bir binek arabası manifaktürü böyle oluşur. Eskiden
binek arabası; tekerlekçi, koşumcu, terzi, çilingir, camcı vb. birbirinden
bağımsız çok sayıda zanaatçının emeğinin ürünüydü. Her bir zanaatçı, ürünün tamamının üreteniydi. Yani ürün son şeklini alıncaya kadar
zanaatçının kendi elinden geçerdi. Manifaktürle birlikte, bu zanaatçılar, bir kapitalist
denetimi altında, bir iş yerinde bir araya getirilirler. Böylece, zanaatçılar,
kendi zanaatlarının bütününü yerine getirme yetilerini yitirirler. Eskiden
bağımsız olan bu zanaatçılar, artık işin bölümlerinden birini yapar olurlar.
Örneğin, binek arabası manifaktürü, çeşitli ufak süreçlere ayrılmıştır. Bu
süreçler, işbölümü çerçevesinde, işçinin özel işi haline
gelir.
Labels:
Asyatik Toplumlar,
bilim,
denetim,
işbölümü,
kafa kol emeği,
Kapital-I,
kolektif işçi,
kontrol,
lonca,
manifaktür,
mülkiyet,
otorite,
planlama,
rekabet,
tüccar,
vasıflı emek,
vasıfsız emek,
zanaatçı
5 Aralık 2013 Perşembe
Elbirliği
Marx, basit elbirliğini, aynı türden işi yapan işçilerin, bir ve aynı
işgününde, ya da farklı fakat aralarında ilişki olan iş süreçlerinde, bir araya
getirilmeleri olarak belirtiyor. Yani, elbirliği için, çok sayıda işçi, para
sahibi tarafından aynı zamanda, aynı yerde, çalıştırılmak üzere bir araya
getirilmiş olması gerekir. Başka bir deyişle, aynı işgününde, belirli,
planlanmış bir iş için, birçok emek gücünün, birlikte harekete geçirilmesi
elbirliğidir.
İşçilerin, para sahibi tarafından bir araya getirilebilmeleri için ise,
sermayenin, asgari bir düzeye gelmiş olması gerekir. Zira bu kapitalist üretim
sürecinin gereğidir. Birçok emeğin, tek bir kapitalistçe çalıştırılamadığı
durumda kapitalizm olanaksız hale gelir. Dolayısıyla “tek bir kapitalistin
patronluğu altında aynı türden meta üretmek üzere bir arada çalışmaları, hem
tarih, hem mantık açısından kapitalist üretimin çıkış noktasını meydana
getirir.”K-1-336
1 Aralık 2013 Pazar
NİSPİ ARTI DEĞER ÜRETİMİ - Nispi Artı Değer Kavramı
İşgünü, gerekli emek ve artı emek zamanına ayrılır.
Gerekli emek zamanı, bir işçinin, kapitalistten aldığı paranın, değerin
karşılığını yeniden ürettiği zamandır. Bu zaman, işçinin gereksinimleri için
harcanan zamandır. Biz bu gerekli emek zamanını, değişmeyen büyüklük olarak
kabul ediyoruz. Şimdi biz, işçinin, gerekli emek zamanının ötesinde 2,3,4,6 saat
daha çalışabileceğini biliyoruz. İşçinin, gerekli emek zamanının ötesinde
çalıştığı zaman, artı emek zamanıdır ve bu zaman değişkendir.
Labels:
artı emek,
emek üretkenliği,
gerekli emek,
işgünü,
Kapital-I,
mutlak artı değer,
nispi artı değer
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)