Kapitalist sürekli olarak sömürüyü artırma derdindedir. Sömürüyü artırabilmek için artı değer peşinde koşar. Ne var ki artı değere (kâra) giden yol, haramiler sofrasıdır ve bu sofrada kıran kırana rekabet vardır. Bu rekabetçi ortamda, kimse kimsenin gözünün yaşına bakmaz. Sermayesini artı değerle buluşturabilen, yeniden üretimini sağlayabilen ve onu büyütebilen kapitalist, yoluna devam eder. Sermayesini artı değerle buluşturamayan kapitalist, sermayesini gerçekleştiremez ve kurtlar sofrasında sermayesinin varlığını koruyamaz. Bu nedenle her kapitalist; artı değer peşinde koşarak sömürüyü artırma kavgası verir.
30 Ocak 2018 Salı
9 Ocak 2018 Salı
Meta, Değer ve Artı Değer
Metalar, bir yararlılığı olan, bireysel ya da toplumsal bir ihtiyacı gideren nesne olarak, değişim
için üretilirler. Bunun anlamı şudur ki; bir emek ürünü olarak her meta,
satılmak üzere üretilir ve tüketicisinin eline değişimden geçerek ulaşır. Meta
üretimi sadece kapitalizme özgü değildir. Kapitalizm öncesi biçimlerde de meta
üretimi vardı. Ama meta üretimi, kapitalizm öncesi biçimlerde genelleşmiş
değildi ve istisnai bir durumdu. Oysa kapitalist toplumda meta üretimi, önceki
biçimlerden farklı olarak istisnai değil, genelleşmiştir. Öyleyse üretiminde, kapitalist
sistemin önceki biçimlerden farkı; meta üretiminin genelleşmiş olmasıdır.
Labels:
artı değer,
değer,
değişim,
emek,
Meta Değer ve Artı Değer
21 Aralık 2017 Perşembe
Kapitalizm ve Yoksullaşma
Kapitalist toplumlarda her
daim, ekonominin şu ya da bu kadar büyüdüğünden söz edilir. Büyümenin işsizliği
ve yoksulluğu giderek azaltacağından dem vurulur. Oysaki ekonomideki
büyümenin, işsizliği ve yoksulluğu azaltacağı yönünde doğrusal bir ilişki
yoktur. Ekonomi büyüdüğü halde işsizlik artabilir, yoksulluk ve sefalet
genişleyebilir. Çünkü ekonomik büyüme aynı zamanda sermayenin büyümesidir de. Sermayeyi
büyüten süreç, yani sermaye birikimi süreci, işsizliği artırdığı gibi
yoksulluğu da artırır. Üstelik bu durum, kapitalist sistemde arızi bir durum da
değildir. Aksine kapitalizmin normalidir.
5 Aralık 2017 Salı
Mülkiyetin Biçimleri ve Kapitalist Özel Mülkiyetin Sonu
Özel
mülkiyetin savunucuları,
sistemden beslenenler, özel mülkiyetin öncesiz ve sonrasız olduğunu vaaz
ederler. İnsanlığın ilk anından beri özel mülkiyetin varlığından dem
vururlar ve özel mülkiyeti, insanın doğasına atfederler. Onların derdi,
özel mülkiyeti
kutsayarak, sömürüyü olağanlaştırmak aklamak ve sömürü düzeninin
değişmezliğini
ortaya koymaktır. Sömürü düzeninin savunucuları ne kadar uğraşırlarsa
uğraşsınlar
gerçeklik başkadır. Özel mülkiyetten önce, üretim araçlarının
gelişmemişliğine,
emek üretkenliğinin artmamışlığına denk düşen toplumsal mülkiyet vardı.
Özel
mülkiyetten sonra da, üretim araçlarının alabildiğine gelişmiş olduğu,
emek üretkenliğinin
devasa gelişmişliğinin sonucu olarak ortaya çıkacak olan gelişmiş bir
toplumsal
mülkiyet olacaktır.
Labels:
değişim,
emeğin toplumsallaşması,
işçi sınıfı,
küçük üretici,
Mülkiyetin Biçimleri ve Kapitalist Özel Mülkiyetin Sonu,
mülksüzleştirme,
özel mülkiyet,
toplumsal mülkiyet
22 Kasım 2017 Çarşamba
İşsiz İşçiler
Kapitalist bir toplumda, emek
gücünü satışa çıkaran her işçi; her daim emek gücünü satamayabilir. Başka bir
deyişle iş bulamayabilir. Zira kapitalist sistem, işçiye, emek gücünü satışı için
bir garanti vermez, veremez. Emek gücü ihtiyacı, sermaye birikim sürecinin
ihtiyacına göre düzenlenir. Sermaye birikimi süreci, sürekli olarak bir kısım
işçileri üretim sürecinin dışına düşürürken, bir kısım işçileri ise üretim
sürecine dâhil eder. Birikim süreci, toplam çalışan işçilerin sayısını artırırken,
işsiz kalan işçilerin sayısını da artırır. Böylece süreç, yedek sanayi
ordusunun saflarını sıklaştırır. Yedek sanayi ordusu dediğimiz işsizler, hiçbir
işi olmayan ya da kısa süreli iş günü çalışabilen işçilerdir. İşsizler kapitalist
toplumda, üç biçimde görünür. Bunlar, nüfus fazlasının akıcı biçimi, nüfus
fazlasının gizli biçimi ve nüfus fazlasının durgun biçimidir.
Labels:
İşsiz İşçiler,
işsizlik,
kapitalist,
sermaye birikimi,
sömürü
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)