“Ricardo’ya göre, madeni paranın değeri, onda maddeleşmiş
bulunan emek zamanı ile belirlenir; ama ancak, para miktarı, değişilecek olan
metaların miktarı ve fiyatı ile tam orantı içerisinde olduğu sürece.”K-3-484 Para
miktarı bu oranın üzerine çıkarsa, değeri düşer, metaların fiyatı yükselir.
Oranın altına düşerse değeri yükselir, meta fiyatları düşer. Birinci durumda
altın fazlası ülke, değeri düşen altını ihraç edip, meta alacaktır. İkinci
durumdaysa, altın, kendi değerinin üzerinde değer biçilen ülkelere akacak,
değerinin altına düşmüş metalar ise, bu ülkelerden, değerine satılacağı
piyasalara akacaktır. Bu koşullarda, altının kendisi, sikke ya da külçe olarak,
kendi değerinden daha büyük veya daha küçük, büyüklüğün madeni değerinin
simgesi haline gelebilir.
21 Temmuz 2014 Pazartesi
18 Temmuz 2014 Cuma
Kredi Sisteminde Dolaşım Aracı
Dolaşım hızının büyük düzenleyicisi kredidir. Bu durumu
iki anlamda anlamak gerekir. Bir yandan,
dolaşım aracı üzerinde tasarruf sağlayan bütün yöntemler, kredi üzerine
dayanırken, diğer yandan, banknotun, satın alma ve ödeme için burada yaptığı dolaşımın
hızını, tekrar tekrar mevduat biçiminde geri dönmesi ve böylece bir başkasına
borç olarak devredilmesinin hızı etkiler.
Dolaşım aracında tasarruf, paranın ödeme aracı olarak
işlevinde görülür. Bu tasarruf, parayı alış veriş işine karıştırmamaktan
ibarettir. Tasarruf iki türde olabilir. Bir yandan poliçe ya da çeklerin temsil
ettiği karşılıklı alacaklar tasfiye edilir. Diğer yandan, dolaşım aracı olarak
akan paranın hızı, tamamen (bu yolla da para tasarrufu sağlanmıştır), parayla
yapıldığı sürece, satın alma ve satışların hızına, ödemeler zincirine
bağlıdır.” Ama dolaşımın hızını kredi etkiler ve dolayısıyla da
artırır.”K-3-462
Labels:
bunalım,
dolaşım aracı,
Kapital-III,
kredi,
kriz
14 Temmuz 2014 Pazartesi
Para Sermaye ve Gerçek Sermaye-III
Sözü edilmesi gereken birkaç özel para sermaye birikim
şekli daha vardır. Örneğin hammadde vb fiyatlarını ucuzlamasıyla sermaye
serbest kalır. Sanayi kapitalistin yeniden üretim sürecini hemen genişletmediği
durumlarda, para sermayenin bir kısmı borç verilebilir sermaye haline
dönüşebilir. Diğer yandan tüccarın işinde bir kesinti olması halinde para
biçiminde sermaye serbest bırakılabilir. Ayrıca küpünü doldurduktan sonra
yeniden üretim sürecinden çekilen kişiler de para sermaye birikimini etkiler.
Labels:
borç sermayesi,
bunalım,
gerçek sermaye,
Kapital-III,
kriz,
para kapitalisti,
para sermaye
9 Temmuz 2014 Çarşamba
Para Sermaye ve Gerçek Sermaye-II
Marx, bu bölümde, para sermaye biçiminde biriken
sermayenin, gerçek birikimle ne ölçüde çakıştığı sorusunu sormaya devam ediyor
ve paranın, borç verilebilir sermayeye dönüşmesi süreçlerini irdeliyor.
I.Paranın
Borç Sermayesine Dönüşmesi
Üretken birikimle bağlı, büyük borç sermayesinin
yığılmasını Marx, iki evrede gözlemektedir. Birincisi, sanayi sermayesinin,
hem üretken hem de meta sermaye olarak daraldığı, bunalım sonrası çevrimin
başlangıcında, ikincisi ise, iyileşmelerin başladığı, ama ticari kredinin henüz
banka kredisini kullanmadığı sırada, borç sermayesinin fazlalığı
gözlemlenmektedir. Birinci durumda daha önce, ticaret ve üretimde kullanılan
sermaye, atıl borç sermayesi olarak görünür. Borç sermayesi bolluğu burada,
sanayi sermayesinde bir durgunluğu ifade eder. Dolayısıyla gerçek birikimin
karşıtı bir durum söz konusudur. İkinci durumda ise, artan ölçüde ama düşük
faiz oranıyla kullanılır görünür. Borç sermayesinin bolluğu burada, ticari
kredinin, banka kredisinden bağımsızlığını ifade eder. Burada borç sermayesi
fazlalığı, yeniden üretim sürecinde yavaş yavaş genişleme ile bir arada bulunur
ve artık borç sermayesi azalmaktadır. Yani bolluk talebe göre henüz nispidir.
Labels:
banka,
borç sermayesi,
bunalım,
gelir,
gerçek sermaye,
Kapital-III,
kredi,
kriz,
para kapitalisti,
para sermaye,
sermaye,
ticari kredi
6 Temmuz 2014 Pazar
Para Sermaye ve Gerçek Sermaye-I
Marx, para sermayenin kıtlığının, yani borç verilebilir
sermayenin kıtlığının, gerçek sermayenin kıtlığını ne ölçüde ifade ettiği
sorununu ortaya atıyor. Yani para sermayenin, bol ya da kıt olması, gerçek
sermayenin (meta sermaye ve üretken sermaye) bol ya da kıt olmasını ne ölçüde
yansıtmaktadır. Marx, burada ilgilenilenin devlet tahvili, hisse senedi vb
değil, bankerlerin bir aracı konumuyla, sanayici ve tüccarlara verdikleri borç
paralarla ilgilenildiğini belirtiyor. Zira devlet tahvili, hisse senedi gibi
şeyler de borç verilebilir sermayenin yatırım alanıdır.
Marx ilkin, yeniden üretim sürecinde iş gören ticari
kredi tahliliyle işe başlıyor. Zira “bu,
kredi sisteminin temelini teşkil eder.”K-3-425 Bu, ertelemeli ödeme belgesiyle
temsil edilir. Herkes birbirine kredi verip birbirinden kredi alır. Bu
poliçeler, tüccarların kendi aralarında ciro edilerek dolaştığı sürece, bir
alacağın transferidir. Borçların ödenmesi bile araya para girmeden yapılabilir.
Labels:
banka kredisi,
borç sermayesi,
bunalım,
gerçek sermaye,
Kapital-III,
kredi,
kriz,
para sermaye,
sanayi sermayesi,
ticari kredi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)