21 Temmuz 2014 Pazartesi

Currency Prıncıple ve 1844 Tarihli İngiliz Banka Yasası

Ricardo’ya göre, madeni paranın değeri, onda maddeleşmiş bulunan emek zamanı ile belirlenir; ama ancak, para miktarı, değişilecek olan metaların miktarı ve fiyatı ile tam orantı içerisinde olduğu sürece.”K-3-484 Para miktarı bu oranın üzerine çıkarsa, değeri düşer, metaların fiyatı yükselir. Oranın altına düşerse değeri yükselir, meta fiyatları düşer. Birinci durumda altın fazlası ülke, değeri düşen altını ihraç edip, meta alacaktır. İkinci durumdaysa, altın, kendi değerinin üzerinde değer biçilen ülkelere akacak, değerinin altına düşmüş metalar ise, bu ülkelerden, değerine satılacağı piyasalara akacaktır. Bu koşullarda, altının kendisi, sikke ya da külçe olarak, kendi değerinden daha büyük veya daha küçük, büyüklüğün madeni değerinin simgesi haline gelebilir.

Dolaşımdaki altına çevrilebilir banknotlar da aynı yazgıyı taşır. Banknotlar altına çevrilebilirler ve gerçek değerleri nominal değerlerine denk düşebilir. Lakin hem madeni, hem de, banknotlardan oluşan toplam dolaşım aracı, metaların değişim değerleri ve altının madeni değeri ile belirlenmiş olan düzeyin üzerine aya da altına düşebilir. Böylece yukarıda belirtilen nedenlerden dolayı, toplam miktarlarına bağlı olarak,  değer kaybeder ya da kazanırlar.

Şimdi, altına oranla kağıdın değil de, tüm olarak bir ülkenin dolaşımda bulunan, dolaşım aracının değer kaybı, Ricardo’nun temel buluşlarından biridir ve bu, 1844-1845 tarihli banka yasasının temel ilkesi yapılmıştır.

Marx Ricardo’cu teorinin yanlışlığını burada ortaya koymayacağız, bizi ilgilendiren banka yasalarını dikte edenlerin Ricardo’nun tezlerini işleyiş biçimleridir diyor. Ticari bunalımın gözle görülür olayı, meta fiyatlarının uzunca yükselişi sonunda ani düşüşüdür. Meta fiyatında düşme, paranın metalara göre göreli yükselmesi, tersine fiyatların genel yükselmesi ve paranın değerinin düşmesi gibi gösterilebilir. Her iki durumda da görüngüden söz ediliyor, lakin açıklanmıyor. Bu durumda Ricardo’nun para teorisi tam zamanında gelir. Meta fiyatlarının düşüşü, paranın dönemsel değerinin yükselmesinden, meta fiyatının dönemsel yükselişi, paranın göreli değerinin dönemsel düşüşünden kaynaklanır. Bu teori aynı fikrin yinelenmesine bir neden sonuç ilişkisi kazandırır.

Marx 1844 ve 1845 tarihli banka mevzuatından söz ediyor.  1844 tarihli banka yasası, İngiltere Bankası’nı, para basma ve bankacılık işlemleri olarak iki kısma ayırdı. Birinci kısım olan para basma kısmı, 14 milyon tutarında teminat kabul edip, bu teminat tutarında banknot çıkarır. Banknotlar halkın elinde değilse bankacılık kısmında alıkonur. Banknot çıkaran kısım halka, altın karşılığı banknot, banknot karşılığı da altın verir. Halk ile olan diğer işlemleri de ikinci kısım olan bankacılık kısmı yürütür. Kendi banknotunu çıkarma yetkisi verilen özel bankaların, çıkaracakları banknot miktarı belirlenmiştir.

Banka hazinesinden çıkan her 5 altın sterlin için, 5 sterlinlik banknot, banknot çıkarma kısmına döner ve yok edilir, hazineye giden her 5 altın sterlin için, yeni 5 sterlinlik banknot dolaşıma gider. Bu şekilde ideal kağıt para uygulamaya konulmuştur ve böylece Currenci teorisi savunucularına göre, bunalımlar artık tümüyle sona ermiştir. Marx ise, bankanın birbirinden bağımsız iki kısma ayrılmasıyla, yönetimin, kritik zamanlarda mevcut olanaklardan tümüyle yararlanma olanağını kaldırdığını düşünüyor. Diyelim bankacılık kısmı iflas eşiğindeyken, ihraç kısmında 14 milyon teminata ek birkaç milyon altın olabilir. Bu  ayrıca her bunalımda, çoğunluğu bankanın değerli maden rezerviyle karşılanması gereken altın ihracı dönemi olduğu için çok daha kolay olabilir. Ne var ki, dışarıya giden her altın 5 sterlin için, ülke içerisindeki dolaşım 5 sterlinlik banknottan yoksun kalacaktır. Böylece dolaşım aracına en fazla ihtiyaç duyulduğu bir durumda dolaşım aracı azalacaktır. “Demek ki, 1844 tarihli Banka Yasası, bütün ticaret alemini, böylece, bunalımın patlak verdiği anda yedek bir banknot istifi yapmaya teşvik etmekte, başka bir deyişle, bunalımı hızlandırmakta ve yoğunlaştırmaktadır.”K-3-492 Zira banka yasası kritik anda, ödeme aracına talebi yapay yollarla yoğunlaştırıp, arzı sınırlandırmakla, faiz oranını bunalım sırasında görülmemiş yüksekliğe çıkarıyor. Dolayısıyla, yasa, bunalımları yok etmiyor, aksine artırıyor. Demek ki, banknot basımının sınırlandırılması bunalımı artıran bir etken olarak ortaya çıkmaktadır.

İngiltere bankasının çıkardığı banknotların kredisinin, bütün uzmanlarca kabul görmektedir. Gene de, banka yasası, çıkarılan banknotların çevrilebilmesi için, belli miktar altını bağlamaktadır. Bu rezerv kutsal ve dokunulmazdır. Buna dokunabilmek için ancak, banka yasası ihlal edilebilir.

Toparlarsak, Ricardo’ya göre, Dolaşımda para fazla olduğunda paranın değeri düşer, metaların fiyatı artar, dolaşımda para azaldığında da, paranın değeri artar ve metaların fiyatı azalır. Demek ki, dolaşımda gereğinden fazla para varsa, paranın değeri düşüyor fiyatlar artıyor ve tersi. 1844 tarihli İngiliz Banka Yasası, banknot basımına sınırlama getirmiştir. Para basabilmenin koşulu, o kadar altının bankanın kendisinde olmasıdır. Tabi bu durum, bir bunalım durumunda, bunalımı artırıcı bir etkide bulunmaktadır. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder