Marx, toprak rantı tahliline, rant getiren ürünlerin,
diğer metalar gibi üretim fiyatı üzerinden satıldığı, yani ürünlerin ortalama
satış fiyatlarının, üretim fiyatlarına eşit olduğu varsayımıyla başlıyor. Hal
böyleyken, toprak rantının gelişmesi, yani kârın bir bölümünün toprak rantına
dönüşmesi ve bunun toprak beyine düşmesi nasıl olanaklı hale geliyor?
Marx, toprak rantının bu biçiminin, genel niteliğini
ortaya koyabilmek için, bir ülkedeki fabrikaların çoğunun gücünü buharlı
makinelerden, az bir kısmının da doğal çağlayandan elde ettiği varsayımından
hareket ediyor.
Şimdi diyelim ki, buharlı makineyle üretimde bulunan 100’lük
sermayenin üretim fiyatı, %15 kârla, 115 olsun. Bu ortalama piyasa fiyatıdır ve
meta, bu üretim fiyatı üzerinden satılacaktır. Bu durumda buharlı makine ile
üreten fabrikatör, 100’lük sermaye yatırıyor ve 15 ortalama kâr elde ediyor. Su
gücünden (çağlayan) yararlanan fabrikatörün ise, yatırdığı sermaye (maliyet)
100 yerine 90 olsun. Üretimin düzenleyici fiyatı, %15 kârla 115 olduğuna göre,
burada üretilen de 115 ten satılacaktır. Bu durumda su gücünden yararlanan
fabrikatörün kârı %15 yerine %25 olacaktır. Böylece su gücünden yararlanan %10
bir artı kâr sağlamış olacaktır. İşte bu artı kâr toprak sahibine gidecek olan
farklılık rantıdır. Bu artı kâr, görüldüğü üzere, üretim fiyatının üzerinden
değil, üretim fiyatından satıldığı halde ortaya çıkmıştır. Bunun nedeni, su
gücünden yararlana fabrikatörün, daha az maliyetle (90), aynı üretimi yapmış
olmasıdır. Ya da su gücünden yararlanan daha uygun koşullarda üretim yapmış
olmasıdır.
Diğer artı kârlar gibi, bu artı kârı da, piyasada talebin
artmasıyla oluşabilecek, aşırı kârla karıştırmamak gerekir. Zira bu artı kârda
diğer artı kârlar gibi, bireysel üretim fiyatıyla, bu üretim alanındaki,
piyasayı düzenleyen toplumsal üretim fiyatı arasındaki farktır. “Bu fark,
metaların genel üretim-fiyatının, bireysel üretim-fiyatlarının üzerinde kalan
fazlasına eşittir.”K-566 Görüldüğü üzere, bu artı kâr diğer artı kârlardan farklı
değildir. Su gücüyle üretim, ortalama kârdan daha fazla kâr getirme olanağı
yaratıyor.
Burada sözünü ettiğimiz, diğer artı kâr biçimlerine biraz
değinebiliriz. Bunlardan birisi, sermayenin organik bileşiminin düşük
olmasından kaynaklı olarak ortaya çıkan ek kârdır ki, bu ek kâr, üretim kolları
arasındaki rekabetle ortadan kalkma eğilimindedir. Diğeri ise, iyi bir
teknoloji kullanmakla emek üretkenliğinin artırılması yoluyla ortaya çıkan ek kârdır. Bu ek kârda diğer işletmeler aynı teknolojiyi kullanıncaya kadar sürer.
Yani bu ek kâr hallerinde rekabet giderek bu ek kâr olanağını ortadan kaldırır.
Lakin çağlayan gibi bir doğal kuvvetin sağladığı artı kâr halinde durum
başkadır. Konumuz olan ve farklılık rantı olarak yansıyacak olan, doğal
kuvvetlerin avantajlarından (su gücü gibi) yararlanarak ortaya çıkarılan bu ek kâr, bu tekel durumu (çağlayana sahip olma) devam ettikçe sürer. Zira buradaki
ek kâr, doğa gücüne bağlı olan emek üretkenliğinden doğar. “Bu doğal güce sahip
olunması, ona sahip olanın elinde bir tekel oluşturur; bu, yatırılmış
sermayenin üretkenliğinde, bizzat sermayenin üretim süreci ile yaratılamayacak
bir artışın koşuludur; bu biçimde tekel altına alınabilen bu doğal
güç, her zaman toprağa bağlıdır.”K-3-569
Marx devamla bu doğal gücün ortaya çıkardığı artı kârın
toprak rantına dönüştürülmesine değiniyor. Çağlayanın sahibi var sayalım ki
toprak sahibidir. Toprak sahipleri, bu çağlayandan sermayenin yararlanmasını
engellesin. Bu durumda sermaye çağlayan yaratamaz. O halde “Bu koşullar altında
artı-kâr, toprak rantına dönüştürülür, yani bir çağlayanın sahibinin eline
geçer.” K-3-570 Bu durumda örnekteki 10 sterlin toprak sahibinin eline geçer.
Kapitalistin eline kalansa 15 sterlindir. Eğer kapitalistin kendisi çağlayanın
sahibi olsaydı, 10 sterlin ek kâr kendisine kalacaktı. Bu artı kâr, sermayeden
değil, tekel altına alınabilen kıt kaynaktan kaynaklandığı için rant haline
dönüştürülebiliyor.
Bu doğal olanakların sağladığı rant, metaların genel
üretim fiyatına girmez ve dolayısıyla bu rant, farklılık rantıdır. Bu rant, bu
doğal güce egemen olan özel sermayenin bireysel üretim fiyatı ile, bu alan
yatırılmış toplam sermayenin genel üretim fiyatı arasındaki farktan doğar. Dolayısıyla
bu toprak rantı sermayenin ya da onun kullandığı emeğin üretkenliğinden doğmaz.
Zaten doğal güçler, bir emek ürünü olmadıklarından bir değerleri de yoktur.
Dolayısıyla onlar bir değer yaratmazlar. Böylece de, artı kâra dolayısıyla da
ranta kaynaklık edemezler. Sadece artı kârın bir doğal temeli olabilirler ve
emeğin üretkenliğinde istisnai bir artışı sağlayabilirler. Bu yolla sahibine, o
üretim kolunda üretilmiş olan artı değerden, pay alma olanağı sağlar.
Doğal güçlerin emek ürünü olmadıkları için bir
değerlerinin de olmadığını belirtmiştik. Peki ya fiyatları var mıdır? Marx’tan
dinleyelim: “ Genel olarak toprak gibi ve herhangi bir doğal güç gibi,
çağlayanın da bir değeri yoktur, çünkü hiç bir maddeleşmiş emeği temsil
etmemektedir ve dolayısıyla, normal olarak, değerin, para terimi ile
ifadesinden başka bir şey olmayan fiyata da sahip değildir. Değer yoksa, eo
ipso (aynı gerçekten) para ile ifade edilebilecek bir şey de
yoktur. Bu fiyat, sermayeye çevrilmiş ranttan başka bir şey değildir. Toprak
sahipliği, toprak sahibinin bireysel kârla ortalama kâr arasındaki farkı mal
edinmesini mümkün kılar. Bu yolla elde edilen, her yıl yenilenen kâr, sermayeye
çevrilebilir ve o zaman, bizzat doğal gücün fiyatı gibi gözükebilir.”K-3-571
Demek ki, doğal güçlerin ne bir değeri ne de değerin para ifadesi olan
fiyatları vardır. Bu doğal güçlerin fiyat olarak ifadesi akla aykırıdır, lakin
“onun arkasında gerçek iktisadi ilişki saklıdır.”K-3-571 Bu ilişki toprak
sahibine, bireysel kârla ortalama kâr arasındaki farkı kazandırır. Bu fark her
yıl, sermayeye çevrilebildiği için, söz konusu doğal gücün fiyatı gibi görünür. Diyelim çağlayanı kullanan fabrikatörün artı kârı(çağlayan sahibine giden rant) yılda 10 sterlin tutsun, yıllık ortalama faiz de % 5 olsun. Bu durumda 10 sterlin 200 sterlinlik sermayenin yıllık faizini temsil eder. O halde 10 sterlinin sermayeye çevrilmesi, çağlayanın sermaye değeri gibi görünür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder