14 Ağustos 2014 Perşembe

Farklılık Rantının Birinci Biçimi (Farklılık Rantı I)

Marx başlarken, Ricardo’dan rant hakkında, doğru saptama dediği bir alıntı veriyor. Alıntıya göre rant, eşit miktarda iki sermayenin eşit miktarda emek kullanmasına rağmen üründe oluşan farktır. Marx, Ricardo’nun eşit toprak parçasını da eklemesi gerekirdi diye belirtiyor. Ricardo alıntısında söz konusu olan rant, farklılık rantıdır. Zaten Ricardo, farklılık rantından başka bir rantta tanımaz. Demek ki, Ricardo’nun sözünü ettiği, Marx’ın düzelterek doğruladığı rant, aynı büyüklükteki sermaye ve emeğin, aynı büyüklükteki alanlara yatırıldığı halde, verimlilik farkından dolayı, farklı ürün sağlamasından doğmaktadır. Yani bu rant, aynı büyüklükteki topraklara eşit miktarda yatırılmış olan sermayenin eşit olmayan sonucundan doğmaktadır.  Dolayısıyla, bu rant, farklılık rantıdır ve hatta farklılık rantının birinci biçimidir.

Eşit toprak parçalarının ve onlara yatırılmış eşit sermaye ve emeğin, eşit olmayan sonuçlarının, sermayeden bağımsız olarak, iki nedeni vardır. Bunlardan birincisi verimlilik, ikincisi ise toprağın yeridir. Bu ikisi de karşıt yönde işleyebilir. Örneğin toprağın yeri uygun ama verimliliği az, ya da tersi olabilir. Bu durum bir ülke toprağının iyiden kötüye ya da kötüden iyiye nasıl açılacağını belirler. Marx, şimdilik toprağın yeriyle ilgili sorun üzerinde durmayacağını verimlilikle yetineceğini belirtiyor.

Marx, A,B,C,D olmak üzere, A’dan (verimi en az), D’ye (verimi en fazla) birbirine eşit büyüklükte, dört çeşit toprak üzerinden düşüncesini belirtiyor. 

Marx, bir quarter buğdayı, 3 sterlin ya da 60 şilin sayıyor. Burada açıklanacak rant, farklılık rantı olduğu için, en kötü topraktan yola çıkıyor. Rant farklılık rantı olduğuna göre “en kötü toprak için quarter başına bu 60 şilinlik fiyat, üretim-fiyatına eşittir, yani sermaye artı ortalama kâra eşittir.“K-3-576 Demek ki, en kötü toprağın üretim fiyatı da yatırılan sermaye, artı ortalama kardan oluşur. Aslında burada vurgu, en kötü toprağın dahi ortalama kâr getirdiğidir. Zira eğer en verimsiz toprak ortalama kâr getirmeseydi, hiçbir kapitalist o toprağa sermaye yatırmazdı. Marx bu açıklamayı yaptıktan sonra, en verimsiz, kötü toprağın üretim fiyatının, piyasa üretim fiyatını belirlediğine varıyor.  

Şimdi en verimsiz A toprağında, üretim fiyatını belirttikten sonra, hem A, hem de diğer topakların durumuna bakalım. A toprağına harcanan sermaye 50 şilin olsun ve karşılığında 1 quarter = 60 şilin getirsin. Bu durumda kar 10 şilin ya da %20 olacaktır. Durum diğer topraklarda şöyle olacaktır:

B
2 quarter = 120 şilin
70 şilin kar
60 şilin artı kar
C
3 quarter = 180 şilin
130 şilin kar
120 şilin artı kar
D
4 quarter = 240 şilin
190 şilin kar
180 şilin artı kar

Her toprakta harcanan maliyet 50 sterlindir. Her toprak parçası %20 kâr oranıyla 10 sterlin getiriyor. Bu durumda bütün topraklarda üretim fiyatı 60 sterlindir, en kötü toprağın üretim fiyatınca belirlenmiştir. En kötü toprağın üretim fiyatı piyasa fiyatıdır. Demek ki, bütün topraklarda üretilen buğdayın üretim fiyatı quarter başına 60 sterlindir. Lakin, tek tek topraklardaki her bir quarter buğday başına düşen bireysel üretim fiyatı ise farklıdır. Örneğin, B toprağında 2 quarter üretildiği için her bir quarterin bireysel üretim fiyatı: 60: 2 = 30 sterlin olur. O halde farklılık rantı, piyasa fiyatı ile bireysel üretim fiyatı arasındaki farktır.

Vurgulayalım. Hiç farklılık rantı getirmeyen en kötü topaktaki üretim fiyatı, piyasa fiyatını düzenler. Eğer diğer topraklarda, talebin gerektiğinden fazla üretilirse, bu durumda en kötü toprak düzenleyici olmaktan çıkabilir. Bir vurgu daha yapalım. Farklılık rantı, toprağın doğal verimliliğinden doğar zira en iyi toprak sınırlıdır. 

Marx, devamla sahte değerden söz etmektedir. “Genel olarak farklılık rantına bakıldığında” diyor Marx, “belirtmek gerekir ki, piyasa değeri her zaman, toplam ürün miktarına ait toplam üretim fiyatının üzerindedir ”K-3-782 Yani tarım ürünlerinin piyasa değeri ile bireysel değeri arasında bir fark oluşmaktadır. Bunu Marx’ın örneğiyle gösterelim.

A
1 quarter = 60 şili
1 quarter = 60 şilin
B
2 quarter = 60 şilin
1 quarter = 30 şilin
C
3 quarter = 60 şilin
1 quarter = 20 şilin
D
4 quarter = 60 şilin
1 quarter = 15 şilin
Toplam
10 quarter = 240 şilin
Ortalama 1 quarter = 24 şilin

Tabloda 10 quarterlik buğday görülüyor. quarteri 60 şilinden (en kötü toprağın belirlediği piyasa fiyatı quarter başına 60 şilin) satıldığında, 600 şilin yapar. Bireysel yani gerçek üretim fiyatları ise, quarter başına ortalama 24 şilinden, 10 quarter buğday 240 şilindir. Bu durumda piyasa üretim fiyatı ile bireysel üretim fiyatı farkı: 600 – 240 = 360 şilin yapar. Burada iki buçuk katlık bir fark ortaya çıkıyor. Bu farka Marx, sahte değer demektedir. ”Bu, kapitalist üretim temeli üzerinde, rekabet yoluyla kendini ortaya koyan piyasa-değeri tarafından bir belirlenmedir; bu sonuncusu sahte bir toplumsal değer yaratır. Bu, toprağın ürünlerinin tabi olduğu piyasa-değeri yasasından doğar.”K-3-583 Demek ki, ürünlerin piyasa değerinin belirlenmesi toplumsal bir davranıştır. Dolayısıyla toprağa ya da verimine değil, değişim değerine dayanır. “Eğer kapitalist, toplum biçiminin yıkıldığını ve toplumun bilinçli ve planlı bir birlik olarak örgütlendiğini varsayarsak, o zaman, 10 quarter, 240 şilinin içerdiğine eşit bir bağımsız emek-zamanı miktarını temsil edecektir. O zaman toplum, bu tarımsal ürünü, onun içindeki gerçek emek-zamanının iki-buçuk katına satın almayacak ve toprak sahipleri sınıfının temeli böylece yıkılacaktır.”K-3-583 Kapitalist özel mülkiyetin kaldırılmasıyla elbette toprakta verimlilik farkı olacaktır. Lakin bu fark sahibe bir artı olanağı sağlamayacak ama, emek zamanının tarımsal üretimde azalmasına katkı koyacaktır. 

Toplam rant, en kötü toprak ve diğer topraklar arasındaki farka ve bu topraklarını verimlilik durumuna bağlıdır. Bu bölümü bir alıntıyla bitirelim. Marx’a göre “toplam rant, ekimin yalnızca genişlemesiyle ve bunun sonucu olarak toprağa daha büyük sermaye ve emek yatırılmasıyla artar.”K-3-586

Özetleyelim: Topraklar sınırlıdır ve toprakların verimlilik farkları vardır. Bu nedenle aynı büyüklükte toprak parçasına aynı büyüklükte sermaye yatırıldığı halde birbirinden farklı ürün alınabilmektedir. En az verimli toprağı referans aldığımızda orta ve iyi topraklar aynı koşullarda ürün fazlası verecektir. Bu fazlalık kapitalistte kaldığı sürece ek kârdır. Ama toprak sahibine geçtiğinde ranttır. Bu rant verimlilik farkından oluştuğu için farklılık rantıdır. Hemen belirtelim, zaten sınırlı olan toprakta mülkiyet bir tekel durumu ortaya çıkarır.

Toprak ürününün piyasa fiyatını (değerini) belirleyen en kötü toprağın üretim fiyatıdır. En kötü toprağın üretim fiyatından söz ettiğimize göre, en kötü toprakta yatırılan sermaye de ortalama kârdan payını alarak bir üretim fiyatı oluşturabilmektedir. Eğer ortalama kârdan pay almasaydı, en verimsiz toprağa sermaye yatırımı yapılmazdı. En verimsiz toprağın üretim fiyatı piyasa fiyatını belirlediğine göre bütün toprakların ürünü bu üretim fiyatından satılacaktır. 

Daha verimli topraklarda bireysel üretim fiyatları oluşacaktır. Bu üretim fiyatı, aynı miktar sermaye yatırımından daha fazla ürüne ulaşıldığı için, ürün birimi dikkate alındığında bireysel üretim fiyatları, en kötü toprağın ürününün belirlediği piyasa üretim fiyatının altında olacaktır. İşte bu piyasa üretim fiyatı ile bireysel üretim fiyatı arasında oluşan fark, farklılık(diferansiyel) rantı oluşturur. 

Eğer topraklar arasında verimlilik farkı olmasaydı. Hep aynı verimlilikte olan topraklar işlenmiş olsaydı verimlilik farkı ortadan kalkardı. Tabi verimlilik farkından oluşan rantın sahibi olan toprak sahiplerinin de varlık nedeni ortadan kalkmış olurdu. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder