Marx başlarken, Ricardo’dan rant hakkında, doğru saptama
dediği bir alıntı veriyor. Alıntıya göre rant, eşit miktarda iki sermayenin
eşit miktarda emek kullanmasına rağmen üründe oluşan farktır. Marx, Ricardo’nun
eşit toprak parçasını da eklemesi gerekirdi diye belirtiyor. Ricardo
alıntısında söz konusu olan rant, farklılık rantıdır. Zaten Ricardo, farklılık
rantından başka bir rantta tanımaz. Demek ki, Ricardo’nun sözünü ettiği,
Marx’ın düzelterek doğruladığı rant, aynı büyüklükteki sermaye ve emeğin, aynı
büyüklükteki alanlara yatırıldığı halde, verimlilik farkından dolayı, farklı
ürün sağlamasından doğmaktadır. Yani bu rant, aynı büyüklükteki topraklara eşit
miktarda yatırılmış olan sermayenin eşit olmayan sonucundan doğmaktadır. Dolayısıyla, bu rant, farklılık rantıdır ve
hatta farklılık rantının birinci biçimidir.
Eşit toprak parçalarının ve onlara yatırılmış eşit
sermaye ve emeğin, eşit olmayan sonuçlarının, sermayeden bağımsız olarak, iki
nedeni vardır. Bunlardan birincisi verimlilik, ikincisi ise toprağın yeridir.
Bu ikisi de karşıt yönde işleyebilir. Örneğin toprağın yeri uygun ama
verimliliği az, ya da tersi olabilir. Bu durum bir ülke toprağının iyiden kötüye
ya da kötüden iyiye nasıl açılacağını belirler. Marx, şimdilik toprağın yeriyle
ilgili sorun üzerinde durmayacağını verimlilikle yetineceğini belirtiyor.
Marx, A,B,C,D olmak üzere, A’dan (verimi en az), D’ye (verimi en fazla) birbirine eşit büyüklükte, dört çeşit toprak üzerinden düşüncesini belirtiyor.
Marx, bir quarter buğdayı, 3 sterlin ya da 60 şilin
sayıyor. Burada açıklanacak rant, farklılık rantı olduğu için, en kötü
topraktan yola çıkıyor. Rant farklılık rantı olduğuna göre “en kötü toprak için
quarter başına bu 60 şilinlik fiyat, üretim-fiyatına eşittir, yani
sermaye artı ortalama kâra eşittir.“K-3-576 Demek ki, en kötü toprağın
üretim fiyatı da yatırılan sermaye, artı ortalama kardan oluşur. Aslında burada
vurgu, en kötü toprağın dahi ortalama kâr getirdiğidir. Zira eğer en verimsiz
toprak ortalama kâr getirmeseydi, hiçbir kapitalist o toprağa sermaye
yatırmazdı. Marx bu açıklamayı yaptıktan sonra, en verimsiz, kötü toprağın
üretim fiyatının, piyasa üretim fiyatını belirlediğine varıyor.
Şimdi en verimsiz A toprağında, üretim fiyatını belirttikten
sonra, hem A, hem de diğer topakların durumuna bakalım. A toprağına harcanan sermaye
50 şilin olsun ve karşılığında 1 quarter = 60 şilin getirsin. Bu durumda kar 10
şilin ya da %20 olacaktır. Durum diğer topraklarda şöyle olacaktır:
B
|
2 quarter = 120 şilin
|
70 şilin kar
|
60 şilin artı kar
|
C
|
3 quarter = 180 şilin
|
130 şilin kar
|
120 şilin artı kar
|
D
|
4 quarter = 240 şilin
|
190 şilin kar
|
180 şilin artı kar
|
Her toprakta harcanan maliyet 50 sterlindir. Her toprak
parçası %20 kâr oranıyla 10 sterlin getiriyor. Bu durumda bütün topraklarda
üretim fiyatı 60 sterlindir, en kötü toprağın üretim fiyatınca belirlenmiştir.
En kötü toprağın üretim fiyatı piyasa fiyatıdır. Demek ki, bütün topraklarda
üretilen buğdayın üretim fiyatı quarter başına 60 sterlindir. Lakin, tek tek
topraklardaki her bir quarter buğday başına düşen bireysel üretim fiyatı ise
farklıdır. Örneğin, B toprağında 2 quarter üretildiği için her bir quarterin
bireysel üretim fiyatı: 60: 2 = 30 sterlin olur. O halde farklılık rantı,
piyasa fiyatı ile bireysel üretim fiyatı arasındaki farktır.
Vurgulayalım. Hiç farklılık rantı getirmeyen en kötü
topaktaki üretim fiyatı, piyasa fiyatını düzenler. Eğer diğer topraklarda,
talebin gerektiğinden fazla üretilirse, bu durumda en kötü toprak düzenleyici
olmaktan çıkabilir. Bir vurgu daha yapalım. Farklılık rantı, toprağın doğal
verimliliğinden doğar zira en iyi toprak sınırlıdır.
Marx, devamla sahte değerden söz etmektedir. “Genel
olarak farklılık rantına bakıldığında” diyor Marx, “belirtmek gerekir ki,
piyasa değeri her zaman, toplam ürün miktarına ait toplam üretim fiyatının üzerindedir
”K-3-782 Yani tarım ürünlerinin piyasa değeri ile bireysel değeri arasında bir
fark oluşmaktadır. Bunu Marx’ın örneğiyle gösterelim.
A
|
1 quarter = 60 şili
|
1 quarter = 60 şilin
|
B
|
2 quarter = 60 şilin
|
1 quarter = 30 şilin
|
C
|
3 quarter = 60 şilin
|
1 quarter = 20 şilin
|
D
|
4 quarter = 60 şilin
|
1 quarter = 15 şilin
|
Toplam
|
10 quarter = 240 şilin
|
Ortalama 1 quarter = 24 şilin
|
Tabloda 10 quarterlik buğday görülüyor. quarteri 60
şilinden (en kötü toprağın belirlediği piyasa fiyatı quarter başına 60 şilin)
satıldığında, 600 şilin yapar. Bireysel yani gerçek üretim fiyatları ise,
quarter başına ortalama 24 şilinden, 10 quarter buğday 240 şilindir. Bu durumda
piyasa üretim fiyatı ile bireysel üretim fiyatı farkı: 600 – 240 = 360 şilin
yapar. Burada iki buçuk katlık bir fark ortaya çıkıyor. Bu farka Marx, sahte
değer demektedir. ”Bu, kapitalist üretim temeli üzerinde, rekabet yoluyla
kendini ortaya koyan piyasa-değeri tarafından bir belirlenmedir; bu sonuncusu
sahte bir toplumsal değer yaratır. Bu, toprağın ürünlerinin tabi olduğu
piyasa-değeri yasasından doğar.”K-3-583 Demek ki, ürünlerin piyasa değerinin
belirlenmesi toplumsal bir davranıştır. Dolayısıyla toprağa ya da verimine
değil, değişim değerine dayanır. “Eğer kapitalist, toplum biçiminin yıkıldığını
ve toplumun bilinçli ve planlı bir birlik olarak örgütlendiğini varsayarsak, o
zaman, 10 quarter, 240 şilinin içerdiğine eşit bir bağımsız emek-zamanı
miktarını temsil edecektir. O zaman toplum, bu tarımsal ürünü, onun içindeki
gerçek emek-zamanının iki-buçuk katına satın almayacak ve toprak sahipleri
sınıfının temeli böylece yıkılacaktır.”K-3-583 Kapitalist özel mülkiyetin
kaldırılmasıyla elbette toprakta verimlilik farkı olacaktır. Lakin bu fark
sahibe bir artı olanağı sağlamayacak ama, emek zamanının tarımsal üretimde
azalmasına katkı koyacaktır.
Toplam rant, en kötü toprak ve diğer topraklar arasındaki
farka ve bu topraklarını verimlilik durumuna bağlıdır. Bu bölümü bir alıntıyla
bitirelim. Marx’a göre “toplam rant, ekimin yalnızca genişlemesiyle ve bunun
sonucu olarak toprağa daha büyük sermaye ve emek yatırılmasıyla artar.”K-3-586
Özetleyelim: Topraklar sınırlıdır ve toprakların verimlilik farkları vardır. Bu nedenle aynı büyüklükte toprak parçasına aynı büyüklükte sermaye yatırıldığı halde birbirinden farklı ürün alınabilmektedir. En az verimli toprağı referans aldığımızda orta ve iyi topraklar aynı koşullarda ürün fazlası verecektir. Bu fazlalık kapitalistte kaldığı sürece ek kârdır. Ama toprak sahibine geçtiğinde ranttır. Bu rant verimlilik farkından oluştuğu için farklılık rantıdır. Hemen belirtelim, zaten sınırlı olan toprakta mülkiyet bir tekel durumu ortaya çıkarır.
Toprak ürününün piyasa fiyatını (değerini) belirleyen en
kötü toprağın üretim fiyatıdır. En kötü toprağın üretim fiyatından söz
ettiğimize göre, en kötü toprakta yatırılan sermaye de ortalama kârdan payını
alarak bir üretim fiyatı oluşturabilmektedir. Eğer ortalama kârdan pay
almasaydı, en verimsiz toprağa sermaye yatırımı yapılmazdı. En verimsiz
toprağın üretim fiyatı piyasa fiyatını belirlediğine göre bütün toprakların
ürünü bu üretim fiyatından satılacaktır.
Daha verimli topraklarda bireysel üretim fiyatları oluşacaktır.
Bu üretim fiyatı, aynı miktar sermaye yatırımından daha fazla ürüne ulaşıldığı
için, ürün birimi dikkate alındığında bireysel üretim fiyatları, en kötü
toprağın ürününün belirlediği piyasa üretim fiyatının altında olacaktır. İşte
bu piyasa üretim fiyatı ile bireysel üretim fiyatı arasında oluşan fark,
farklılık(diferansiyel) rantı oluşturur.
Eğer topraklar arasında verimlilik farkı olmasaydı. Hep
aynı verimlilikte olan topraklar işlenmiş olsaydı verimlilik farkı ortadan
kalkardı. Tabi verimlilik farkından oluşan rantın sahibi olan toprak
sahiplerinin de varlık nedeni ortadan kalkmış olurdu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder