20 Ağustos 2014 Çarşamba

Farklılık Rantının İkinci Biçimi (Farklılık Rantı II)

Marx, farklılık rantını, farklı verimlilikte ve eşit büyüklükteki topraklara yatırılan, eşit sermaye miktarının, eşit olmayan üretkenliği olarak ele almıştı. Marx, eşit büyüklükte toprağa, eşit sermaye yatırımı ile birlikte, eşit olmayan üretkenlik sonucunda ortaya çıkan bu verimlilik farkına, farklılık rantının birinci biçimi adını vermişti. Bu farklılık rantının birinci biçiminde, ekili olan toprakların genişletilmesi yoluyla ürünlerin artırılması ele alınmıştı. Yani yeni toprakların ekime açılmasıyla birlikte, ekstansif (yaygın) ekimle, bir genişleme durumu söz konusuydu.

Kapitalizmin gelişmesiyle birlikte, farklılık rantının bu birinci biçimiyle yetinilmemiştir. Tarımsal üretimin, yeni topraklar açılarak genişletilmesinin yanında, yeni topraklar açılmadan üretimin, başka bir anlamda artı kârın, rantın artırılması yoluna gidilmiştir. Bu yöntem, aynı toprak parçasına ek sermaye yatırılarak, yoğunlaştırmayla yapılır. Yani yeni bir toprağı ekime açmadan, var olan topraklara yeni sermaye yatırımlarıyla yapılır. Marx, aynı toprak parçasına, ek sermaye yatırılarak elde edilen bu farklılık rantına farklılık rantı II demiştir. Demek ki, farklılık rantının bu ikinci biçimi, aynı toprak parçasına ek sermaye yatırılarak, entansif ekimle sağlanır. 

14 Ağustos 2014 Perşembe

Farklılık Rantının Birinci Biçimi (Farklılık Rantı I)

Marx başlarken, Ricardo’dan rant hakkında, doğru saptama dediği bir alıntı veriyor. Alıntıya göre rant, eşit miktarda iki sermayenin eşit miktarda emek kullanmasına rağmen üründe oluşan farktır. Marx, Ricardo’nun eşit toprak parçasını da eklemesi gerekirdi diye belirtiyor. Ricardo alıntısında söz konusu olan rant, farklılık rantıdır. Zaten Ricardo, farklılık rantından başka bir rantta tanımaz. Demek ki, Ricardo’nun sözünü ettiği, Marx’ın düzelterek doğruladığı rant, aynı büyüklükteki sermaye ve emeğin, aynı büyüklükteki alanlara yatırıldığı halde, verimlilik farkından dolayı, farklı ürün sağlamasından doğmaktadır. Yani bu rant, aynı büyüklükteki topraklara eşit miktarda yatırılmış olan sermayenin eşit olmayan sonucundan doğmaktadır.  Dolayısıyla, bu rant, farklılık rantıdır ve hatta farklılık rantının birinci biçimidir.

9 Ağustos 2014 Cumartesi

Farklılık Rantı (Diferansiyel Rant) Genel Görüşler

Marx, toprak rantı tahliline, rant getiren ürünlerin, diğer metalar gibi üretim fiyatı üzerinden satıldığı, yani ürünlerin ortalama satış fiyatlarının, üretim fiyatlarına eşit olduğu varsayımıyla başlıyor. Hal böyleyken, toprak rantının gelişmesi, yani kârın bir bölümünün toprak rantına dönüşmesi ve bunun toprak beyine düşmesi nasıl olanaklı hale geliyor?

Marx, toprak rantının bu biçiminin, genel niteliğini ortaya koyabilmek için, bir ülkedeki fabrikaların çoğunun gücünü buharlı makinelerden, az bir kısmının da doğal çağlayandan elde ettiği varsayımından hareket ediyor. 

5 Ağustos 2014 Salı

ARTI KARIN TOPRAK RANTINA DÖNÜŞMESİ - Giriş


Marx, şimdiye kadar kapitalist üretim ilişkisini burjuva proleter, burjuva burjuva arasındaki bir ilişki olarak irdelemiştir. Bu kısımda Marx, kapitalist ilişkiler içerisinde diğer bir sınıf olan toprak sahipleri sınıfını ele almaktadır.

Marx, burada toprak mülkiyetinin, tarihsel, bütün biçimleriyle ilgilenmiyor. Onun toprak mülkiyetine ilgisi, sermaye tarafından üretilmiş artı değerin, toprak sahibine düşen kısmı ölçüsündedir. Marx, tarımda da kapitalist üretim tarzının egemen olduğunu var sayıyor. Çünkü kapitalizm geliştikçe, tarım alanında da, emekçiler topraktan edildikçe, tarım kâr alanı olarak kapitaliste bağımlı kılınmaktadır. Yani, fabrikatör nasıl iplik üretirse ve bunun için sermaye yatırırsa, çiftçi de buğday vb. üretir ve bunun için sermaye yatırır. Dolayısıyla bu ilişki irdelenmelidir. Sermayenin toprağa yatırılmasıyla birlikte, özgün üretim ve değişim ilişkileri ortaya çıkmıştır. 

31 Temmuz 2014 Perşembe

Kapitalist Öncesi İlişkiler

Marx, tefeci sermayeyi faiz getiren sermayenin arkaik biçimi olarak ifade ediyor. Faiz getiren sermaye (tefeci), tüccar sermayesiyle birlikte, kapitalist üretim tarzından önceki ekonomik biçimlerde de var olmuş bir sermaye biçimidir. Tefeci sermayenin olabilmesi için, ürünlerin bir kısmının metalara dönüşmesi ve paranın çeşitli işlevlerinin gelişmiş olması yeter durumdur. Bu zeminde tüccar tefeci sermaye, para ticareti yapan sermaye ve tüccar sermayesine bağımlı olarak birlikte gelişmişlerdir.

Kapitalist üretime ön gelen dönemde tefeci sermayenin var olduğu biçim iki türlüdür. Bunlardan birincisi, üst sınıfların bol keseden harcayan senyörlerine, büyük toprak sahiplerine verilen borç biçiminde, ikincisi ise, emek araçlarına sahip olanlara (küçük üretici-köylü-zanaatçı ) verilen borç biçiminde tefeciliktir. Bu biçimler, kapitalist üretimin ilk dönemlerinde de ikicil olarak var olmuştur. Ama bu dönemde, faiz getiren sermaye niteliğini belirleyen biçim değillerdir.