6 Nisan 2024 Cumartesi

Ücretlerin Artışı, Meta Fiyatlarını Artırır Söylemi

İşçinin, varlığını devam ettirebilmesi ve yaşamını sürdürmesi için tek gelir kaynağı ücrettir. İşçi günlük, haftalık ya da aylık aldığı ücretle kendisinin ve ailesinin yaşamsal ihtiyaçlarını karşılar. Başka bir deyişle kendisinin ve ailesinin geçimini sağlar. 

Ücret özünde işçinin ve ailesinin, fiziksel ve sosyal varlığını sürdürmesi için; belli bir zaman aralığında tüketmesi gereken metaların değerlerinin toplamıdır. Ne var ki işçinin aldığı ücret, çoğu zaman; tüketmesi gereken bu metaların toplam değerinden sapar. Tüketilmesi gereken geçim nesnelerinin, değerinin altına düşebildiği gibi; bu değerlerin üzerine de çıkabilir. Eğer işçi, bu değerin altında ücret alırsa geçinebilme sorunu ortaya çıkarken, değerin üzerinde bir ücret alması, işçinin yaşam seviyesini iyileştirir. Bu durum işçileri, sürekli olarak ücret mücadelesi içerisinde tutar. Çünkü ücret artışını, yani ücret oranlarını belirleyen ana etken; işçilerin örgütlü mücadelesidir. Ücret belirleme dönemi olan TİS zamanlarında işçiler, sendikaları aracılığıyla pazarlık yaparak; ücretlerini artırma girişiminde bulunurlar. Çeşitli mücadele yöntemlerini devreye sokarak, yaşamsal ihtiyaçlarını karşılayacak ve bu ihtiyaçları geliştirecek ücret mücadelesi verirler.

5 Kasım 2019 Salı

Kapitalist Toplumda Çocuk Emeği

Çocukların çalışması sadece kapitalizme özgü bir durum değildir. Kapitalizm öncesi biçimlerde de çocuk emeği, aile emeğinin ve toplumsal emeğin bir parçasıydı. Evde, bahçede, tarlada, merada ya da bir usta yanında çırak olarak emekleri üretime katılıyordu. Ama kapitalist ilişkilerle birlikte; çocuklar, yığınlar halinde ücretli emek olarak üretim sürecine, sömürü alanlarına çekilmiştir. Ücretli emek olarak, üretim sürecine giren çocuklar; en ağır sömürüye maruz kaldılar. Çocukluklarına bakılmadan kölelik koşullarında, uzun çalışma saatleriyle sömürüldüler. Sermayenin değerlenmesinin ve kapitalizmin gelişmesinin bir aracı oldular. Öyle ki, kapitalizmin tarihi bir anlamda, çocuk emeğinin acımasızca sömürüsünün de tarihidir. Bugün halen, milyonlarca çocuk, sermayenin yeniden üretimi sürecinde sömürülmektedir.

4 Ekim 2019 Cuma

Sömürü Koşullarının Yeniden Üretimi

Kapitalist toplumda üretme süreci, sermayenin üretimi ve yeniden üretimi sürecidir. Yeniden üretim sürecinin temeli, emeğin, ürünlerinden; emek gücünün ise emeğin nesnel koşullarından ayrılmış olmasıdır. Başka bir deyişle, bir yanda üretim araçlarına ve geçim nesnelerine sahip olan kapitalistlerin; diğer yanda ise, sadece, emek gücüne sahip olan işçilerin var olmasıdır. Bu temel üzerinde, emeğin sömürüsü üzerinden sermayenin üretimi gerçekleşir. Bu durum, sürekli olarak yinelenen biçimde olur. Yani kapitalist üretme biçimi, bu sömürü ilişkisini, sürekli olarak yeniden üretir. İşçinin emeği, üretme sürecinde sürekli olarak, kendisine ait olmayan ürünlerde nesneleşir. Sermaye biçiminde, kapitalistin zenginliği olarak ortaya çıkar.

8 Eylül 2019 Pazar

Kapitalist Toplumda Kadın Emeği

Kapitalist toplumda kadın, iki biçimde emek harcar. İlkinde aile içerisinde ev işiyle, ailenin yeniden üretimi için emek harcarken; ikincisinde, sermayenin yeniden üretimi için emek harcar. Kadının, aile içerisinde harcadığı emek, ücretli emek değildir. Zira aile içerisinde harcanılan emek değer üretmez. Yalnızca, ailenin ihtiyacına yönelik kullanım değeri üretir. Sermayenin yeniden üretimi sürecinde ise; hem değer, hem de artı değer üretir. Kadının emeği burada ücretli emektir. Emek gücünü, bir ücret karşılığında kapitaliste satarak üretim sürecine girer. Üretim sürecinde, kadının emek gücü tüketilirken değer ve artı değer üretilir.

20 Ağustos 2019 Salı

Kapitalist Sistemde İşçinin Özgürlüğü, Nereye kadar?

Kapitalizm öncesi, efendilik - kölelik ilişkisinin olduğu toplum biçimlerinde; köleler, serfler üretme sürecinin dışından gelen baskıyla karşı karşıyaydılar. Bu ilişkileri belirleyen şey, üreticinin köleliği ve bağımlılığı, üretilmiş olanın, dolaysız üreticiden çekilip alınmasıydı. Kapitalist toplum biçimine gelindiğinde, üreticiler, kölelik ve serflik ilişkilerinden kurtulmuş, üretim araçlarından ve bağımlılık ilişkilerinden özgürleşerek, emek gücü sahibi işçi olarak; emek pazarına atılmışlardır.