Halkın, topraklarından uzaklaştırılması yoluyla yaratılan
proletarya, yeni doğmakta olan manifaktür tarafından aynı hızla emilemiyordu.
Alışılagelen yaşamlarından koparılan bu insanlar, yeni disipline yaşantıya uyum
sağlayamıyordu. Dolayısıyla bunlar, koşulların baskısıyla hırsız, dilenci,
serseri haline geldiler. Bu durum, cezalandırma yöntemiyle önlenmeye çalışıldı.
“Böylece, 15. Yüzyıl sonuyla, 16. Yüzyıl boyunca bütün Batı Avrupa’da
serseriliğe karşı kanlı yasalar çıkarıldı.”K-1-751 Bugünkü işçi sınıfı ataları,
dilenci durumuna düşürüldükleri için cezalandırılıyordu. Önce topraklarından
koparılan, evlerinden atılan, işsiz güçsüz bırakılan insanlar, serseri haline
getirilip, şiddetle cezalandırılıyor, ücretlilik sisteminin gerektirdiği
biçimde disipline ediliyorlardı.
9 Ocak 2014 Perşembe
6 Ocak 2014 Pazartesi
Tarımsal Nüfusun Topraksızlaştırılması
İngiltere’de serflik 14. Yüzyılda tamamen kalkmıştır. 15.
Yüzyıl, büyük ölçüde, kendi toprağını işleyen özgür köylülerden oluşuyordu. Bu
koşullar, halkın rahat yaşamasını sağlayan koşullardır. Ne var ki, bu durum,
kapitalist nitelikte servet olanağını dışlamıştır. Dolayısıyla, küçük
üreticiler, gelişmenin önünde ayak bağı durumuna gelmiştir ve öyleyse
mülksüzleştirilmeleri elzemdir. Marx bu bölümde, bu
mülksüzleştirilmeyi ve mülksüzleştirmenin zora dayalı karakterini
belirtmektedir.
Labels:
burjuva,
feodalizm,
ilkel birikim,
Kapital-I,
komünal,
küçük üretici,
mülksüzleştirme,
serf,
zor
4 Ocak 2014 Cumartesi
SÖZDE İLKEL BİRİKİM - İlkel Birikimin Sırrı
Sermaye birikimi, artı değerin varlığını, artı değer
kapitalist üretimi, kapitalist üretimse, daha önceden bir miktar birikmiş
sermaye ve emek gücünü gerektirir. Birikim için artı değer gerekir, ne var ki,
artı değer için de sermaye olmak gerekir. İlkel birikim, sermayenin ilk birikimini
anlatır. Bu birikimi sağlayan süreç, kişisel çalışmaya dayalı özel mülkiyetin
(küçük üretici) tasfiyesine dayanan süreçtir. Başka bir deyişle, bu süreç,
küçük üreticiyi özgür işçiye, küçük üreticinin araçlarını da sermayeye
dönüştüren süreçtir.
Labels:
feodalizm,
ilkel birikim,
Kapital-I,
kapitalizm,
köle,
mülksüzleştirme,
özgür işçi,
serf,
sermaye,
zor
31 Aralık 2013 Salı
Kapitalist Birikimin Genel Yasası
Sermayenin
Bileşimi Aynı Kalırken, Birikimle Birlikte Emek Gücüne Duyulan Talebin Artması
Marx, sermayenin bileşimini ikili anlamda ele alıyor. Birincisi
sermayenin değer bileşimi, ikincisi ise sermayenin teknik bileşimidir.
Sermayenin değer bileşimi, değişmeyen sermayenin değişen sermayeye, değer
cinsinden oranıdır. Sermayenin teknik bileşimi ise, üretim aracı kitlesi ile
emek gücü arasındaki orandır. Başka bir deyişle, üretim aracı kitlesi ile emek
gücü arasındaki ilişkidir. İlişki, şu kadar üretim aracını, bu kadar işçinin ya
da emek gücünün harekete geçirmesidir.
Sermayenin teknik bileşimi ve değer bileşimi arasında bir
bağıntı vardır. “Bunu anlatmak için sermayenin değer bileşimine, bunun,
sermayenin teknik bileşimi tarafından belirlenmesi ve bu bileşimdeki
değişmeleri yansıtması açısından, sermayenin organik bileşimi diyorum.”K-1-630
Demek ki, sermayenin organik bileşimi, sermayenin teknik bileşimine dayanan, ya
da sermayenin teknik bileşimince belirlenen, değişen ve değişmeyen sermayenin
değerlerinin birbirine oranıdır. Sermayenin
organik bileşiminde değişiklik, bu orandaki değişmedir.
Labels:
değer bileşimi,
işsizlik,
Kapital-I,
kapitalist birikim yasası,
organik bileşim,
perhiz teorisi,
semayenin merkezileşmesi,
sermayenin yoğunlaşması,
teknik bileşim,
ücret,
yedek sanayi ordusu
28 Aralık 2013 Cumartesi
Artı Değerin Sermayeye Dönüşmesi
Boyutları
Gittikçe Büyüyen Kapitalist Üretim. Meta Üretimine Özgü Mülkiyet Yasalarının
Kapitalist El Koyma Yasalarına Geçişi
Marx, artı değerin sermayeden nasıl çıktığını
göstermişti. Şimdi de, sermayenin, artı değerden nasıl çıktığını ortaya
koymaktadır. Bir kapitalist, üretilen artı değerin tamamını, kendisi için
tüketmeyip, bir kısmını, sermayesine ek bir sermaye olarak kullanabilir.
Böylece sermayesi, bir öncekine göre genişlemiş, ya da büyümüş olur. Öyleyse,
“artı değerin sermaye olarak kullanılmasına ve tekrar sermayeye
dönüştürülmesine sermaye birikimi denir.”K-1-595 Bu, sermayenin giderek
büyümesi ve genişlemesidir. Diyelim bir kapitalist, 10.000 sterlinlik sermaye
yatırsın ve 2.000 sterlin artı değer elde edilsin. Şimdi kapitalistin, kişisel tüketimini göz
ardı edelim ve 2.000 sterlin artı değerinde ek sermaye olarak yatırıldığını var
sayalım. Bu durumda, yeni yılda yatırılacak sermaye, 12.000 sterlin olacaktır. Yıl
sonunda üretilecek artı değer de 2.400 olacaktır. Bu süreç, böyle devam ederek,
sürekli olarak, sermayede bir büyüme genişleme olacaktır.
Labels:
artı değer,
cimri,
emek gücü,
emek üretkenliği,
gelir,
Kapital-I,
kapitalist,
kişileşmiş kapitalist,
kişileşmiş sermaye,
perhiz teorisi,
sermaye,
sosyalizm,
üretken emek
25 Aralık 2013 Çarşamba
SERMAYE BİRİKİMİ - Basit Yeniden Üretim
Bir para tutarı, pazarda üretim aracı ve emek gücüne
dönüştürülür. Bu, sermaye olarak hareket edecek değerin ilk adımıdır. Daha
sonra, üretim süreci, başlangıçta yatırılan sermaye ile birlikte onu da aşan
bir artı değeri de içeren bir meta ile son bulur. Yine bu meta, dolaşım alanına
geçerek, orada paraya dönüşür. Tüm bu süreç, sermayenin çevrimini oluşturur.
Sermaye, bu süreçte başlangıçta olduğunudan fazla bir değere ulaşır,
değerlenir. Diğer bir anlamda, sermaye süreç sonunda büyümüş yani birikmiş olur.
Birikimin ilk koşulu, eldeki metanın paraya, paranın büyük kısmında tekrar
sermayeye dönüştürülmesi gerekir.
Marx,
sermaye birikimini ele almadan önce, üretim ölçeğinin aynı biçimde
tekrarlandığı basit yeniden üretimi ele almaktadır. Sürecin ayrıntılı tahlili
ikinci ciltte yapılacaktır.
Labels:
angarya,
basit yeniden üretim,
bireysel tüketim,
emek fonu,
emek gücü,
Kapital-I,
sermaye birikimi,
ücret,
ücret biçimi,
üretim,
üretken tüketim
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)