20 Haziran 2014 Cuma

Kredi ve Fiktif Sermaye


Marks burada ticari kredi ve banka kredisiyle ilgileniyor. 

Paranın ödeme aracı olarak işlevi ve meta üreticileriyle ticaretini yapanlar arasında alacaklı borçlu olma ilişkisinin, metaların basit dolaşımından nasıl geliştiği gösterilmişti. Kapitalist üretim tarzının gelişmesiyle kredi sisteminin doğal temeli genişler ve yaygınlaşır. Para burada genellikle, ödeme aracı olarak hizmet eder. Yani metalar, ileri bir tarihte ödenmek üzere, ödeme vaadiyle satılır. Marx kısa olsun diye tüm bu borç senetlerini poliçe başlığında topluyor. Poliçeyi, para işlevi gören bir kredi türü olarak ele alıyor. Bu poliçeler, ödeme tarihlerine kadar dolaşımda bulunurlar. Bunlar alacak verecek olarak birbirlerini eşitledikleri sürece gerçek para işlevi görürler.

Bu girişten sonra hemen belirtelim ki, ticari kredide henüz borç verilebilir sermaye bağımsız biçime bürünmemiştir. Herhangi bir metayı üreten kapitalist bir başka kapitaliste, metasının karşılığını ileriki bir tarihte ödemek üzere metasını satar. Bunun karşılığında da bir ödeme vaadini gösteren bir poliçe alır. Kapitalistler böylece birlerine kredi açmış olurlar. Bu süreci anlatan ve Marx’ın yapmış olduğu alıntıyı verelim: “Ch. Coquelin, Du Credit et des Banques dans l'Industrie, Revue des Deux Mondes, 1842, Tome 31: "Her ülkede kredi işlemlerinin çoğu, sınai ilişkiler çerçevesi içerisinde yer alır. ... Hammadde üreticisi, imalatçı fabrikatöre kredi açar ve ondan belli bir tarihte ödeme yapmak için taahhüt alır. Kendi payına düşen işi tamamlayan fabrikatör de şimdi ürününü benzer koşullarla, onu daha fazla işleyecek olan başka bir fabrikatöre kredi ile verir ve bu şekilde kredi, birinden diğerine uzanıp giderek tüketiciye kadar ulaşır. Toptancı tüccar, bir yandan fabrikatörden ya da komisyoncu aracıdan kredi aldığı halde, perakendeci tüccara kredi ile mal verir. Hepsi de bazen para, ama çoğu kez ürün olmak üzere bir eliyle borç alır, öteki eliyle borç verir. İşte bu şekilde, sınai ilişkiler içerisinde bütün yönlere doğru uzanan ve birbiriyle kesişen aralıksız bir avans alış-verişi yer alır."K-3-354 Demek ki, kredi genellikle meta biçimindedir ve kapitalistler birbirlerine kredi açmaktadırlar. Kuşkusuz bu sürecin gelişmesi, yani bu kredinin gelişmesi, krediyi banka kredisi biçimine götürür. 

Kredi sistemi, meta ticaretiyle el ele giden, para ticaretinin gelişmesine bağlıdır. Para ticaretinin yanı sıra, faiz getiren sermayenin yönetimi, para ticareti yapan kimselerin özel işlevi olur. Borç alınıp verilmesi bunların özel işi haline gelir ve bunlar, borç verenle alan arasında aracılık ederler. Bunlar bankerler olarak, borç verilebilir sermayenin yönetimini, bireysel borç verenlerin ellerinden almış olurlar. Bankalarda toplanan bu sermayeyi sunan bu bankerler, sanayi ve ticaret kapitalistlerinin karşısına, borç para verenlerin temsilcileri olarak çıkarlar. Bir banka, bir yanda, borç verenlerin toplaşmasını, öte yanda da borç alanların para-sermayesinin toplaşmasını temsil eder. Genel olarak kârı, borç alırken verdiği faize göre, borç verirken aldığı oranın daha yüksek olmasından oluşur.”K-3-354 

Bankalara borç verilebilir sermaye çeşitli yollardan gelir. İlkin sanayici kapitalistin kasadarı olarak, üretici ve tüccarın, yedek fon bulundurma durumunda olduğu para sermaye, sonra para kapitalistlerin borç verilebilir sermayeleri bankalarda toplanır. Bu aşamada bankalar, kapitalistler arasında bir aracı konumundadır. Banka sisteminde gelişmeyle, özellikle mevduata faiz verilmeye başlanıldığında, her sınıfa ait tasarruf edilen paralar, bankalara yatırılmaya başlanır ve ayrıca yavaş yavaş tüketilen gelirler de bankaların yolunu tutar. Tek başlarına sermaye olarak iş göremeyecek olan bu küçük paralar büyük para kitleleri haline gelir. Böylece bankalar, kendi özgün işlevleri olan, para kapitalistleriyle borç alanlar arsındaki aracılık faaliyetlerinden daha fazla faaliyeti olan konumuna gelirler.

Bankerlerin verdiği kredi, başka bankalara çekilmiş poliçeler, çekler, kredi hesapları ve banka, banknot çıkaramaya yetkiliyse, bankanın çıkardığı banknotlar biçimini alır. Banknot, banka tarafından üzerine çekilmiş, hamiline ödenir, özel senet yerine verilmiş çektir. Kredi parasının bu biçimi, dolaşıma girerek, para olarak işlev görür. Bankalarda asıl ağırlığı olan mevduattır.  

Marx devamla, çeşitli yazarların konuyla ilintili tanımlamaları, deneyimleri ve düşüncelerinden alıntılar veriyor.Fiktif sermaye tanımını 29.Bölüm de (Banka Sermayesini oluşturan Kısımlar) buluyor.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder