30 Haziran 2014 Pazartesi

Dolaşım Aracı ve Sermaye, Tooke ve Fullarton'un Görüşleri

Marx, Tooke’nin dolaşım aracı olarak parayı, para sermaye ve faiz getiren sermayeyle karıştırmasına değiniyor.

Dolaşımdaki para, gelirin harcanmasını sağladığı sürece, sikke(para) olarak dolaşımda bulunurlar. Para burada, sürekli olarak sermayenin yerini almasına karşın, sikke işleviyle dolaşımda bulunur. Bir ülkede, paranın bir kısmı bu işleve ayrılır. “Ne var ki, para, ister satın alma aracı (dolaşım aracı), ister ödeme aracı şeklinde olsun, sermayenin transferini sağladığı sürece, sermayedir.”K-3-392 Demek ki, para sermayenin transferini sağlıyorsa sermayedir. Parayla sikkeyi ayıran satın alma ya da ödeme araçlığı değildir. Bu “fark, gerçekte, gelirin para-biçimi ile sermayenin para-biçimi arasındadır, yoksa, dolaşımdaki para ile sermaye arasında değildir; çünkü, belli bir miktardaki para, tüccarlar arasındaki alım-satımlarda olduğu kadar, tüketiciler ile tüccarlar arasındaki alış-verişlerde de dolaşım yapar. İşte bunun için, her iki işlevinde de aynı derecede dolaşımdaki paradır.”K-3-392 Demek ki, gelirin dolaşımı olan dolaşımla, sermayenin dolaşımı farkını, dolaşımdaki parayla, sermaye farkına indirgememek gerekir. İster gelirin para biçimi, isterse sermayenin para biçimi olarak hizmet edilsin, paranın dolaşım aracı olma niteliğinde bir şey değişmez. 

Tooke, işlevsel özellikleri karıştırarak, her iki işlevde dolaşan para miktarını ortaya atarak ve her iki işlevi yerine getirmek için dolaşımda bulunan ve böylece, yeniden üretim sürecinin her iki yanında yer alan, para miktarlarının nispi sorununu öne sürerek, karışıklıklara neden oluyor. Oysaki dolaşım aracı paranın, ne kadar olacağını,  sermayeyi ya da geliri temsil edip etmediğine bakılmaksızın, dolaşım hızı ve dolaşımda bulunan metaların fiyatları belirler. Paranın kitlesi, satın alma ve ödeme aracı olarak yaptığı işlevle belirlenir. Diğer yandan, gelir olarak dolaşımla sermaye olarak dolaşım alanı birbirine bağımlıdır. Harcanacak gelir kitlesi, tüketimin hacmini ifade eder. Üretim ve ticarette dolaşım yapan sermaye kitle büyüklüğü, yeniden üretim sürecinin hızı ve hacmini ifade eder. Aynı koşullar, her iki işlevdeki para miktarı üzerinde farklı etkide (hatta zıt etkide) bulunur.  

Bolluk zamanlarında işlerin iyi gittiği dönemde işçi ücretleri de, kapitalistin gelirleri de artar. Meta fiyatları, ticaretin hayati kollarında düzenli yükselme gösterir. Dolaşımdaki para miktarı da, belirli sınırlar içerisinde artar. Belirli sınırlar içerisinde artar, çünkü, dolaşım hızında büyüme, dolaşım aracı miktarına engel koyar. Gönenç dönemlerinde, gelirin harcanmasına hizmet eden dolaşım aracı kitlesi önemli ölçüde artar. Kapitalistlerle kapitalistler arasındaki dolaşıma, sermaye transferine gelince; gönenç dönemi, canlı bir iş dönemidir ve bu süreç esnek ve kolay kredi dönemidir. Kapitalistle kapitalist arasında dolaşımın hızı doğrudan kredi ile düzenlenir. Bakiyelerin ödenmesi için gerekli olan dolaşım aracı kitlesi, mutlak anlamda artsa da, yeniden üretim sürecindeki genişlemeye oranla azalır. Bütünüyle bakıldığında para dolaşımı; gelirin harcanması (I. departman ) mutlak genişlerken, sermaye transferi (II. departman) nispi daralsa bile, tamamen dolu görünür. 

Bunalım dönemlerinde bir nolu dolaşım (gelir harcaması) daralır, fiyatlar düşer, ücretler düşer, işçi sayısı azalır. Paraya olan gereksinim, kredinin daralışıyla birlikte iki nolu dolaşım da (sermaye transferi) artar. Durgunlukla el ele giden kredi azalmasıyla bir no için, gelirin harcanması için gerekli dolaşım kitlesi azalır. İki no için, sermaye transferi için gerekli kitle genişler.

Marx’a göre, depresyon dönemini, gönenç döneminden ayıran şey, Fullarton’un dediği gibi borç sermayeye olan kuvvetli bir talep değildir. Fark sermaye talebinin gönenç döneminde kolayca, depresyon döneminde güçlükle karşılanmasıdır. Öyle ki, depresyon dönemindeki kredi darlığının nedeni, gönenç dönemi boyunca kredide gelişme, borç sermayeye talebin artışı ve kolayca bu talebin karşılanmasıdır. Bu nedenle bu iki döneme, taşıdıkları özelliği veren, borç sermayeye olan talebin hacmindeki farktır. 

Her iki dönemi birbirinden ayıran başlıca olgu, gönenç dönemlerinde tüccarlarla tüketiciler arasında dolaşım aracına olan talep ağır basar. Depresyon döneminde ise, kapitalistler arasında dolaşım aracına olan talep ağır basar. “Depresyon döneminde bunlardan ilki azalır, ikincisi artar.”K-3-398

Marx, bunalım dönemlerinde sermaye kıtlığından söz edilemez düşüncesindedir. Demek ki bunalım dönemlerinde sermaye yetersiz değildir. “Tam tersine, piyasalar aşırı derecede dolmuş, meta-sermayeye boğulmuştur. Şu halde, bu darlığın nedeni, hiç bir şekilde meta-sermaye kıtlığı olamaz.”K-3-407

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder