Marx bu bölüme “sermaye ilişkileri, faiz getiren
sermayede, en yüzeysel ve en fetiş biçime ulaşır.” K-3-343 diyerek başlıyor.
Sermayeye bu fetiş biçimi veren ve onu gizemli biçime sokan şey, bu sermayenin çevriminde
ara aşamaların görülmeyişidir. Bu ilişkide görünen şey P—P' hareketidir, yani paradan para
yaratma ve kendisini genişleten değerdir. Örneğin 1000 sterlin %5 faiz oranıyla
borç verildiğinde, sermaye para kapitalistine bir yıl sonunda 1050 sterlin
olarak döner. Sermayenin geçirdiği ara aşamaları temsil eden ilişki görünmez. Daha
doğrusu o bir ilişki olarak görünmez. Görünen şey, bir miktar paranın bir süre
sonra çoğalmış olarak dönmesi, ya da, bir miktar değerin bir süre sonra
çoğalmış olarak dönmesidir.
Tüccar
sermayesinde, P—M—P', dolaşım alanında olmasına karşın, kâr sanki dolaşım
alanında doğuyor yanılgısını vermesine karşın, hiç değilse, onda kapitalist
hareket biçimi vardır. Hiç değilse kâr sadece bir şeyin ürünü değil, toplumsal
bir ilişkinin (alım, satım hareketi) ürünü olarak görünür. Hiç değilse, satış
ve alış gibi iki harekete bölünmeyi ve zıt evrelerin birliğini temsil
eder. Bu durum, faiz getiren sermaye biçiminde yani P—P' hareketinde tamamen yok
olur. Hem üretim hem de dolaşım süreci, faiz getiren sermaye biçiminde
görünmez. Dolayısıyla da bu formül (P—P') sermayenin anlamsız olan ilk özetini verir.
Yeniden üretim süreci burada olabildiğince çarpıtılmıştır. “Bu da gene,
çarpıtılır. Faiz, kârın, yani faal kapitalistin işçiden sızdırdığı artı-değerin
bir parçasından başka bir şey olmadığı halde, şimdi tam tersine, faiz sanki
sermayenin tipik ürünü, asıl öğesi ve, girişim kârı şeklindeki kâr ise,
yalnızca yardımcı bir öğe ve yeniden-üretim sürecinin bir yan ürünü olarak
görünür. İşte böylece, sermayenin fetiş biçimine ve fetiş sermaye kavramına
ulaşmış oluruz.” K-3-344 Böylece, P—P' hareketinde, sermayenin anlamsız
biçimini, yeniden üretim sürecinin son derece çarpıtıldığı, kendi yeniden
üretim sürecinden önce gelen sermaye biçimini (faiz getiren sermaye) buluruz. Sermaye
artık, bir esrar perdesiyle örtülmüştür. Sermaye, faiz getiren sermaye biçimi
içerisinde saf fetiş biçimini almıştır. Bu biçim içerisinde artık kârın kaynağı
fark edilemez hale gelmiştir.
Bilindiği üzere, sermayenin yeniden üretimi sürecinde para biçimi geçici bir biçimdir. Ama para piyasasında sermaye daima para biçiminde bulunur. Üretilen artı değer burada, para biçiminde ve onun özünde taşıdığı bir kısım olarak görünür. “Büyüme süreci ağaç için neyse, para doğurma da [faiz ve döl -ç.], sermayenin, para-sermaye biçiminde özünde taşıdığı bir şey gibi görünür.”K-3-345 Ara aşamalar artık yoktur, sermayenin hareketi kısaltılmıştır. Paradan paraya, kendini çoğaltan para vardır. “Para şimdi gebedir.” Borç verildiğinde o, faal kapitalist tarafından üretim sürecine yatırıldığı zaman faiz onun yavrusu olarak büyümeye başlar.
Marx, borç
sermayesinin bu durumunun yol açtığı yanılgılara değiniyor. Dr. Price’ın
sermayeyi bir esrar perdesine büründüren hayalleriyle başlıyor. Dr. Price’ den
alıntı veriyor: "Bileşik faiz getiren para önce yavaş yavaş artar. Ama,
artış oranı gitgide hızlandığı için, bir süre sonra aklın alamayacağı bir hıza
ulaşır. Kurtarıcımızın doğduğu gün, yüzde 5 bileşik faizle borç verilen bir
peni, şimdiye kadar, hepsi de som altından 150 milyon tane dünyanın
içerebileceğinden daha büyük bir miktara ulaşmış olurdu. Yok, eğer basit faizle
verilmiş olsaydı, aynı zaman içinde, ancak yedi şilin dört buçuk peni olurdu.
Hükümetimiz, şimdiye değin para işlerini düzeltmede bu iki yoldan,
birincisinden çok ikincisini seçmiştir."K-3-350 Bu geometrik dizinin
ulaştığı boyut Price’ın gözlerini kamaştırıyor. Marx devamla, Pitt’in de
katıldığı bu saçmalığın örneklerini alıntılıyor. Marx’a göre bu saçmalıklar,
şeylerin en yüzeysel görüngülerinden derlenmiş günlük ön yargılardan
doğmaktadır. Bu önyargılar esrarlı bir
ifadeyle yüceltilmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder