5 Nisan 2014 Cumartesi

Fiyat Dalgalanmalarının Etkisi


I. Hammadde Fiyatlarında Dalgalanmalar ve Bunların Kar Oranı Üzerinde Doğrudan Etkileri

Artı değer oranında, değişme olmadığı var sayımıyla hareket ediliyor. Hammadde fiyatlarındaki değişme, değişmeyen sermayeyi etkiler ve dolayısıyla da, kâr oranını daima etkiler. Marx burada, yalnızca makinelerin üretiminde kullanılan, ya da makine üretimine hizmet eden yardımcı maddelerin, fiyat dalgalanmalarıyla değil, bunların, metaların üretim sürecine girmeleri ölçüsünde fiyatlardaki değişmelerle ilgilenmektedir. Burada bir de uyarı yapıyor. Hammaddelerin, doğal zenginliklerinin avantajının, kendini sermayenin bir doğurganlığı gibi gösterdiğini, bunun da ücret yüksekliği ya da düşüklüğünden bağımsız olarak, kâr oranını belirleyen etmenlerden olduğunu belirtiyor. 

Hammaddeler, değişmeyen sermaye öğeleridir ve dolayısıyla, bunların fiyat dalgalanmaları kâr oranını etkiler. Hammadde fiyatında, h kadar bir düşme olsun. Bu durumda; a : S, ya da a : (s + d), a : (S -h) ya da a : [(s -h) + d] halini alır. Yani, toplam sermaye değeri, h kadar düşer ve kâr oranı yükselir. Hammadde fiyatları, h kadar yükselmiş olsun. Bu durumda;  a : S, ya da a : (s + d), a : (S + h), ya da a : [(s + h)+d] halini alır. Yani toplam sermaye değeri, h kadar yükselir ve kâr oranı düşer. Öyleyse kâr oranı, hammadde fiyatıyla ters orantılı olarak düşer ya da yükselir.

Düşük hammadde fiyatları sanayi ülkeleri için önemlidir. Dış ticaretin, yaşam gereksinimlerini ucuzlatma yoluyla, ücretler üzerinde etkisinin yanında kâr oranlarını da etkiler. Dış ticaret, sanayi ve tarımda kullanılan hammaddeleri etkiler, dolayısıyla kâr oranını etkiler.

II. Sermayenin Değer Olarak Yükselmesi, Düşmesi, Serbest Kalması ve Bağlanması

Marx sermayenin bağlanmasından, üretimin aynı ölçekte devam edebilmesi için, ürünün toplam değerinin bazı kısımlarının, değişen ve değişmeyen sermayeye tekrar çevrilmesini kastediyor. Sermayenin serbest kalmasındansa, ürünün toplam değerinin, değişmeyen ve değişen sermayeye çevrilecek kısmının, üretim aynı ölçekte devam ettiği halde, fazlalık hale gelmesini kastediyor.

Üretim sürecinde, hammaddelerin fiyatı düşer ya da yükselirse, değerleri de yükselir ya da düşer. Şimdi diyelim hammaddelerin değeri yükselsin, bu durumda üretime aynı ölçekte devam edebilmek için, ek bir sermayeye ihtiyaç duyulacaktır. Dolayısıyla sermaye bağlanmış olacaktır. Bu kez de hammaddelerin değeri düşsün, bu durumda da, üretime aynı ölçekte devam edebilmek için, var olan sermayenin bir kısmı serbest kalacaktır. Çünkü eskisinden az sermaye ile aynı ölçekte üretim yapılabilir hale gelinmiştir. 

Diyelim pamuğun fiyatı yükseldi. Bu durumda, pamuk ucuzken imal edilmiş, yarı mamul ve mamul malların fiyatları yükselir. Henüz işlenmemiş depodaki pamukla, işlenmekte olan pamuğun değeri yükselir. Henüz işlenen pamuk ilk değerinden daha fazla değer katar. Öyleyse, “hammadde fiyatlarının artması halinde eğer piyasada önemli miktarda mamul mal varsa, bunların imalat aşamaları ne olursa olsun, bu metaların değeri yükselir ve böylece, mevcut sermayenin değerini de yükseltmiş olur. Aynı şey, üreticinin elinde bulunan hammadde, vb. ikmali için de doğrudur.”K-3-103 Bu durumun kâr oranını etkileyeceği açıktır. 

Değişmeyen sermayenin makine, bina, taşınmaz mallar kısmına gelince; bu kısmın kullanım değerini, dolayısıyla değerini düşüren iyileştirmeler ortaya çıktığında modalarının geçmesi; emek zamanın uzatılması ve gece gündüz vardiyaları halinde çalışmaya neden olur. Zira yeni makinenin ortaya çıkmasıyla eski makinenin değer kaybı kapitalisti, eski makinenin değerinin daha kısa sürede yeniden üretilmesi çabasına iter.

Marx değişen sermayeyi de gözden geçiriyor. 

Emek gücünün, yeni değer yarattığını, değerini ürüne aktarmadığını biliyoruz. Bu durumda emek gücünün, değerinin düşüp yükselmesi, metanın değerini etkilemez. Ama artı değeri etkiler. Emek gücünün değeri, emek gücünün yeniden üretimi için gerekli geçim araçlarının değerinin yükselmesiyle yükselir, düşmesiyle de düşer. Demek ki, değişen sermayenin, serbest kalması ya da bağlanması, emek gücü üretilmesi, maliyetinin düşmesi ya da yükselmesinin sonucudur. Emek gücü değerinde, düşme ve yükselme, artı değerde bir yükselme ya da düşmeye tekabül eder. 

Emek gücünün fiyatı değiştiğinde, değişen sermayenin bir kısmı serbest kalır ya da tersine bağlanır. Diyelim ücretler düşsün. Bu durumda, yeni sermaye yatırımı söz konusuysa, aynı miktar emeği harekete geçirmek için daha az para gerekecektir. Eğer yatırılmış sermaye söz konusuysa, artı değer oranı, dolayısıyla da kâr oranı da yükselecek, sermayenin bir kısmı da serbest kalacaktır. Ücretlerde yükselme halinde ise, tersi durum söz konusu olur.  

Marx, değişen sermayenin, ücretlerin aynı kalması durumunda da serbest kalıp, bağlanabileceğine dikkat çekiyor. Böyle bir durumu yaratacak olan şey, emek üretkenliğinin artması ya da düşmesidir. Emek üretkenliğinin artmasıyla, aynı işi daha az emekle yapma durumunda, ya da tersi durumda böyle olur.

Marx devamla, hammaddelerin aynı ölçekte yerine koyulamamasının yaratacağı soruna değiniyor. Sabit sermayelerden makineler, çalışır olduğu sürece eskiyen yıpranan kısmın para olarak hemen koyulması gerekmez. Oysa hammaddelerde durum farklıdır. “Hammadde fiyatlarının yükselmesi halinde, ücretler düşüldükten sonra metaların fiyatından, bunun yerine konulması olanaksız hale gelebilir. Şiddetli fiyat dalgalanmaları, bu nedenle, yeniden-üretim sürecinde, kesintilere, büyük kargaşalıklara ve hatta yıkımlara yol açabilir.”K-3-108 Özellikler organik doğadan elde edilen ürünler, fiyat dalgalanmalarına açıktır. Zira ürünün azlığı çokluğu, doğal koşullara da bağlıdır. Aynı miktar emek,  farklı kullanım değerleriyle temsil edilebilir ve dolayısıyla farklı fiyatlara sahip olabilir. Örneğin, verimsiz bir yıl, bir üründe arzı azaltıp talebi artırabilir. 

Kapitalizm geliştikçe, bu hammadde ihtiyacı artacak, ama doğal sınırlılık, bu talebin önünde engel olacaktır. Bu nedenle kapitalizmin gelişmesiyle, üretim araçlarının sabit bölümü, döner kısmına göre daha hızlı gelişecektir. Marx şöyle ifade ediyor: “İşte bu yüzden, değişmeyen sermayenin, sabit sermayeyi, makineleri, vb. kapsayan kısmının üretimi ve artışı, organik hammaddeleri içeren kısmını önemli ölçüde geride bırakacak, ve böylece, bunlara olan talep, bunların arzından daha büyük bir hızla büyüyeceği için fiyatlarını yükseltecektir; bu tamamen mümkün ve hatta gelişmiş kapitalist üretim sistemi altında kaçınılmaz bir şeydir.”K-3-108 Bu, yeniden üretim süreci öğelerindeki bir fiyat dalgalanışı, karışıklıklara yol açacaktır. Kapitalist üretim ne kadar gelişmişse bu karışıklık o kadar fazla olacaktır.

Hammadde fiyatlarında ani çöküş, bunların yeniden üretimini frenler, böylece bu hammaddeleri ilk üreten ülkelerin tekeli kurulur. Bu üretiminde bazı sınırlamalarla olsa da olur. Tekelle genişlemiş ölçekte üretilebilir. Kapitalistler hammaddeleri düzenleme için birlikler kurabilir. Ne var ki, bu rekabetle tekrar ortadan kalkar. “Hammadde üretiminin, yaygın bir şekilde, kapsamlı ve uzak görüşle denetimi düşüncesi, yerini bir kez daha, talep ile arzın birbirlerini karşılıklı olarak düzenleyecekleri inancına bırakır. Ve şurasını da kabul etmek gerekir ki, böyle bir denetim, bütünüyle, kapitalist üretim yasalarına aykırıdır ve ebediyen dindarca bir dilek olarak kalır, ya da büyük tehlike ve karışıklık zamanlarında görülen istisnai işbirliği ile sınırlıdır.”K-3-109

III. Genel Görünüm. 1861-65 Pamuk Bunalımı , Buna Ön Gelen Yılların Öyküsü. 1845-60 

Marx burada belirtilen tarihler arasındaki süreci(Amerika İç Savaşı’nın fiyatların yükselmesine neden oluşu- İngiltere’de pamuk sanayinde kriz, pamuk arzının azalması), fiyat dalgalanmaları perspektifiyle irdeliyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder