Marx, ikisi de onar saatlik işgünü olan, iki iş dalında, iki meta sürecini ele alarak
karşılaştırıyor. Pamuk ipliği fabrikası ve lokomotif fabrikası…
Bunlardan pamuk ipliği, tamamlanmış olarak, günlük ya da
haftalık çıkartılırken, lokomotifin tamamlanmış bir ürün olarak çıkabilmesi
için emek sürecinin daha uzun bir zaman (diyelim 3 ay) yinelenmesi
gerekecektir. Birinci durumda emek, günlük ve haftalık yinelenirken, ikinci
durumda emek süreci çok sayıda günlük emek süreçlerini kapsar ve süreklidir. Günlük
emek süreçleri (on saat) aynı olmalarına karşın, ürünün tamamlanmış olarak,
üretim sürecinden ayrılıp dolaşım alanına çıkma süreleri belirgin olarak
farklıdır. Dolayısıyla üretken faaliyetin yerine getirilmesi için gerekli olan
zaman farklıdır.
Eğer burada, yatırılan sermayeler eşitse, üretken
faaliyet farkı, devir hızında bir farklılığa yol açar. Hem iplik, hem de
lokomotif fabrikasında, aynı miktar sermaye yatırıldığını, değişmeyen ve değişen,
sabit ve döner oranının eşit, işgünü eşit, gerekli artı emek bölüşümünün aynı
ve ayrıca dolaşım problemi olmadan, sipariş üzerine üretildiklerini varsayalım.
İplik fabrikası sahibi olan kapitalist, günün ya da haftanın sonunda,
tamamlanmış ipliği teslim ederek, döner sermaye için yatırdığını alırken, sabit
sermayesinin yıpranan kısmını da alır ve üretim sürecine aynı sermaye ile
tekrar başlayabilir. Zira sermayesi devrini tamamlamıştır. Lokomotif
fabrikasındaki kapitalist için durum farklıdır. Lokomotif fabrikası sahibi
kapitalist, üç ay boyunca, emek gücü ve hammadde için para yatıracaktır. Ayrıca
sabit sermayesinin aşınma ve yıpranması için de sürekli para yatıracaktır.
Kuşkusuz bu döner sermaye ve sabit sermayesinin aşınan ve yıpranan kısmı,
kapitalistin eline, lokomotifin üç ay sonra teslimi ile geçecektir. Aradaki
fark ortadadır. İplik fabrikatörü, her hafta yatırdığını alıp, devreyi
başlatırken, lokomotif fabrikatörü, üç ay için, her hafta ücretlere, döner
sermaye ve sabit sermayenin aşınan yıpranan bölümü için sermaye
bulundurmalıdır. Lokomotif fabrikatörü, iplik fabrikatörüne göre, ücretler,
döner ve sabitin yıpranma ve aşınma kısmı için, 12 kat fazla sermaye
bulundurmalıdır.
Marx buradan çalışma dönemi tanımına geçer. Lokomotif
fabrikasında bir makine yapımı için 100 işgünü gerekli olsun. İplik ya da
lokomotif fabrikasında çalışan işçiler yönünden 100 işgünü, onar saatlik
birbirini izleyen 100 emek sürecini içerir ve işçi yönünden kopuk kopuk bir
büyüklüktür. Ama ürün açısından bu 100 işgünü, sürekli bir büyüklüğü, 1000
saatlik bir işgününü, yani birbirine bağlı bir tek üretim faaliyetini
oluşturur. İşte “çok ya da az sayıda birbirini izleyen ve birbirleriyle
ilişkili işgünlerinden oluşan böyle bir işgününe, ben, çalışma dönemi
diyorum.”K-1-210 diyor Marx. Demek ki,
çalışma döneminden kasıt, her hangi bir sanayi dalında, bir ürünün tamamlanmış
olarak çıkması için gerekli olan, birbirlerine bağlı işgünlerinin sayısıdır.
Bunalım ve kesintiler döneminin, yani işin kesintiye
uğramasının, iplik üretimi benzeri (kömür vb) üretim alanları üzerinde etkisi, bugünkü
ipliğin üretimini, yarın yeni iplik üretiminin izlememesi olacaktır. Ama devir
dönemi uzun olan, lokomotif, gemiler, yapılar vb için durum daha farklı
olacaktır. Zira bu alanlarda bir kesintinin olması, o günün haftanın işini
değil, birbirine bağıntılı tüm üretim faaliyeti kesintiye uğrayacaktır. İş
kesintiye uğrarsa, o zamana kadarki, tüketilmiş üretim aracı ve emek boşa
gidecektir. İş başlasa da geçen zaman içinde ürün bozulmuş olacaktır
Devir zamanı, üretim zamanı ve dolaşım zamanından oluşur.
Örneğimizdeki iplik, bir haftada devrederken, lokomotif üç ayda devretmektedir.
İplik üreticisi kapitalist, haftada bir ürettiğini satmakla, yeni hammadde yeni
emek gücü satın alabilir. Üretimi aynı ölçekte yeniden başlatabilir. Makine yapımcısı kapitalist, iplik üreticisi
kapitalist gibi, ilk hafta harcanan döner sermayeyi paraya çeviremez. Üç ay
sonrasına kadar, yani ürün tamamlanana kadar beklemek zorundadır. Bu dönem
boyunca, her hafta emek gücü ve hammadde satın almalıdır. Her hafta, üretim
alanında üretilen makineye değer eklenir. Üç ay sonra da satışıyla üretilen
değer geri döner. İşte bu andan itibaren üretimi yeniden başlatabilir. Bu durumdan
şu sonuç çıkar ki, makine üretimi gibi çalışma dönemi uzun alanlara sermaye
daha uzun bir zaman için ve daha büyük miktarlarda yatırılmalıdır.
Öyle ki, “kapitalist
üretimin daha az gelişmiş aşamalarında, uzun bir çalışma dönemini ve
dolayısıyla da uzun bir süre için yol yapımı, kanallar vb. gibi büyük bir
sermaye yatırımını gerektiren girişimler, özellikle ancak büyük bir ölçekte
yapılabildiklerinde, ya kapitalist temele dayanarak hiç yapılmayıp, daha çok
topluluk ya da devlet hesabına (eski zamanlarda, emek-gücü yönünden genellikle
angarya şeklinde) yapılırlar. Ya da, üretimi uzun bir çalışma dönemini
gerektiren nesnelerin ancak çok küçük bir kısmı, kapitalistin kendisinin özel
olanakları ile yapılırlar.” K-2-212 Ama büyük sermayelerin bireylerin ellerinde
yoğunlaştığı, ortaklaşmış kapitalistlerin (anonim şirketler) ortaya çıktığı,
kredi sistemini oluştuğu gelişmiş kapitalizmde, çalışma dönemleri uzun olan
yatırımlar, bireysel kapitalistlerce yapılabilir olmuş ve dolayısıyla bütünüyle
kapitalist üretim alanına girebilmiştir. Demek ki, sermayenin yoğunlaşma ve
merkezileşmesinin artmasıyla birlikte, uzun çalışma dönemini gerektiren, başka
bir deyişle sermaye devrinin uzun olduğu üretim alanları, sermayenin konusu
haline gelmektedir.
Marx devamla çalışma döneminin kısaltılması durumuna
değinmiştir. Elbirliği, iş bölümü, makine kullanımı vb çalışma dönemini
kısaltır. Ayrıca “Kredi sistemi, bir yandan, sermaye yoğunlaşmasını teşvik
eder, hızlandırır ve artırırken, öte yandan da çalışma döneminin ve dolayısıyla
da devir zamanının kısalmasına yardımcı olur. “K-2-214 Ne var ki, çalışma
döneminin belirli doğal koşullarla belirlendiği durumlarda, kısalma olmaz.
Hasat, hayvan yetiştirme vb.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder