8 Nisan 2014 Salı

Tamamlayıcı Düşünceler

Bir üretim alanındaki kâr miktarı, o üretim alanındaki artı değere eşit olsa dahi, burjuva, kârı artı değerle aynı şey olduğunu düşünmeyecektir. Zira görüngüde kâr, artı değerden yani, karşılığı ödenmemiş emekten bağımsız olarak görünmektedir. 

Bu görüngünün nedenlerinde birisi, kârın dolaşımdan doğuyormuş gibi görünmesidir. Yani, metaların değerinin üretilmesi değil de, metaların değerinin gerçekleştiği yerde kârın oluştuğu sanılmasıdır. İkincisi ise, kâr oranında görülen farklılıklardır. Artı değerin daha büyük ya da küçük kâr oranıyla ifade edilmesi, yani daha fazla ya da az kâr, “kapitalistin ya da onun yöneticileri ile satıcılarının kişisel işbirliklerine büyük ölçüde bağlıdır.”K-3-126 Bunu açıklamak için Marx’ın örneğine bakalım. 

5 Nisan 2014 Cumartesi

Fiyat Dalgalanmalarının Etkisi


I. Hammadde Fiyatlarında Dalgalanmalar ve Bunların Kar Oranı Üzerinde Doğrudan Etkileri

Artı değer oranında, değişme olmadığı var sayımıyla hareket ediliyor. Hammadde fiyatlarındaki değişme, değişmeyen sermayeyi etkiler ve dolayısıyla da, kâr oranını daima etkiler. Marx burada, yalnızca makinelerin üretiminde kullanılan, ya da makine üretimine hizmet eden yardımcı maddelerin, fiyat dalgalanmalarıyla değil, bunların, metaların üretim sürecine girmeleri ölçüsünde fiyatlardaki değişmelerle ilgilenmektedir. Burada bir de uyarı yapıyor. Hammaddelerin, doğal zenginliklerinin avantajının, kendini sermayenin bir doğurganlığı gibi gösterdiğini, bunun da ücret yüksekliği ya da düşüklüğünden bağımsız olarak, kâr oranını belirleyen etmenlerden olduğunu belirtiyor. 

31 Mart 2014 Pazartesi

Değişmeyen Sermayenin Kullanımındaki Ekonomi


Eğer artı-değer belli ise, kâr oranı ancak, meta üretimi için gerekli değişmeyen sermayenin değeri azaltılmak suretiyle artırılabilir.“ K-3-76 alıntısıyla başlayalım.

Artı değer aynı olduğu bir durumda, değişmeyen sermayede yapılacak bir ekonomi, ne kadar fazla olursa, kar oranı o kadar yüksek olacaktır. Bu durumda değişmeyen sermaye için yapılan harcamalar, ne kadar kısılırsa, kapitalistin kar oranı artacaktır. Kapitalist bu bilinçle, üretim araçlarında bir ekonomi yapma hevesindedir. Marx bu bölümde, değişmeyen sermaye değerini düşürme çabalarına, başka bir deyişle, değişmeyen sermaye değerinin düşme koşullarına değiniyor.  

28 Mart 2014 Cuma

Devrin Kâr Oranı Üzerindeki Etkisi

Bu bölümü Engels yazmıştır. 

Engels, devrin artı değer ve dolayısıyla da kârın üretimine olan etkisinin ikinci ciltte ele alınmış olduğunu belirtiyor. Kısa bir özet geçiyor. Devir için gerekli zaman aralığından kaynaklı sermayenin tamamı aynı zamanda üretim alanında kullanılamaz. Sermayenin bir kısmı üretim alanındayken, bir kısmı para biçiminde ya da hammadde ikmali, satılmamış meta vb. biçiminde atıl bir şekilde bulunabilir. Dolayısıyla da aktif sermaye atıl bekleyen sermaye kadar eksiktir. Böylece, üretimde el konulan artı değer de aynı ölçüde azalmış demektir. O halde “devir dönemi ne kadar kısa olursa, sermayenin bütününe oranla atıl kalan bu kısmı o kadar küçük ve bu nedenle, diğer koşullar aynı kalmak üzere, el konulan artı-değer o kadar büyüktür. “K-3-67

25 Mart 2014 Salı

Kâr Oranının Artı Değer Oranı ile Bağıntısı

Marx, burada ve bu kısmın (artı değerin kâra ve artı değer oranının kâr oranına dönüşmesi) tamamında, belli sermayeye düşen kâr miktarının, o sermaye tarafından, belli dolaşım dönemi boyunca üretilen, artı değer miktarına eşit olduğu varsayımıyla hareket ediyor. Böyle yapılmakla, şimdilik, artı değerin alt biçimlere (rant, faiz, vergiler vb.) bölünmesi ve ikinci kısımdaki (kârın ortalama kâra dönüşmesi) kâr oranı yoluyla elde edilen kârla özdeş olmaması durumu bir yana bırakılmış olunuyor.

Artı değer oranı, üretilen artı değerin, ücretler olarak yatırılmış değişen sermayeye oranıdır ve a' = a / d olarak gösterilir. Eğer artı değer, değişen sermaye ile değil de, toplam sermaye ile ilişkiye sokulursa, buna kâr denir. Öyleyse kâr oranı, artı değerin toplam sermayeye oranıdır ve k' = a / S olarak gösterilir. Ya da, k' = a / a + s olarak gösterilir. Zira henüz, değişmeyen sermayenin tamamını aktardığını düşünüyoruz. 

23 Mart 2014 Pazar

Kâr Oranı

Sermayenin genel formülünün, P-M-P' olduğunu biliyoruz. Formülün anlamı, daha fazla değer çekme amacıyla, dolaşıma bir miktar değer sokulmuş olmasıdır. Bu süreci gerçekleştiren, sermaye sürecidir ve daha fazlayı üreten süreç, kapitalist üretimdir. Kapitalist, her hangi bir metayı, ne meta üretmiş olmak için, ne de kullanım değeri yaratmış olmak için üretir. Onun tek bir amacı vardır. O da değer üretmektir. Yalnızca değer üretmek değil, yatırdığından daha fazla değer üretmektir.

Kuşkusuz kapitalist, daha fazla değere ulaşabilmek için, elindeki değişen sermayesini canlı emek karşılığında değişmesi gerekir. Tabi ki bu değişim, onun, emeği hemen sömürmesini sağlamaz. Kapitalist, canlı emeği sömürebilmek için, onu üretim sürecine sokması gerekir. Bunun için de kapitalistin, üretim koşullarına yatırım yapması gerekir. Çünkü kapitalist, canlı emeğin işlev yapması için gerekli olan, emek araçlarına, işleyeceği konuya, makinelere, ham maddelere yatırım yapmaksızın sömüremez.